Ketebe Yayınları’nın Ketebe Modern serisinden yayımlanan Dev, 1958 senesinde ilk basımı Almanca yapılmış,* yazar Tibor Déry’nin 3 öyküsünü topladığı bir eseridir. Macar yazar Déry’nin (neredeyse novella sayılabilecek) bir uzun ve iki kısa öyküsünü bir arada bütünleştirdiği bu kitap, farklı zaman aralıklarında yazılmış ve birbirinden farklı temalara odaklanmış öyküleri barındırsa da Macaristan toplumunun parçalarını yapboz misali resmettiği için, bir çerçeveye bakar gibi tek bir açı içerisinden izlendiğinde, dikkat çekici fikir kıvrımlarını hemen gözler önüne seriyor.
Zannediyorum şair Ülkü Tamer de bahsetmeye çalıştığım o fikir kıvrımlarını fark etmiş olmalı ki bu eseri dilimize kazandırmış ve ilk defa 1968 senesinde yayımlamış.** Macaristan’ın sadece kendi zamanında dikkat çeken kalemlerinden biri olması dışında, kendisinden sonraki birçok yazarını da etkilemiş olan Déry’nin Dev isimli bu eseri, tam kırk sene sonra Ketebe etiketiyle yeniden gün yüzüne çıkmış oldu.
Politik görüşlerini hiçbir zaman gizlemeyen ve bu sebeple de on seneye yakın hapis yatmış olan Tibor Déry, bu eserindeki üç öyküyü de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yazmış ve savaşın ardından Macaristan’daki insanların en temel iki sorununa özellikle pencereler açmaya çalışmış. O iki temel sorun ise aşk ve yoksulluk.
Belki de savaşın etkisinden kaynaklandığı için, yazar Déry bu eserindeki karakterleri oldukça naif ve nahif olarak resmetmiş. Eserin ilk ve en uzun öyküsü olan Dev, 1947 senesinde yazılmış. Öykünün, basit bir öykü gibi başlayıp sonrasında bir masal gibi devam etmesi ve sanki bir destana yaraşır gibi bitmesi, oldukça dikkat çekiciydi. Zira bazı noktalarda artık nasıl devam edecek diye kendi kendime sorup dururken, sürekli farklı türden metinler okumaya başlıyor gibi hissettim ve bu pek de karşı karşıya kaldığım yöntemlerden biri değildi.
Uzun bir maratonun ardından dinlendirici bir etkiye sahip olan ikinci öykü Aşk ise 1955 yılında yazılmış. Otobiyografik öğelerin yoğun olduğu bu öyküden, elbette yazar Déry’nin hayatından haberdar olan okurlar daha farklı bakış açıları yakalayacaklardır. Daha çok diyaloglar hâlinde ilerleyen öykü, 1971’de filme de çekilmiş fakat ne yazık ki Károly Makk’ın bu eseri Macaristan sınırları dışında belirginleşmeyi başaramamış. Zaten diyaloglar ve ara ara kısa betimlemeler ile bir öykü olmanın dışında, bir senaryoya da benzemesi açısından ‘Aşk’ öyküsü dikkat çekici.
Üçüncü öykü Tuğla Duvarın Arkasında’da, dikkatli okurlar için göze çarpacak en önemli şey ise mütercim Ülkü Tamer’in kelime tercihleri olacaktır. Yazar Déry’nin politik görüşlerine odaklandığı bir eser olmasının yanı sıra, yirmi sene bir yere sıkışmış olarak kalmanın tadını da okura hissettiriyor.
Bu yazıyı yazmak için hazırlanırken, Déry’nin en önemli eserlerinden biri olarak kabul gören ‘Tamamlanmamış Cümle’ isimli hacimli romanının konusuna da denk geldim ve içimden Ketebe’nin bu eseri de yayımlamasını diledim. Neden olmasın? Bekleyelim.
* Der Riese. [Az óriás], Frankfurt am Main, Insel, 1958.
** Dev. Roman. [Az óriás], Türkçesi: Ülkü TAMER, İstanbul, Varlık Yayınevi, 1968. Milliyet, 1983.
edebiyathaber.net (7 Temmuz 2023)