Ayağımın Tozuyla Aşk: Aşka Seyahatin Romanı | Serkan Parlak

Ağustos 12, 2024

Ayağımın Tozuyla Aşk: Aşka Seyahatin Romanı | Serkan Parlak

Burçak Gönül’ün kendi gezi notlarından alıntılarla bezeli romanı Ayağımın Tozuyla Aşk, geçtiğimiz aylarda Remzi Yayınevi etiketiyle okurla buluştu. “Ayağımın Tozuyla Aşk, özgür ve isyankâr genç bir kadının, İstanbul’da mutlu aile evinde başlayıp farklı coğrafyalara, safran kokan sokaklardan dalgalı okyanus sahillerine uzanan seyahatleriyle paralel giden içsel yolculuğunun hikâyesi…” deniyor kitabın arka kapak yazısında.

Romanın hemen başında -anımsama ve içini dökme, okurla samimi tonda dertleşme- alternatif yaşama, modern gezginliğe geçiş öncesi anlatıcı kadın karakter çocukluğuna gidiyor; adının anlamıyla mizacı ve alınyazısı arasındaki ilişkiyi öğreniyoruz. Asuman; hayallerinin peşinden giden, sosyal, hareketli, mücadeleci,  yaratıcı, neşeli, atılgan, hırçın, isyankâr bir kadın. Üniversite sınavına hazırlandığı dönemde annesini kanserden kaybediyor ve onun son cümlelerini kendisine yaşam düsturu ediniyor: “Tıpkı gökyüzünün sonsuzluğu gibi dışarıda da uçsuz bucaksız bir dünya var. Git, gezip gör, farklı kültürleri öğren. Cesur ol, yolda kaybolmaktan korkma. Öğrenmeyi, keşfetmeyi ve en önemlisi kendini bulmayı unutma. Söz ver bana; dünyanın neresinde olursa ol, başını göğe çevireceksin, gündüz bulutlara, gece yıldızlara bakacaksın. Ümit etmekten, hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyeceksin.”

Asuman’ın annesinin ölümü sonrası yas süreci, çok kısa süre sonra babasının annesinin yakın arkadaşıyla evlenmesi nedeniyle yaşadığı düş kırıklığı, üvey kardeşiyle zıtlaşmaları, sırdaş olarak çocukluk arkadaşını, dert ortağı olarak anneannesini seçmesi ve sonunda odasına çekilerek kitap kurdu olması, okuru Külkedisi’nin yeni bir yorumu üzerine düşündürebilir. Asuman, annesine verdiği sözü tutuyor. Geziyor, gördüğü yerler hakkında üniversite yıllarında gittiği Sri Lanka gezisiyle birlikte yazmaya başlıyor. Gezi bloğunun takipçileri yüz bini aşınca aldığı teklifle gezi programı hazırlamaya başlıyor ve ödül kazanıyor. Ödül gecesi ayakkabısındaki fiyongu düşürüyor ancak bu kayıp, medyatik bir kanal yöneticisiyle aşklarının yolunu açıyor. Başarılı kariyeri, aşkta ve çocuk sahibi olma konusunda yaptığı zorlu seçimler, annesinin yaşam mottosundan esinle gezmesi, görmesi, öğrenmesi, babasıyla hesaplaşması, çelişkileriyle yüzleşerek değişmesi ve sonunda kendini yeniden var etmesi onu feminist okuma üzerinden özgün, özgür ve güçlü bir kadın figürüne dönüştürüyor.     

Asuman gezip gördüğü Sri Lanka, Japonya, Hindistan, Kolombiya, Ruanda, Avustralya, Zanzibar, Güney Afrika, İtalya, Brezilya ve Endonezya’nın; farklı insanları, orijinal kültürel ve sosyo-ekonomik yapıları, tarihi, coğrafyası, zorlu yaşam koşullarında ayakta kalmaya çalışan insanları hakkında, derinlikli gözlemlere dayanan sahici hikâyeler anlatıyor. Gezilen yerlerle ilgili kültürel farklara dair ilgi çekici – maymunların otellere girmesi, kadınların pübik kılları, iri fare eti yemeleri – ve dipnotların da katkısıyla öğretici bilgiler veriyor, absürt durumları da anlatarak gülümsetiyor. Dinler, mimari yapılar, gündelik hayat ve yeme-içme kültürüne dair anlatımlar ise belki de en dikkat çekici bölümleri oluşturuyor. Roti, ramen, rogan josh, ajiako, fırında tilapia, pavlova tatlısı, urojo çorbası, bobotie, gado gado tariflerine “Ağzımın Tadıyla” başlığıyla romanın sonuna eklenen bölümden bakılabilir. Bu anlamda, çok bilinen bir aşk masalı ve bir tür modern zamanlar seyahatnamesine ek olarak, olmazsa olmaz yemek tarifleri okuyoruz ve roman türünün yazarın inisiyatifi doğrultusunda yeri geldiğinde farklı türleri de kapsayabileceğini bir kez daha hatırlıyoruz.   

Ayağımın Tozuyla Aşk’ın temel teknik özelliklerini geriye dönüş, türler arası bileşim, özetleme ve hikâye etme öğeleri oluşturuyor. Her bölümde romanın merkez karakteri Asuman’ın hayat hikâyesinden hareketle, özetlemeye dayalı hızlı geçişler söz konusu, romanın hem masal hem de gezi türünü içermesiyle uyumlu bir yöntem bu. Burçak Gönül yalın, akıcı, duru, özlü, günlük konuşma dili odaklı lezzetli, sıcak ve samimi hikâyeler aracılığıyla göstermeden çok anlatmayı tercih ediyor. Diyaloglar ve betimlemeler sınırlı ancak işlevsel olduğundan hem olup biteni okurun hayal gücüyle canlandırmasını sağlıyor hem de merak öğesini canlı tutarak olay akışını besliyor.

Üçüncü romanı olan Ayağımın Tozuyla Aşk ile bir kez daha gözlem gücünü, mizah duygusunu, üslubunu ve kaleminin kıvraklığını ispatlayan Gönül, yazacağı yeni kitaplar hakkında merak uyandırmayı başarıyor.

edebiyathaber.net (12 Ağustos 2024)

Yorum yapın