Iris Hanika’nın “Aslolan” adlı ödüllü romanı, Regaip Minareci çevirisiyle Tekin Yayınevi tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Devletlerin yapıp yapıp özür dilediği, tahtaya yazıp yazıp sildiği ya da sildiğini zannettiği bir büyük suç: Soykırım. Aslolan, Yahudi soykırımı üzerine bina edilen hayatın ortasında veya çeperlerinde, yeniden inşa edilen bir devletin gölgesinde, her şey yolundaymış gibi yaşayan insanların arasında bu kadar büyük yalanlara katlanamayan, ama hiçbir hamle de yapamayan bir adamın hikâyesi. Hans Frambach’ın kişisel hafızasında ve duygularında modernitenin ezip geçtiği bir yüzyıldan geriye kalan, kendini her daim eksik hisseden fakat buna bir çare de bulamayan günümüz insanını bulacaksınız.
Büyük insanlık suçlarıyla birlikte kaybettiğimiz neydi? Artık kalbimizin derinliklerinde hissettiğimiz acıları söylemenin anlamı mı yitmişti? Aşkın, dostluğun, sevmenin ve affetmenin, unutmanın ve hatırlamanın bile birer meta hâline getirilmesiyle gerçeklik elimizden çekilip alınmış mıydı? Yoksa bütün büyük kararlarını ve tutkularını bir yüzyıl öncesinde devletlerin eline bırakmak zorunda kalan halkların elindeki tek şey artık bu kuru gerçeklik miydi? Ölüleri bu kadar sevmenin altında onlara duyduğumuz minnetin ve kendimizden duyduğumuz utancın yattığını ince ince işleyen ve 2010 Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü almış olan Aslolan, bütün dünyanın yükü omuzlarına çökmüş olanlara sesleniyor. Kabil’in mirasını reddeden, mutsuzluğu göze alarak dürüst olmaya çalışan ve bunu geri kalan her şey gibi reklâm malzemesi yapmayanlara.
edebiyathaber.net (1 Eylül 2016)