Nobel Edebiyat Ödülü her yıl idealist eğilimi en farklı şekilde ifade eden yazara verilen bir ödül. İsveçli, akademi üyeleri iki bin yirmi yılı Nobel Edebiyat Ödülü’nü dokuz yıl aradan sonra ilk defa bir şaire, Amerikalı Louise Glück’e layık gördüler.
Yetmiş yedi yaşındaki kadın şair yüz yirmi altı bin Amerikan doları ödüle hak kazandı. Ancak bu yıl Nobel Edebiyat Ödülü Törenleri Corona virüs salgını nedeniyle iptal edildi. Bu da uzun bir aradan sonra ilk defa oluyor. Günümüzden altmış dört yıl önce bin dokuz yüz elli altıda Sovyetler Birliğinin Macaristan’ı işgal etmesini protesto etmek amacıyla bu tören iptal edildi.
Şair Louise Glück bin dokuz yüz kırk üç yılında New York‘ ta doğuyor. Kökenleri anne tarafından Rus-Yahudilerine ve baba tarafından Macar Yahudilerine dayanıyor. Babasının yazar olma hayalini gerçekleştiriyor Glück. Çocukluğu Long Island’da geçiyor. Ailesi tarafından Yunan mitolojisi eğitimi veriliyor. Joan of Arc (Jeanne d’Arc) ın hayatı gibi pek çok klasik hikayeyi çocukluğunda öğreniyor. Erken yaşta şiir yazmaya başlıyor. Gençlik döneminde anoreksiya nevroza sıkıntısı çekiyor. Kolombiya üniversitesine başlayan yazar sağlık nedeniyle tam zamanlı eğitime devam edemediği için eğitimini yarım bırakmak zorunda kalıyor. Ancak Sarah Lawrence Koleji’ nde şiir dersleri almaya başlıyor.
Glück’un ilk şiir derlemesi olan Firstborn (1968) eleştirmenlerden olumlu not alıyor. Yazar olmasının yanı sıra çeşitli akademik kurumlarda (Goddard Koleji) şiir dersleri veriyor, şiir öğretmenliği yapıyor. İkinci şiir kitabı House on Marshland (1975) şairin kendine özgü sesinin farkedilmesiyle beğeni topluyor. Üçüncü eseri Descending Figure (1980) adlı kitabında yer alan Boğulmuş Çocuklar şiiri yüzünden bazı kesimler tarafından çocuk düşmanı olmakla suçlanıyor. Bu üzüntünün ardından The Triumph of Achilles (1985)’i yazıyor ve bu kitabıyla ödül alıyor. Bu kitabında yer alan Mock Orange şiiri antolojilere geçiyor ve üniversite derslerine konu olarak işleniyor. Ararat (1990) isimli eserinden sonra The Wild İris (1992) isimli şiir kitabı çıkıyor ve onu The First Four Books of Poems (1995), Meadowlands (1997), Vita Nova ( 1999), The Seven Ages (2001), Averno (2006), A Village Life (2009), Poems (2012) ve Faithfuland Virtuous Night (2014) isimli yapıtları izliyor. Bunların arasında The Triumph of Achilles ve The Wild Iris en beğeni toplayan yapıtları olarak gösteriliyor.
Şairin bu yıl aldığı Nobel Prize in Literature’den önce Pulitzer Prize for Poetry (1993), Bollingen Prize (2001), US Poet Laureate (2003-2004) National Book Award (2014) ve National Humanities Medal (2015) gibi pek çok ödülü var
Glück Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan on altıncı kadın oluyor. Eserlerinde yalın ve lirik bir dil kullanıyor. Şiirlerinde nadiren kafiye görülüyor ve işlediği konuların kurgusu olduğunu söylüyor eleştirmenler. Bunun aksine birinci tekil şahıs kullanarak yazdığı şiirler için itirafları şeklinde yorum yapan eleştirmenler de mevcut.
Güven Turan tarafından çevirisi yapılan seçme şiirleri YKY Yayınlarından basılarak Türk okuyucusuyla buluşuyor.
Yuvaya Dönüş şiiri de lirik bir dille birinci tekil şahıs kullanılarak yazılmış bir şiir. Nuray Önoğlu tarafından çevirisi yapılan bu şiirde sade bir dil kullanan şairin geçmişe özlemi bir saudade yoğunluğunda karşımıza çıkıyor. Şiir çocukluğa özlem ve nostaljik unsurlar da taşıyor, yaşamı ve benliği sorgulayış da.
YUVAYA DÖNÜŞ
Bahçede bir elma ağacı vardı-
Bu kırk yıl evvel olmalı-ardında
alabildiğine çayırlar. Çiğdemler
ıslak çimlerde sürüklenen.
O pencerede duruyordum:
Nisan sonuydu. Bahar çiçekleri komşunun bahçesinde.
Kaç kez çiçek açtı o ağaç,
tam o gün ama, doğum günümde,
daha önce ya da daha sonra değil?
Değişkenin evrilenin
Sabitle ikamesi
Amansız yeryüzünün
imgeyle ikamesi. Ne biliyorum
bu yere dair.
ağaç rolünü onyıllardır
bir bonsai oynuyor, sesler
yükseliyor tenis kortlarından—
Tarlalar uzun çimenlerin kokusu, taze biçilmiş.
Lirik bir şairden bekleneceği gibi.
Dünyaya bir kez çocukken bakarız.
Gerisi hatadır.
Yazar halen Yale Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak çalışmakta ve Massachusetts’te yaşamaktadır.
Zeynep Yenen – edebiyathaber.net (16 Ekim 2020)