Sabun köpükleri uçuşurken! | Mehmet Özçataloğlu

Aralık 29, 2014

Sabun köpükleri uçuşurken! | Mehmet Özçataloğlu

sabun-kopuguÇocukluğumun mahallelerini özlüyorum. Sokakların, arasından su sızmayacak hava geçmeyecek kadar bitişik binalarla örülmediği o günleri. Sıcak arkadaşlıkları, sımsıcak ilişkileri. Sabahtan akşama top oynadığımız boş arsaları. Herkesin herkesi tanıdığı, açlığını-tokluğunu, derdini-sevincini bildiği o mahalleleri.

Çizmeli Kedi Yayınları tarafından yayımlanan “Sabun Köpüğü Üfleyicisi” beni aldı o günlere götürdü. Uğur’u, Ali’yi, Agop’u okurken kendi çocukluğuma döndüm, zamanda bir yolculuk yaptım adeta.

Kitabın yazarı Nurgül Ateş. Uzun süredir çocuk edebiyatında yer almasına rağmen ilk defa okudum yazdıklarını. Kitabın bu kadar lezzet vermesini aynı kuşakta yer almamıza bağlıyorum. Görünen o ki benzer çocukluk anılarımız var kendisiyle.

Yazar, “Türkçe’nin en güzel sabun köpüğü üfleyicisi” diyerek Tomris Uyar’a ithaf etmiş kitabı. Üç ayrı öyküden oluşuyor kitap. Fakat karakterler değişmediği için ve mahallenin sıcaklığı her öyküde kendisini hissettirdiği için kitabın bir roman olduğu da düşünülebilir.

Uğur, Ali, Agop aynı mahallede oturan, birlikte büyümüş üç arkadaş. Birbirlerinin bütün sırlarını biliyorlar. Arkadaştan da öte kardeş gibiler. Zaten birbirlerinin annelerine de “anne” diye hitap ediyorlar.

Kitap üç öyküden oluşuyor demiştim. İlki, “Ali Topu Agop’a Attı.” Hemen her erkek çocuğunun futbol oynaması ve bu konuda çeşitli iddialara tutuşması çok normaldir. Bu öyküde de Ali ile Ferit bir iddiaya tutuşuyorlar. Kaybeden takım kazananın okul çantasını taşıyacak. Hem de bütün sene! Ferit’in takımında altyapıda oynayan iki çocuk var. Ali’nin takımında ise tombul bir Uğur ve parmaklarına zarar gelmesin diye elleri vücuduna yapışık koşan bir Agop var. Maçın sonucunu merak duygularını kaşısın diye burada söylemiyorum ve ikinci öyküye geçiyorum. “Eyvah Ablam Evleniyor.” Klasik bir Türkiye aile yaşamından kesit sunuyor Nurgül Ateş. Kızı evlenmek isteyen bir baba ne yaşar, anne dengeleri sağlamak için nasıl çırpınır ve küçük bir erkek kardeş neler hisseder? Sıcacık bir öykü.

Son öykünün başlığı ise “Oklava Cadısı.” O sözünü ettiğimiz mahalle yaşamından özlediğimiz bir örnek. Paylaşma, dayanışma, mutluluk, huzur ve insana dair, insanca yaşama dair ne varsa… Bugünün makineleşmiş insanlarına ve onların yaşamına çok uzak değerleri konu edinen bir öykü.

Nurgül Ateş’in samimi kalemi yüreklere dokunuyor. Karakterlerden birinin Agop olmasını da çok önemsedim ve mutlu oldum. Bugünün ayrıştırılmış ortamında farklılıklara dikkat çekmek, farklılıklara saygı göstermenin bir erdem olduğunu anlatabilmek adına önemli.

O günlere bir daha dönebilmemiz olanaksız biliyorum. Yalnız yaşamlarımızda ömürlerimizi tüketeceğiz. Ama tükenen günlerimizde böylesi öyküleri okumak, bir nebze mutluluk veriyor. Çocuklara da hiç yaşayamayacakları bir dünyanın örneğini sunuyor. Masal gibi…

“Sabun Köpüğü Üfleyicisi”, unutulmuş değerlerin hayat bulduğu, duygu yüklü bir kitap.

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (29 Aralık 2014)

Yorum yapın