Pasaklı insanları sever misiniz? Ben sevmem. Pasaklıların seveni olduğunu da düşünmem. Temizlik ve düzene müthiş önem veririm. Elime aldığım bir nesneyi mutlaka yerine koyarım işim bitince. Dağınıklığa tahammülüm sıfır noktasındadır ve asla esneyemem.
Fakat geçtiğimiz hafta içinde okuduğum iki kitaptaki “Pasaklılar”ı çok sevdim. Evet, buna kendim de şaştım fakat gerçek böyle. Mavisel Yener’in yazdığı ve Bilgi Çocuk etiketiyle yayımlanan iki kitaptan söz edeceğim bugün.
İlki “Pasaklılar/Tehlikeli Maymun.” Kitapta olayların geliştiği yer Pasaklılar Kenti. Adından da anlaşılacağı üzere burada yaşayanlar da pasaklı insanlar. Ve Pasaklı ailesi… Pasaklı ailesinin üç çocuğu var. Pasakgül, Pasakcan, Pasaksu. Bir de papağanları Püsürüklü. Kokarca Apartmanı’nda yaşıyorlar. Ve yaşadıkları pasaklı kentin kendine has yasaları var. Neler mi? Örneğin: Aynı yatak odasını paylaşan kardeşler giysilerini odanın iki ayrı tarafına fırlatmak zorundadır. Yanlışlıkla birisi diğerinin giysilerinin üzerine bir şeyini atarsa bunun cezası ağırdır. Bir diğeri; gece yatarken çorap çıkarmaya üşenmek serbesttir. Aynı yatak odasını paylaşan kardeşlerden birisinin çorabı kokuyorsa, diğeri de kokan çorapla yatma hakkını elde etmiş sayılır. Ve bir diğeriyse; pasaklılar sofrada peçete kullanmazlar.
Pasaklı kentin pasaklılarının yasa maddeleri uzayıp gidiyor, hepsini buraya almak olanaklı değil. Ama sanırım bir fikir oluşturmuştur zihinlerde nasıl bir dünya olduğuyla ilgili.
Pasaklı kente bir gece bir adam gelir. Tuhaf giyimli, omuzunda bir maymunla gezen bu adam acaba kimdi? Nereden gelmişti? Neden gelmişti? Meraklı çocuklar gizemli adamın peşine düşerler. O sırada kentte eş zamanlı tuhaf şeyler de olmaya başlamıştır. İlk kitap “Pasaklılar/Tehlikeli Maymun”da gizemli adamın kim olduğu ve niçin pasaklı kentte olduğunu çözmeye çalışırken kitabın sonuna geldiğinizi fark etmiyorsunuz bile. İkinci kitap “Pasaklılar/Timsah Havuzu”nda olaylar gelişiyor. Serüvene ve gizeme yeni kişiler ekleniyor. Kapkara bir karga, Bay Sansar, Haydut Şahmar ve daha kimler kimler. Amaçları ise Pasaklılar kentinin tarihini unutturmak, onları geçmişe gömmek. Neden mi? E, bir düşünelim bakalım tarihini unutan toplumlara neler olur? İşte, bu kötü adamların amaçları da bunu gerçekleştirebilmek. Bir de Pasakmakas var. Pasaklılar kentinin terzisi olur kendisi. Küçük, tabelası bile olmayan bir dükkânı var Pasakmakas’ın. Ve yazarın anlattığına göre neredeyse doğduğundan beri bu dükkândaymış Pasakmakas. Onun da bir gizemi var tabiki.
Pasaklılar dizisinde olaylar olayları kovalarken soluksuz okunuveriyor kitap. Fakat sonlanmıyor. Mavisel Yener öyle bir noktada sonlandırmış ki kitapları “Ama olmaz ki, bu noktada sonlandırılmaz ki” demekten alamadım kendimi. Artık heyecan üçüncü belki de dördüncü kitapta devam edecek. Şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum.
Pasaklı kentin pasaklı sakinleri birer çizgi film karakteri gibiler. Yazar öyle sevimli anlatmış ki gerçek birer birey olacaklarını düşünemedim bile. Bir çizgi film izler gibi okudum kitapları. Ve Mavisel Yener’in dediği gibi, isterseniz metindeki tüm adları değiştirebilir ya da hiçbirine dokunmadan okuyabilirsiniz bu kitabı. Pasaklılar kenti sizin yaşadığınız yere çok uzak da olabilir, pek yakın da…”
Görebileceğiniz en sevimli “Pasaklılar” neler yapıyor görmek isterseniz Türkiye çocuk ve gençlik edebiyatının en üretken ve bol ödüllü yazarlarından Mavisel Yener kendine has üslubuyla yazmış, Zülal Öztürk resimlemiş, Bilgi Çocuk da bizlere sunmuş. Sözün sonunda eklemekte yarar görüyorum, bir karışıklık olsun istemem. Onlar pis değiller. Sadece “Pasaklılar!”
Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (9 Mayıs 2016)