En son okuduğunuz kitabın nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Wilhelm Genazino’dan O Gün İçin Bir Şemsiye’yi okudum.Dünya edebiyatı üzerinde de nam saldığı gibi betimlemede yazarın olağanüstü bir yeteneği var. Size şunu samimiyetle söyleyebilirim ki, bu kitabı okurken gözlerim Genazino’nun gözleriydi. Hatta kitabı kapattıktan sonra da dünyaya bir süre daha onun gözleriyle bakmaya devam etim. Genazino’nun yazarlığının en güçlü yönlerinden bir diğeri de bana kalırsa karakter inşa etmedeki hüneri. Onun yarattığı hiçbir karakteri unutmam mümkün değil.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
“İçimdeki ufalanmayı, daha doğrusu tozlanmayı seviyorum, aynı anda onunla eğleniyor ve kendime gerçek anlamda kızamıyorum.”
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
İyi yazabilmek için her şeyden önce iyi bir okur olmam gerekiyor. Bu yüzden, okur yanımı hep seçici, hep tetikte tutuyorum. Okurluğuna güvendiğim insanların neler okuduğunu önemserim ve beğendiğim yazarların sevdiği, etkilendiği yazarların izini sürerim. Bu şekilde duyup not ettiğim kitapları muhakkak kendim de araştırır öyle alırım.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Okuduğum bir kitabı beğendiğimde, Keşke, demekten ziyade, Vay canına, nasıl yazmış, derim. Dünyada bunları yazan insanlarla birlikte var olmanın keyfini sürerim. Bu gözle bir süre sonra aynı kitapları yeniden okur, kurcalarım.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
Bir blog’um vardı, yaklaşık beş yıl kadar oraya yazılar bıraktım. Aslında yazdıklarımı kimlerin okuduğunu pek bilmiyordum ama karanlığa doğru yazmanın yazarlığım için özgürlüğe açılan bir kapı olduğunu keşfetmiştim.
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Bu soruyu bir yıl önce sorsaydınız, size sadece sabahları, kendi evimde ve çalışma masamda yazabildiğimi söylerdim. Ama kendimi bu mahkumiyetten kurtardım. Şimdi, dünyanın her yerinde ve tüm masalarında yazabileceğimi hissediyorum. Ve bunu yaptım da. Yeter ki bir hikayenin içinde dolanabileyim, artık ritüellerin değil, hikayenin hükmüne inanıyorum.
edebiyathaber.net (6 Temmuz 2018)