Bergen Coşkun’un “Modern mi? Postmodern mi? Duyguların Fenomenolojisi” başlıklı söyleşisi 16 Mayıs Cumartesi 10.00’da TESAK’ta düzenleniyor.
Nâzım Hikmet, karısına yazdığı mektupta, yirminci asırlarda ölüm acısının en fazla bir yıl sürdüğünü söylerken, Hannah Arendt, İnsanlık Durumu’nda, aşkı hepimizin başına gelen bir şey sanmamızın nedeninin şairler olduğunu, onların bizi kandırdığını ifade eder. Gerçekten de bir zamanlar insanların yaşamlarını değiştiren acı gibi, aşk gibi, nefret ya da kıskançlık gibi iyi ya da kötü duyguların artık çağımızın postmodern ya da modern durumları içinde bir yeri ve önemi kalmamış mıdır? Yoksa duygular, biz ne kadar modern ya da postmodern olursak olalım, kendinde şeyler midir? Yaşamımız gibi duygularımız ve onları yaşayışımız da değişmiş midir? Bu konuşma, bu sorulara cevap verebilmek için kısa bir duygular fenomenolojisi denemesidir.
edebiyathaber.net (14 Mayıs 2015)