Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2013 Ödül Töreni’nde yarışmaya gönderilen 520 öyküyü değerlendiren Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni Müren Beykan, dozu yüksek acıların öyküleri biçimlendirdiğini ve gençlerin ağırlıklı olarak ölüm, hastalık ve yoksulluğu yazdığını açıkladı.
Günışığı Kitaplığı tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerini kapsayan Zeynep Cemali Öykü Yarışması’na 51 farklı şehirden 520’den fazla öykü gönderildi. 144 öyküyle en kalabalık katılımı gerçekleştiren İstanbul’u, 71 öyküyle İzmir, 53 öyküyle Ankara, 34 öyküyle Adana izledi. İlk defa bu yıl yarışmaya Edirne, Kars, İskenderun, Şanlıurfa, Bartın, Şırnak, Elazığ ve Bitlis’ten de öyküler geldi. Yarışmaya katılan öğrencilerin sadece beşte birinin erkek, geriye kalanların kız öğrenci olması, geçen yıllar gibi yine en dikkat çekici noktalardandı.
Yarışmanın Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni Müren Beykan, 28 Eylül’de Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen çocuk ve gençlik edebiyatı ve yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü sonunda gerçekleştirilen 2013 Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada öyküleri sosyolojik ve istatistiksel açılardan değerlendirdi. Beykan, öykülerde en sık rastlanan konunun dozu yüksek acılara düşme olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “121 öyküde ölüm, 63 öyküde en kötülerinden hastalıklar, 55’inde yoksulluk, 50’sinde engellilik söz konusu edilmiş. Elimizdeki öykülerde, ebeveyn ölümü başı çekiyor. Ya annenin ya babanın kaybı, özellikle annenin kaybı, çocukların en büyük korkusu.”
Okullarda çocuklara “klasikler” adı altında sürekli “eski” yaşamlara ait öyküler, romanlar okutulmasının bir sonucu olarak gençlerin o romanları örnek aldığını belirten Müren Beykan, “Gençler eski ustaların üslubunda, klasik tadda yazmayı yeğliyor ve öykülerin büyük çoğunluğu ‘genç’ duyguları yansıtmıyor. 500’den fazla öykü arasında sadece 27 öykü fantastik, 3 öykü tarihsel ve topu topu 2 öykü bilimkurgu türünde. Bugünün teknolojisi ve yaşam tarzı görmezden geliniyor. Ayrıca öykülerde mizah çok az kullanılıyor” dedi.
Bu verilerden çıkarılması gereken derslere de değinen Beykan, “Çocuklarımıza, günümüz yazarlarını daha sık okutabilmenin yolunu bulmalıyız. Artık 100 Temel Eser’le sınırlanmamalıyız. Seçkilere daha fazla öncelik tanıyıp, çocuğu, genci edebiyatla buluşturma üzerinde durmalıyız” derken; gençlere yayımlanmış önemli seçkileri tanıtmanın, onları daha çok sayıda yaratıcı yazarla buluşturmanın ve onları kendi yazarlarını seçmede özgür bırakmanın önemini vurguladı.
edebiyathaber.net (7 Ekim 2013)