Yazar Jean Giono, I. Dünya Savaşı’na katıldığı yıllar dışında hayatı boyunca küçük bir kasabada yaşar. Kırsalda geçen hayatı ve acı savaş deneyimi onu hümanist ve ekolojist yapar. Romanlarında doğa ve ağaç dikme teması hep var olmuştur. Ağaç Diken Adam ise bu yönelimin doruk noktasını oluşturur. “Yaşamının son otuz yılını, yüzlerce hektarlık çorak bir alanı tek başına yeniden ağaçlandırmaya adayan ve bunu başaran olağanüstü bir karakterin hikâyesi. Doğanın insan emeğini nasıl da fazlasıyla ödüllendirdiğinin etkileyici bir kanıtı.” Hikâyenin başkahramanı müthiş bir ilham kaynağı olarak dünyayı değiştirmenin mümkün olduğuna dair inancımızı tazeleyebilir.
Hikâyede sarsıcı gerçeklik etkisinin yaratılmasında hiç kuşkusuz birinci tekil kişi anlatıcı kullanımı, geçmiş zaman ekleriyle kurulan anı söylemi, mekân ve doğa betimlemeleri ve kahramanın eylemleri üzerinden kurulan yalın üslubun da önemli payı var. Edebi metnin en ayırt edici unsurunun dil olduğunu hiçbir zaman dikkatten kaçırmamak gerek. “Güneşli, güzel bir haziran günü olmasına rağmen göğün yükseklerine yerleşmiş, hiçbir korunaklı yeri olmayan bu topraklarda rüzgâr korkunç bir sertlikte esiyor, yıkık duvarların arasından, karnını doyururken rahatsız edilen yabani bir hayvan gibi uğulduyordu.” Kitabın Didem Nur Güngören tarafından yapılan çevirisi ve Oğuz Demir tarafından yapılan illüstrasyonları da bu etkinin Türkçede karşılık bulmasında katkı yapıcı öğeler olmuş.
Hikâye aynı zamanda çok öğretici, yazar amacının ağaç sevgisini aşılamak, hatta özellikle hayatta daima en sevdiği düşüncelerden biri olan ağaç dikmeyi sevdirmek olduğunu da söylüyor. Kitap birçok dile çevrilmiş, yazar bütün bu çevirilere yayın haklarını ücretsiz devretmiş. Kitabın sonundaki yazıdan hikâyenin Reader’s Digest’ın “ Tanıdığım en olağanüstü karakter” teması için verdiği sipariş üzerine yazıldığını ve birkaç sene içinde hızla ün kazandığını öğreniyoruz. Hikâyenin geçtiği mekân olan Alplerin eteklerindeki Vergons köyü, I. Dünya Savaşı’na kadar olan otuz yıl içerisinde yüz bin hektarlık bir alanın yeşillenmesi olayı ve başkahramanın hayatını kaybettiği Banon Huzurevi de gerçektir. Ancak yarışmayı düzenleyen dergi karakterin gerçekliğinden şüpheye düşünce hikâye yayınlanmaz. Yazar da yazıyı yayımlamaya talip olan Amerikan Vogue’a, yayın hakkı için hiçbir ücret talep etmeden verir. İlk İngilizce baskısının adı “Umut Ekip Mutluluk Biçen Adam” olan hikâye ekolojik dergilerde hızla yayılır.
Serkan Parlak – edebiyathaber.net (1 Kasım 2018)