Bazı geceler beyazdır, kalpten geçen yollar, yine bir başka kalp ile aydınlatılmışlardır muhtemelen. Bir set kenarında, tanınmadık bir çift gözden akan yaşların, bütün bir ömrüne ışık tutacağını, bir insan nereden bilebilir ki? Ah Nastenka, sen bizde öyle bir umut yarattın ki, dünyanın bütün mucizeleri, o umuttan daha büyük olamazlar.
Bir romandan ziyade, bir hikâyeyi andıran “Beyaz Geceler”, Dostoyevski’nin –Dünya Edebiyatı’nın belki de en büyük yazarının- biz okuyuculara verdiği mesajla, insanoğluna sevmenin ve aşkın –karşılıksız olsa bile- kapkara geceleri aydınlatan, insanların gri bulutlar ardında saklanan güneşi görmelerini sağlayan, yüce duygular olduğunu söylemektedir.
Başkahramanımız belli ki yaşadığı hayata hayat dememekte. Okurken edindiğim izlenim ve kapıldığım duygular, kahramanımızı Sabahattin Ali’nin Mehmet Raif Efendi’sine benzetmeme neden oldu. Daha da ileriye gidecek olursak, kitabı sanki “Kürk Mantolu Madonna” yı okuyormuşçasına okudum. Güzel sevgili Nastenka ise gerçekten de Maria Puder’i andırıyor. Bütün hal ve hareketleri ve konuşma şekli, gittiği yolun Maria Puder’in yolu olduğunu gösteriyor. Fakat ayrıldıkları tek nokta var ki Maria Puder, kalbinin sesini daha iyi dinleyen ve ölene kadar Mehmet Raif Efendi’ye sadık kalan bir kadın, fakat Nastenka Hanım öyle mi! Bir yıldır beklediği, sevdiği adamı, bir başka adam –yani kahramanımız- ile unutmaya söz vermişken, o beyaz gecede, o adamı görmesiyle sözünü unutmuş ve kahramanımızı yarı yolda bırakmıştır. Son beyaz gece de böylece bitmiştir. Oğuz Atay tarzıyla söyleyecek olursak “Beyaz Geceler”in ruhuna artık Fatiha okumanın zamanı gelmiştir. Bat dünya bat!
Yazarımız bütün bu olay örgüsünün ardından yine de mesajı çok net vermiştir. Geçen zaman itibariyle kahramanımızın hayatı hiç değişmemiştir. Lakin –ilk fırsatta kahramanımızı terk etmiş olmasına rağmen- bütün hayatı boyunca, kendine küçük bir zaman diliminde de olsa yaşattığı bu güzel duygular için Nastenka’yı her zaman güzel yâd etmiş, onun mutlu olmasını istemiştir. Kitabımızın barındırdığı bu ahlâki değer de “Beyaz Geceler” i Dünya Klasikleri arasında her zaman en saygın kitaplar arasında tutmuştur.
Yazımı bitirirken, kitabımızın sonundaki küçük kesite yer vermek istiyorum;
Tanrım, bir anlık mutluluk! Ama bir ömür boyu sürecek, gerçek bir mutluluk!
Onur Altun – edebiyathaber.net (24 Şubat 2015)