Günümüzün iş dünyasında, deyim yerindeyse “bir işi bağlamak” için firmaların isimlerinden daha fazlası gerekiyor. Firmaları temsilen görevlendirilmiş kişilerin konuşma biçimleri, hitapları, mimikleri hatta görünüşleri bile bu işin bağlanması adına önemli unsurlar oynuyor. Eğer iyi bir müzakereciyseniz, masadan mutlu bir şekilde kalkmanız olası. Peki gerçek hayatın her alanında bu müzakere yetisine sahip olsanız nasıl olurdu?
Peter Sander’ın kaleminden çıkan Müzakere 101, Say Yayınları’nın “Herkes İçin” serisinin bir başka kitabı. Yazara göre müzakere hayatın her alanında mevcut. Çocuğunuz istediği yeni telefonu almak için yaptığı ısrarlar karşısında koyduğunuz şartlar müzakerenin bir parçası; iş yerinizde çayı kimin demleyeceğine dair yaptığınız konuşmalar da bu işin bir parçası. Peter Sander’a göre müzakere büyük ya da küçük çaplı olabilir. Müzakereye oturan tarafların “Kazan-kazan” prensibiyle masadan mutlu kalkabilmesi.
Kitap ilk başta iş hayatında yapacağınız konuşmalarda nasıl bir tutum sergilemeniz gerektiğine dair önerilerde bulunuyor. Müzakerenin ne olduğuna yaptığı ilk bakışın ardından, işin hazırlık aşamasına, tarzlara ve hatta bu oyunu nasıl agresif olarak oynayabileceğiniz dair bilgiler barındıyor.
Bu bilgiler genel anlamda iş hayatında kullanılmak üzere tasarlanmış. Fakat illaki bir plaza çalışanı ya da büyük bir holdingin insan kaynaklarında çalışıyor olmanıza gerek yok. Ufak çaplı kafenizin işletmesi için ya da pazarda alacağınız patatesin fiyatında biraz indirim yapabilmek için müzakere tarzınızda değişiklik yapabilirsiniz.
Müzakere 101 güzel bir el altı kitabı olsa da bazı yerlerde okuru sıkabilecek hatta boğabilecek tekrarlara düşüyor. Eğer Say Yayınları’nın Herkes İçin serisini yakından takip ediyorsanız, yine de göz atabileceğiniz bir zenginliğe sahip. Tabii kitabın tüm paragraflarından ders çıkarıp profesyonel bir müzakereci haline gelirseniz, aranan kişi haline gelmeniz de kaçınılmaz olacaktır.
Özay Şen – edebiyathaber.net (30 Ağustos 2018)