Gündüz Vassaf, M.K. Peker’in çizimleriyle hayat verdiği kitabı Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostallar’da bize bir yandan “ne yapabilirim”i sorgulatırken bir yandan da “Geleceğe Kartpostallar” başlığı altındaki yazılarıyla “Geleceğin bir halinin düşünsel provası”nı sunmuş oluyor.
“Yazdıklarım, olsun diye umduklarım değil, olabileceğine inandıklarım” diyen Vassaf, sistemin reklamlarla, kampanyalarla, sloganlarla uyguladığı algı yönetimine karşı edilgenleşmeyi reddederken “ne yapabilirim” sorularına verdiği çeşitli cevaplarla neler yapabileceğimizin farkına varmamızı sağlıyor. “Ne yapabilirim?” çağrısını sistemi, iktidarları, ekonomik, siyasi ya da toplumsal alanlardaki otoriteleri boykot olarak değil, “yeni bir kültür” yaratma meselesi olarak görüyor.
Kitabın başında anlattığı “Kurbağa Damat” hikâyesiyle yazar, karamsarlığı kabullenişe karşı çıkıyor. Özellikle bir bütün olarak gençliği ele alırken birlikteliğin, birlikte hareket etmenin gücünü yadsımıyor ancak kişinin “ne yapabilirim” sorularına verdiği cevaplarla değişimi öncelikle kendisinden başlatması gerektiğine inanıyor.
Kitabını “Küresel Gezi gençliği ve ebeveynlerine” ithaf eden Vassaf, üniversite giriş sınavlarında, çeşitli spor müsabakalarında yarıştırılan gençlerin, zekâ testlerinde neyi yapıp neyi yapamayacağına yetişkinler tarafından karar verilmesini, üniversitelerin toplumdan koparılıp sokaktan uzaklaştırılmasını eleştiriyor. Gençlerin itaatsizliği nedeniyle düzenin işleyişinin bozulacağından korkanlar karşısında en çok kıymeti gençlere veriyor. Küresel Gezi, Occupy Wall Street gibi hareketlerin gençliğin düzene uyumsuzluğu olarak görülüp devlet şiddetiyle bastırılmasını, gençliğin geçici bir hevesi olarak gösterilmesini egemen düzenin gençler karşısındaki gücü olarak değil, onun “zayıf noktası, korkusu, paniği ve paranoyası” olarak görüyor. Sosyal medya ağları üzerinden sınır tanımadan birbirine ulaşıp iletişim kuran, anlık paylaşımlarla düşüncelerini paylaşan, tepkilerini dile getiren, varlığından dünyanın öbür ucundakini haberdar eden gençlerin, ellerindeki bu güçle “bayrak, din bagajlarını arkada bırakıp” “evrensel değerler çerçevesinde buluştukları Küresel İpek Yolu” nu kurmalarını oldukça önemsiyor. Bu nedenle “ne yapabilirim” kaygısındaki yetişkinlere, gençliğin karşısında değil, yanında olmaları, onların önlerindeki engelleri kaldırmaları için çağrıda bulunuyor. Ancak ekliyor: “Yetişkinler, gençlere sırtını dönmüş, aldatmış, onları hayal kırıklığına uğratmış olsalar da ‘birlikte ne yapabiliriz’ çağrısı gençlere düşüyor.”
Küresel birliktelik, evrensellik, dünya vatandaşlığı gibi kavramları metin boyunca ön plana çıkaran Vassaf, hep birlikte “biz dünyalılar” olabilmenin, “ortak sorunlarımıza ortak çözümler bulmanın, kimse kimseyi yenmeden, burnunu sürtmeden, gezegenimizde hep birlikte özgürce yaşam arayışının günü” nün geldiğine işaret ediyor. Meselenin “yeni bir kültür” yaratmak olduğuna inanan bu metin yaptığı “ne yapabilirim” çağrısıyla “Yeni dünyada küresel birlikteliğimizin tohumlarını” atmak istiyor. “Ne yapabilirim” huzursuzluğu, kişinin alışkanlıklarını, edilgenliklerini kırıp karamsarlığının yarattığı kayıtsızlık halinden sıyrılmayı, değişimi gerektiriyor. Çünkü
“Tarihimiz boyunca, algıladıklarımız değiştikçe, sorunlarımız,
Sorunlarımız değiştikçe keşiflerimiz,
Keşiflerimizle biz değiştik.
Değişmeyen,
Türümüzün, düzenin baskısına rağmen, binlerce yıllık özgürlük ve savaşsız bir dünya mücadelesi için direnme gücünün gerçekleşebilirliğinin ifadesi.”
Hande Battal – edebiyathaber.net (17 Ağustos 2016)