Hepimiz zaman zaman şu durumu yaşamışızdır: “Parlak beyaz ekrana gözlerimizi kırparak dik dik bakarız ve beynimiz önümüzde duran Word dosyası gibi boştur.”
Yaratıcılık, çabucak elde edilen bir şey değildir. Bir anda gelir ve beklenmedik bir anda gider. Hatta en fazla ihtiyaç duyduğun anda çok uzaklardadır.
Yaratıcılığınızın sekteye uğradığı dönemler sinir bozucu olabilir, fakat böyle dönemlerde hiçbir iş yapmadan boş boş oturup bilgisayar farenizin ilhamı yeniden yakalamasını beklemeyin. Unutmamak gerekir ki, yaratıcılığınızı engelleyen şeyin ne olduğunu bilirseniz, bu tıkanma sürecini daha çabuk aşarsınız.
Burada sizin yaratıcılığınızı öldüren beş şey ve onlarla başetmenin yolları var:
Başarısız Olmaktan Korkuyorsunuz
Mükemmeliyetçilik ve başarısızlık korkusu genellikle bir arada var olurlar ve sizi, yaratıcı bir projeye tam anlamıyla odaklanmaktan, hatta bunu düşünmekten bile alıkoyabilirler. Çünkü mükemmel olmaya çalıştıkça, risk alma ihtimalimiz azalır, yaratıcılığı ve yenileşmeyi yok eden “erteleme” ihtimalimiz artar.
Mükemmeliyetçilik, olumlu şeylerden ziyade olumsuz duyguların değişmez kaynağıdır. Onun kontrol ettiği bireyler, en fazla kaçınmak istedikleri şeye odaklanırlar: Olumsuz değerlendirmeye.
Hara Estroff Marano Psychology Today adlı blogunda bu konuda şunları yazıyor. “O yüzden mükemmeliyetçilik, sonsuz bir rapor kartıdır; insanları tamamen bencil yapar, sürekli kendisini değerlendirmeye çalışmasına sebep olur ; insafsız bir düş kırıklığına yol açar ve insanı depresyonla kaygıya mahkum eder.”
Mükemmeliyetçilik eğilimi ve başarısızlık korkusuyla mücadele etmek için, çabuk iyileşen insanların edindiği şu alışkanlığını benimsemeyi deneyin: Başarısızlığın hayatın kaçınılamaz gerçeği olduğunu kabul ederek başlayın.
Çok Büyük Düşünüyorsunuz
Büyük resmi düşünmek, yaratıcı süreç için önemlidir; fakat büyük resme çok fazla odaklanırsanız, güzel düşüncelere kötülüklerin de eşlik ettiğini görürsünüz. Lifehacker bunu şöyle açıklar: 10 şehir düşünmeye çalışın. Sonra sizin doğduğunuz yere yakın olan 10 şehir düşünün. Göreceksiniz ki araştırmanızın kapsamını daraltmanız isimleri daha çabuk hatırlamanızı sağlayacaktır.
Lifehacker,” Sıkıntılardan faydalanmayı öğrenmemiz daha fazla fikir ve çözüm yolu bulmamızı mümkün kılar” der. “Hatta sıkıntısı olmayan insan, kendisine sıkıntı yaratmaya çalışır. Çoğu insana on şehir ismi sorulduğunda, aynı tür çağrışımları kullanır: başkentler, geçen yıl ziyaret ettiği şehirler vs.
Çok Yoğunsunuz
Yazar Gary Klein’a göre stres ve yoğun tempo yaratıcılığı yok eden -en azından yavaşlatan- yaygın sebeplerdir. Zihninize uzaklaşma özgürlüğü verirseniz, yaratıcılığınızı ve yenilikçi yönlerinizi geliştirirsiniz. Son nöroloji araştırmaları da hayal kurmanın, yaratıcık ve imgelemle aynı zihinsel süreci gerektirdiğini kabul ederler.
Klein, “Boş zamanlarını dinlenilen müzikle ilgili sohbet etmeden geçiren ya da sadece hayal kurmak için boş zaman yaratmayan insanlar adına endişeleniyorum” der.
Kendinizi stresli hissettiğiniz zaman ya da bir kitap üzerinde çalışırken, kısa bir süre hiçbir şey yapmamanız, verimliliğinizi arttıracaktır.
Masa Başında Oturuyorsunuz
Eğer masa başında oturarak çalışırken ilham gelmesini bekliyorsanız, daha uzun süre bekleyeceksiniz. Çünkü masa başında oturup kendinizi probleme çözüm bulmak için zorlamanız, düşüncelerin özgür akışını engelleyebilir.
“Birkaç dakikalığına kendi kişisel alanınızdan ayrılmanız yeni düşünceler oluşturmanız için muazzam bir fark yaratacaktır,” der Emile Heyward. “Bu sayede oluşacak değişimin gücünü küçümsemeyin.”
Sanatçılar yaratıcılıklarını yansıtabilmek için uzun süre farklı ve yeni çevreler ararlar. Mesela Woody Allen ilhamın genellikle kendisine uzun ve sıcak bir duş alırken geldiğini söyler.
Çok Karamsarsınız
Karamsarlık ya da sinizm hayal etmeyi öldürüp, zehirli bir zihin yapısı yaratabilir. Gaia Grant ve Andrew Grant “Yaratıcılığı Kim Öldürdü”de şöyle derler:
“Karamsar olanlar işleri ters gidince kendilerini suçlama eğilimindedirler. Her olumsuz tecrübeleri, onları yeniden denemek için daha isteksiz yapar.” Gaia Grant ve Andrew Grant, olumsuz meseleleri farklı şekilde değerlendirmenin ve yeni şeyleri denemenin, kötü tutumla mücadele etmede yardımcı olabileceğini iddia ediyor.
Karamsarlık, kendi çabanızı yavaş yavaş yok etmeniz veya başarısızlığın uzun süren sonuçları olduğunu zannetmeniz gibi, kendini savunma davranış ve tutumuyla ilişkilendirilir. Ama araştırmalar bunun tersine, mutluluk ve iyimserlik gibi olumlu duygularla yaratıcılık arasında bağlantı kurmaktadır.
Huffington Post’tan çeviren: Barış Berhem Acar – edebiyathaber.net (2 Aralık 2013)