10 Ekim Çarşamba akşamı Kadıköy Belediyesi ve Attila İlhan Vakfı tarafından düzenlenen Attila İlhan’ı Anma Etkinliği’ne gösterilen ilgi büyüktü. Birbirinden değerli konuşmacılar ünlü şairin şiirleri, romanları, yaşama bakış açısı gibi pek çok özelliğini irdelerken Kerem Alışık ve Devrim Naz, seslendirdikleri şiirleri, Hatice Aslan ise yorumladığı bestelenen şiirleriyle geceyi anlamlandırdılar.
Son Attila İlhan ödülünü alan Adnan Özer, ünlü şairin şiirlerini çözümlediği konuşmasında, çok az şairin düşünür sıfatını hak ettiğini dile getirerek pek çok dile çevrilen on iki şiir kitabıyla yaşanmış bir şairin modernleşme paradigmaları ile boğuşmuşluğunu vurguladı. “Yazılarının yanı sıra şiirlerine de estetik olarak modernizmi oturtan Attila İlhan, bir düşünür olduğu kadar çok az şaire nasip olacak şekilde bir estetisyendi de…’’ şeklinde sözlerine devam eden Adnan Özer, romantik bir şair olan İlhan’ı, aynı zamanda “romantik bir devrimci’’ olarak nitelendirdi.
Özer’in tespitlerine göre, çok az rastlanan bir şekilde misal; halk şiiri tarzında yazarak kendi şiir formlarımıza dönerek modernleşen bir şairdi Attila İlhan. Türk estetikasının izlerinin peşine düşerek onu bulan ve duygu, söyleyiş, imaj olarak da altını çizen şairin büyük bir âhenk adamı olduğunun da altını çizen Özer, şiirlerinde aynı zamanda bir sentez çabasının da görüldüğünü belirtti. Aruzun seslerine indiği halde aruzla yazmayan şairin şiirlerindeki âhenklerin kadim âhenkler olduğunu belirtti.
Özer, “Şiir dilini arayarak kendi şiir dilini ve aynı zamanda modern şiirin son çeyreği için bir şiir dili yaratmış olan şair, gerçek şiir dilinin, halkın konuştuğu dilde yattığının bilincindeydi ve bu nedenle yaptığı gramer yanlışlarına da rastlamak doğaldır.’’ görüşüyle ünlü şairin şiir dili hakkındaki yorumunu açıkladı. Şiirleriyle sivil bir tarih ortaya koyan İlhan’ın, şairin bu nedenle “romantik kronist’’ yönünü de ortaya koydu.
Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Emel Koşar ise şairin divan şiiri zevkini ailesinden aldığını vurgulayarak halk şiiri ile de beslendiği şeklinde, şiir anlayışı hakkındaki görüşlerini paylaştı. Özellikle aydınlık ve karanlığın zıtlıkları üzerine eserler vermesine dikkat çeken Koşar, her şiir kitabının sonunda “Notlar’’ yer almasının, onun şiir poetikasını anlamamızı sağladığının altını çizdi.
Emel Koşar, şairin senarist yönünün etkisiyle romanlarını senaryo yazar gibi kurguladığını, şair kimliği ile de romanın diline değer vermiş olması gibi önemli bir noktaya değindi. Kendisini Sait Faik’e yakın bulduğunu bildiğimiz şairin romanlarında, aşk, yalnızlık, ölüm, cinsellik, bunalım, gerilim gibi toplumcu gerçekçi temaların ortaya çıktığını ve aydın tiplemesinin görüldüğünü belirtti. Koşar, İlhan’ın tarihi romanlarında ise belgeler aracılığıyla romanın gerçekliğini arttırması nedeniyle onun romanlarını “belgesel roman’’ olarak niteledi.
Şairin aydın yönünü dile getiren Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Aça, Attila İlhan’ı “yerli ve millî’’ olarak tanımlayıp şairin tüm söylediklerinin zaman içinde tek tek gerçekleştiğini belirterek bu “sağlam kök salmış ulu çınar’’ ın Selçuklu ve Osmanlı’dan da beslendiği gerçeğini belirtti. Böylelikle tarihe bağlı ama bir yandan geleceği de kurgulayan yönüyle hem tarihten hem de Batı’dan gelen bir laiklik anlayışına bağlı olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Mehmet Aça’nın kendine özgü edebî diliyle vurguladığı gibi ünlü şaire “mecbur hissetmemiz’’ ve onu “üçüncü şahıs’’ olarak görmememiz gerektiğini bir kez daha hatırlatan bu özel etkinlik, kalabalık dinleyici kitlesinin içten alkışlarıyla sona erdi.
Selva Trak Ulupınar – edebiyathaber.net (12 Ekim 2018)