“İSTANBUL UNDERGROUND: Bugünün Türk Yeraltı Edebiyatı” sergisi Fransız Kültür Merkezi galerisinde 13 Temmuz’a kadar devam ediyor.
Tanıtım bülteninden
Fransız fotoğrafçı Philippe Dupuich’in çektiği yeraltı edebiyat dünyasından yazarların yakın plan portreleri aynı zamanda İstanbul’un kentsel heyecanını ve küreselleşmiş bir megalopolün canlılığını anlatıyor. Yazar, çevirmen ve Türk edebiyatı uzmanı olan Timour Muhidine’in edebiyat danışmanlığını yaptığı sergi, Küçük İskender, Hakan Günday, Aslı Erdoğan, Metin Kaçan gibi yazarların portreleriyle ziyaretçileri yeraltı edebiyat dünyasında bir yolculuğa davet ediyor.
Marjinal yazarlar her türlü sınıflamanın dışında kalırlar: Onlar, 2000’li yılların Türkiye’sinde, başka bir edebiyatın ve alternatif bir sanat üretiminin kanıtıdırlar. Genişleyen büyük kentlerin anonimliği içerisinde ayrı bir yerde duran bu yazarların metinleri dergilerde, bloglarda, bazen bir şiirde ya da Metin Kaçan’ın Ağır Roman’ı gibi bir efsaneleşmiş bir anlatıda gün ışığına çıkıyor.
Bohem Hayata Elveda! Çok hareketli ve sert Yeraltı kültürü, Beyoğlu ve Kadıköy’ün mahallelerinden çıkarak, bütün şehre yayıldı. Küçük İskender, Hakan Günday, Altay Öktem, Metin Kaçan, Sibel Torunoğlu, Batuhan Dedde, Niyazi Zorlu ya da Hüseyin Avni Dede… Tüm bu farklı isimlerin ve imgelemlerin ortak bir noktası var: Türk ruhunu ve nevrozlarını tarayarak açığa çıkarmak. Neşeli şakacılar, radikal kötümserler, kedi köpek gibi birbiriyle çatışan, genç ya da daha az genç yazarların oluşturduğu bir çeşit tesadüfi direniş topluluğu edebi ve sanatsal hayatın basmakalıplarına karşı farklılığını ve direnişini haykırıyor.
Amerika’daki Beats ya da 1980’lerde İngiltere ve Fransa’daki punk akımlarının temsilcisi yazarlar gibi Türk Yeraltısı’nın başkaldıran asileri de bugünlerde kültürel bir Yeni Doğuş’un aktörleri olarak boy gösteriyorlar.
Kuşku ve bazen küçümsemeyle karşılanmış Yeraltı akımı yapıtları şimdilerde her biri çağdaş edebiyatın temel taşları olarak kabul ediliyor. Bu yapıtlar 1960’lı yılların Türk modernistlerinin romantik ve Bohemlik mitosunu yeniden canlandırıp devam ettiriyor.
Philippe Dupuich tarafından 2013 ile 2016 yılları arasında edebiyat dünyasının bu görünmeyen simalarının geniş planda çekilmiş portreleri kentsel heyecanı ve küreselleşmiş bir megalopolün canlılığını anlatıyor. Arka planda çarpıcı bir Istanbul manzarasının yer aldığı Philippe Dupuich’in fotoğrafları Fransız Kültür Merkezi’nde izleyicilerle buluşuyor.
Fotoğrafçı: Philippe Dupuich
Bağımsız sanatçı Philippe Dupuich edebiyatla bağlantılı birçok projeye imza attı. “Sur les traces d’Amkoullel, l’enfant peul” (Actes Sud), “La Réunion, île de mille part” (Actes Sud, 2001), “Nos Quartiers d’été” (Le Temps qu’il fait, 2004), “Le Caire qui bat” (Michalon, 2006), “Empreintes et métamorphoses. Le bassin minier Nord-Pas-de-Calais” (Ouest-France, 2008) ve “Sous le soleil de Bernanos, Itinéraire avec Tahsin Yücel en Artois” (Empreintes temps présent, 2010) gibi edebi derlemelere fotoğraflarıyla katkı sağladı.
Edebiyat danışmanı: Timour Muhidine
Yazar, çevirmen ve Türk edebiyatı uzmanı olan Timour Muhidine, Actes Sud yayınevinde “Lettres turques” adlı koleksiyondan sorumludur. Aynı zamanda Paris’teki yüksek öğretim kurumu Inalco’da ders vermektedir.
Sergi tarihleri: 24 Mayıs – 13 Temmuz 2017
Giriş ücretsiz.
edebiyathaber.net (21 Haziran 2017)