Aslı Uçar’ın “1950’ler Türkiye’sinde Edebiyat Dergileri” adlı kitabı VakıfBank Kültür Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Aslı Uçar “1950’ler Türkiye’sinde Edebiyat Dergileri”nde, edebiyatımızın belki de en ateşli yıllarındaki yayınları ve tartışmaları kaynak göstererek değerlendiriyor. Can Yücel’den Nurullah Ataç’a, Orhan Kemal’den Attilâ İlhan, Yaşar Kemal ve Peyami Safa’ya kadar bu dergilerden hangi usta kalemler geçti ve iz bıraktı? Hepsini detaylıca okuyacaksınız.
Edebiyat dergileri, Türkiye’de modernleşme hareketinin başlangıcı sayılan Tanzimat döneminden bu yana edebî tür ve tekniklerin gelişiminde önemli rol oynuyor. 50’ler ise edebiyat dergilerinin altın yılları olarak kayıtlara geçiyor. “1950’ler Türkiye’sinde Edebiyat Dergileri” bu konuyu derinlemesine analiz ediyor.
Kitapta Uçar, 1950’li yıllarda yayımlanan Hisar, Mavi, Pazar Postası, Varlık ve Yeditepe dergilerinin yazınsal anlayışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini inceliyor. Bu dergilerin edebî değerlerin oluşturulmasında, korunmasında ve değiştirilmesinde nasıl bir rol oynadıklarını değerlendiren Uçar, “Köy romanı türünün geliştiği, öyküde ve şiirde modernist biçimlerin denendiği 1950’lerde edebiyat dergilerinin yazınsal üretim ve tüketim koşullarını nasıl etkilediğini irdeledim” sözlerini kaydediyor.
Dergiler o yıllarda daha çok satıyor
Peki, bu kapsamlı çalışma okura neler kazandırıyor? “Edebiyat dergilerinin incelenmesi farklı edebî ve kültürel anlayışların ortaya çıktığı tarihsel ve maddi koşulları daha iyi anlamamızı sağlıyor” diyen Uçar kitapta, belirtilen dönemin sosyo-siyasal panoramasını çıkarıyor, ardından dünyada ve Türkiye’de dönemi etkisi altına alan edebiyat akımlarına değiniyor. Edebiyat dergilerinin tirajlarının yüksekliğine dikkat çeken Uçar, “Türkiye nüfusunun yaklaşık 25 milyon, okur-yazar oranının ise yaklaşık yüzde 40 olduğunu düşündüğümüzde o dönemdeki tirajların bugünkü edebiyat dergisi tirajlarından çok daha yüksek olduğunu anlayabiliyoruz” diyor.
Güdümlü edebiyat tartışmaları
Kitabın ikinci bölümü “Poetikalar”da dergilerin yazınsal duruşlarını genişçe inceleyen Uçar, önce dergiler hakkında temel bilgiler aktarıyor. Sahipleri ve editörlerini, kaç yıl ve kaç sayı çıktıklarını, fiziksel görünüşlerini, editör yazıları ile manifestolardan hareketle her derginin temel fikir anlayışını sıralıyor. Bu dergilerde köy edebiyatı da tartışılıyor, güdümlü edebiyat da. Kişisel polemik ve tenkitler hallice…
Yazarların eleştirisinde sınır yok
Can Yücel, Tarık Buğra, Melih Cevdet Anday, Nurullah Ataç, Orhan Kemal, Attilâ İlhan, Yaşar Nabi, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Memet Fuat, Orhan Veli, Behçet Necatigil, Cahit Sıtkı Tarancı, Yaşar Kemal, Mehmet Çınarlı, Peyami Safa… Yazarlar birbirlerini destekliyor, iğneliyor ya da yazılarında oldukça sert ifadelere yer verebiliyor.
Kimine göre bazı yazarlar için sanat sadece bir vasıta, “daha doğrusu bir maske.” Dahası, siyasi fikirlerini bir sanat görüşü olarak kabul ettirmeye çalışıyorlarmış.
Kimine göre bazı şairler “büyük bir şair diye yutturulmaya çalışılıyor…” denilerek eleştiriliyor.
Kimi için ise “ağlamaklı ve can sıkıcı kafiyelerle donatılmış mısralarla eskilerin seviyesine düşüyor” diyen de var… Yanlış anlamaların altında, o yıllarda kuramsal ve derinlikli tartışmalar gerçekleştirilmeden kişilerin ve akımların etiketlenmesi bulunabiliyor. Ve daha niceleri…
Aslı Uçar’ın “1950’ler Türkiye’sinde Edebiyat Dergileri”, mevcut yayınların kültür yaşamımıza neler kazandırdığını anlatırken, yazarların buralardaki çalışmalarını referans göstererek dönemin edebî dokusunu ve tartışmaların nedenini aydınlatan kapsamlı bir kitap
edebiyathaber.net (18 Ocak 2019)