James Joyce, Finnegans Wake’i yayımlayalı yetmiş sekiz; Ulysses’i yayımlayalı doksan beş; Dublinliler ve Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresini yayımlayalı yüz üç; modern edebiyatı kendisinden önce kimsenin cüret edemediği sınırlara ulaştırmak için dünyaya geleli yüz otuz altı yıl oldu.

2 Şubat 1882’de Dublin’de dünyaya gelen Joyce, genel anlamıyla sanatla en başından itibaren yakından ilgiliydi. Entelektüel, duygusal, maddi tüm gelgitleri arasında Dublin’in ilk sineması Cinematograph Volta’yı Aralık 1909’da açan da Joyce’dur. Bunu yakın zamanda Alakarga Yayınları etiketiyle yayınlanan Nora’ya Mektuplar’ından öğreniyoruz.

Yüzyılı ve onun delişmen, çılgın yaratıcılarla dolu edebiyatını belki de en şiddetle etkileyen yazarı Joyce’u yakından tanımanın da vasıtası olabilir mektupları. Sansürsüz satırları, dehanın muzip, muzır, tutkulu, arzulu kişiliğini görmek, yüzbinlerce öpücük gönderdiği “yalın düşünceli, çabuk heyecanlanan, derin sesli, uykulu, sabırsız Nora’ya” aşkına tanık olmak için iyi bir fırsat.

İyi ki doğdun büyük Dublinli, iyi ki yazdın edebiyatın köklü sesi!

edebiyathaber.net (2 Şubat 2018)