“Tanrılık Halleri”, Yunan mitleriyle psikolojik olgulara yorum getiren bir kitap. Bu ciddi tanım sizi ürkütmesin! Kitap çok neşeli, ironik ve eğlenceli. Hem de öğretici: Olymposluların bizden tek farkı, ölümsüz olmaları.
Psikoloji sever misiniz? Peki, mitolojiyle aranız nasıl? Ya bu ikisi bir araya gelirse… “Tanrılık Halleri” psikoloji ile mitolojiyi buluşturan ilginç bir kitap. Biri eskiçağ tarihçisi diğeri psikolog iki akademisyenin, -ikisi için de “sıra dışı” demek de fayda var- bir araya gelip yazdığı yazılardan oluşuyor. Psikolojik olguları mitolojik mitlerle çözümlüyorlar. Nasıl mı? Örneğin hepimiz Narkissos’u tanırız. Alameti farikası kendini sevmek olan bu şahsın hikayesinden yola çıkarak narsisizm kavramına bakmaya ne dersiniz? Ya da dedikodu… Bu olguyu incelerken Midas’a kulak vermemek olur mu? Kulak burada biraz gönderme olsa da kitap bu göndermelerle dolu olduğu için kelimeyi geri almıyorum.
Kitapta dolaşmaya devam edelim; panik atak!!! Pan’ı bilir misiniz? Hani şu iki boynuzu, keçi ayakları ve keçi kuyruğu olan tanrı. İşte o Pan’ın beklenmedik zamanlarda yaptıklarıyla korku saldığını biliyor muydunuz ve ‘panik atak’ta ne kadar payı olduğunu… “Tanrılık Halleri”, Olympos’un zirvesinde yaşayan tanrıları insanların içine katıyor ve “yoktur birbirimizden farkımız” diyor. Esprili ve ironik diliyle kadınlık, erkeklik, ölüm, cinsellik, şiddet kısacası insan olmaya dair ne varsa her şeyi mitolojik tanrıların rehberliğinde irdeliyor. Biz insanlara tanrılardan mesajla yaşadıklarımızın neler olduğunu anlatıyor. Kimi zaman hatta çoğu zaman biraz dalga geçmiyor değil yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlamlarla… Daha doğrusu tatlı tatlı dokunduruyor diyelim. Bazen güldürüyor, çoğu zaman şaşırtıyor.
Yüceltilen insan, sıradanlaşan tanrılar
Kitap çok eğlenceli… Ama tek vaadi bu değil. Ne de olsa arkasında iki akademisyen var. Bu da şu anlama geliyor. Kitabın arka planında tarih ve psikoloji var. Aslında her sayfası insanda “ünlem” oluşturan bir kitap bu. Çünkü öğrendiğiniz hikayelerle ve onların gündelik hayatımıza nasıl işlediğine dair delillerle karşılaştıkça şaşırıyorsunuz. Hemen kitabı bırakıp öğrendiklerinizi paylaşmak istiyorsunuz. Tıpkı benim şu anda kitabın sürprizini kaçırmayı göze alıp yazmaktan kendimi alamadığım gibi…
“Affetmek” bölümünde Aphrodite ile Hephaistos’un hikayesi var. Aphrodite onu aldatınca Hephaistos nasıl öç alıyor dersiniz? Yazının gidişinden tahmin etmişsiniz gibi gelebilir ama okumanızda fayda var. Kitabın kahramanları arasında Aphrodite’nin yanı sıra Zeus, Hera, Pygmalion, Promethe, Ares, Hades.. tekmili birden tüm tanrılar var. Yanı sıra Yunan olmasalar da tanrı sıfatıyla kitapta rol alan Kybele, Fama da arz-ı endam ediyor. Tüm bu tanrılar yazarların kalemiyle insanlaşıyor, sıradanlaşıyor. Tanrılar karşısında boyun büken biz ölümlüler kitapta dolaşırken kendimizi yüceltilmiş hissediyoruz. Bazen de tam tersini olmuyor değil.
Sonuç olarak “Tanrılık Halleri” alt başlığı olan “İnsanlardan tek farkları, ölümsüz olmaları” ibaresinde de belirtildiği gibi tanrılarla aramızdaki denkliğe bir yorum getiriyor. Gündelik hayatımızda yaşadıklarımızı mitlerle ve psikolojik olgularla birleştiriyor. Ortaya da keyifle okunan bir kitap çıkıyor. Unutmayın “seirenler” sizin için çalıyor olabilir!
Efsun Liva Türkel – edebiyathaber.net (9 Mayıs 2018)