“Yaratım sancıları çekeceksin, Moda’ya taşınacaksın, yüksek belli, dar paça pantolon giyeceksin, Ajansça konuşacaksın; Türkçe-İngilizce ortaya karışık.Kedi veya köpek besleyeceksin, Instegram’a fotoğraflarını koyacaksın. Ünlü marka kitaplar okuyacaksın. Kitabın kuşbakışı fotoğrafının çekilip Instegram’a yüklenmesi Ajans İnsanı’nı daha entelektüel göstermektedir, ajansta sabahlayacaksın, deadline’a yetişeceksin…”
Babası evde beyaz atletle oturan, annesi elmayı bıçağın ucuna takıp saplayacakmışçasına babasına uzatan Yartu Tanak,“Ajans İnsanı” olma yolunda emin adımlarla ilerleyip seniorlığa terfi etmiştir. Ancak bir derdi vardır: Eniştesigiller.
Yıllardır görüşmediği enişteleri ile dedesinin esrarengiz ölümü sebebiyle tekrar görüşmek zorunda kalan Yartu, enişteleri tarafından âdeta lanetlenmiştir. Enişteleriyle tekrar görüşmeye başladığından beri hayatındaki her şey kötüye giden Yartu, özel kahvesini içmeden uyanamayan Albatros Boramir’in Arife Tarif Dijital Ajansı’nda yönetici ve metin yazarı iken bir anda kendini menemen yemeden ayılamayan eniştesi Buhara Dal’ın Çekyat Dünyası’nda, ardından Çaçan TV’de bulur.
“Fuck! Neyi açıklayacaksın dostum neyi açıklayacaksın! Şu an benim odama bile sinmiş olan o ucuz, arabesk, alaturka soğan kokusunu mu yoksa koridorda ayakkabımın altına yapışan sumaklı maydanozu mu? Hangisini? Kebapçı mı işletiyorum sence ben burada Siri? Ajans İnsanı lahmacun yermi Siri?”
Bir yanda lahmacun yemenin yasak olduğu ajansta çalışıp özel kahvesini içemeden uyanamayanlar diğer yanda menemen yemeden güne başlayamayanlar ve bu iki zıt kutup arasında kendini kaybeden Yartu…
“Buhara Enişte gömleğinin düğmelerini açıp kollarını sıvadı. ‘Bisss…’ diyerek tüpün başına geçti. ‘Nasıl olsa kaynayacak,’ diye soğanı kabuklarıyla attı. Domatesleri de yıkamaya gerek yoktu. Daha önce belirttiği gibi, nasıl olsa kaynayacaktı. Onları da dörde bölüp tavaya fırlattı.”
Aktüel dergisinde muhabirlik yaparak iletişim sektöründe dirsek çürütmeye başlayan, ardından pek çok dergi ve internet sitesinde editörlük yaptıktan sonra dijital ajanslarda Ajans İnsanı olarak havalı bir yaşam sürmeye karar veren Duygu Yazıcıoğlu; bu kitabı kâinattaki tüm eniştelere, eltilere, yengelere, dünürlere, görümcelere, bacanaklara, kayınçolara ve baldızlara ithaf ediyor. İlk kitabı olan 4 Enişte 1 Cenaze gerek kurgusu gerek akıcılığı gerek absürtlüğü açısından muhteşem bir kitap. Yazarın,“Galaksisel Bir Aile Parodisi” olarak kaleme aldığı, bir solukta okuyacağınız bu absürt romanın her sayfasını keyifle çevirecek, okurken eniştelik müessesini sorgulayacak, “Yok artık,” diyerek kahkahalarınıza engel olamayacaksınız.
edebiyathaber.net (17 Eylül 2018)