Geçmişin bal tadı ağzınıza çalınacak, çocukluğun doğasına ait naif bir neşe hınzır bir gülümseme olarak parlayacak yüzünüzde. Toplamda sekiz masalıyla büyük küçük herkesin içini ısıtacak Uyurgezer Ayı, bugüne dek okuduklarımızın ötesinde en çok kendimize yakın hissedeceğimiz bir tılsımla sahipleniyor bizleri.
Pulitzer ödüllü Amerikalı şair Conrad Aiken ile yazar Jessie McDonald Aiken’in kızı olan Joan Aiken’in başarısında genetik kodlarının bir etkisi var mıdır bilinmez, ama kesin olan bir gerçek var ki tıpkı diğer eserlerinde görmeye alışkın olduğumuz gibi, ödüllü yazarın bu kitabı da büyülü dünyalar sunan davetlerinde, biz konuklarını ustalıkla ve cömertlikle ağırlıyor.
Joan Aiken’in, masallar diyarına yeni üyeler kazandırdığı kitabı Uyurgezer Ayı, Tudem Yayın Grubu tarafından yayımlandı. Heyecan duymamak elde değil; denizler tanrısı Poseidon’dan Âdem’le Havva’ya kadar, fantastik dünyanın dokunulmaz görülen misafirleri birer masal kahramanı olarak karşımızdalar.
Çocuklar kadar büyükleri de merkezine alacak bu modern masalların isimleri de en az kahramanları kadar özgün ve iddialı: “Sisli Dağların İçinden”, “Göz Kamaştıran Gölgeler”, “Melusina”, “Bir Sepet Su”, “Meyankökü Ağacı”, “Öfkeli Tepe”, “Yakala Dünya’yı” ve kitaba ismini veren; “Uyurgezer Ayı”.
Ödüllü yazar, zihnimizin yokluğunu arayacağı krallar, kraliçeler ve cadılardan bizi alıkoymadan, şarkı söyleyen mavi çizmeler, pembe renkli devasa bir yılan ve hatta Marslı canavarlardan uzay futboluna dek çeşitlenen sürprizlerle işlemiş satır aralarını; bu rüyalarda bir an bile sıkılmaya fırsat yok, sakın şaşırmayın.
Kitabın eğlenceli yönü, sunduğu edebî vurgularında saklı olsa da resimlerinin etkisi de ayrı ve fakat bağlantılı bir başka başlıkta vurgulanmalı. Yazarın kıymetli arkadaşlarından Quentin Blake’in resimlerindeki başarı belki de hayallerde canlanan dünyalarla ahenk içinde akışta oluşunda ve gerçekliğinde gizli. Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen yazarlarından Jorge Luis Borges’in; “Görüntüler, gerçekliğe sahip olmanın güçlü bir yanılsamasını yarattığı için bizi büyülerler” cümlesini hatırlatarak en başta sözünü ettiğim ışıltılı gülümsemeyi bize bahşediyor.
Elden düşürmeye gönüllerin razı gelmeyeceği bu klasik eser, çocuklara pırıl pırıl bir arkadaşlık hediye ederken, biz büyüklere ise taşlarını alelacele oturtmak zorunda kaldığımız öz benliklerimizde, başı okşansa mutlu olacak şu meşhur “içimizdeki çocuk” ile buluşmanın fırsatını sunuyor.
İnsanoğlunu tek bir yaşta eşitleyen masalların fantastik dünyasında herkese keyifli uçuşlar!
Figen Müge Erel – edebiyathaber.net (2 Şubat 2016)