Tıpkı parmak izlerimiz gibi, hepimizin ruhunun da farklı bir sesi olduğunu biliyor muydunuz? İşte bazen bu sesin akordu bozulur ve bozulan akordun düzeltilmesi gerekir. Neyse ki Bugalu Ailesi yüzyıllardır bu işte uzmanlaşmış. Dr. Bugalu herhangi bir doktordan çok farklı. Örneğin, karnınız ağrıdığında gittiğiniz doktorlardan biri değil o. Tedavi ettiği hastaların, tam da bahsettiğimiz gibi, ruh seslerinin akordu bozulduğu için tuhaf şikâyetleri oluyor. Ve Dr. Bugalu insanlık tarafından yüzyıllardır bilinen en güçlü ilaç olan müziği kullanarak bu hastalıkları bir çırpıda tedavi ediveriyor.
Dr. Bugalu’nun tedavi ettiği bu tuhaf şikâyetler neler mi? Mesela, Giyinme rahatsızlıkları arasında Çorapları Sadece Burna Giyme Sendromu var. Yeme rahatsızlıklarından Sadece Başkalarının Tabaklarından Yiyebilme Sendromu sayılabilir ki Dr. Bugalu’nun tesbitine göre annelerde sıklıkla rastlanıyor. Ayrıca çocuklarda sıklıkla rastlanan Sadece Patates Cipsi Yiyebilme Sendromu var ve yetişkinlerde oldukça sık rastlanan Dondurmanın Dökülmesinden Ölesiye Korkma Sendromu da yine yeme bozukluklarından bazıları arasında sayılabilir.
Dr. Bugalu’nun Müzikle Tedavi Kliniği daha nice tuhaf hastalığa şifa oluyor: Uykusunda Tapada Tupada Dansa Etme Sendromu, Ev Ödevini Sadece Tuvalette Yapabilme Sendromu, Yumurta Kapıya Dayanıncaya Kadar Hiçbir Şey Yapamama Sendromu, Araba Sürerken Burnumu Karıştırdığımda Kimse Beni Görmez Sendromu… Dr. Bugalu ve karısı Bessie’nin bütün bu tuhaf şikâyetlere bir müzik reçetesi var. Müzikli tedavileriyle her hastanın derdine deva oluyorlar.
Ta ki bir gün kapıdan derdine derman olmakta zorlandıkları Blue girene kadar. Blue sıradan bir kız değil. Öncelikle ismi Blue. Blue’nun annesi dönem dönem çeşitli renklere takıyor kafasını. Bazen pembeye, bazen kahverengiye, bazen de beyaza… Blue’nun ismini koyduğunda da mavi döneminde olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Babası ise uzak uzak diyarlarda, Blue’nun çok da hoşlanmadığı işler yaptığı uzun seyahatlerinden bir türlü dönmüyor. Bu hoşlanılmayan işler de genellikle, elmas madenlerinde işçiler çalıştırmak, yeşil alanları satın alıp oralara otel inşa etmek şeklinde özetlenebilir.
Bütün bunlar Blue’yu sıra dışı bir kız yapsa da onu Dr. Bugalu’ya getiren en sıra dışı özelliği Blue’nun tam 712 gündür hiç gülmemiş olması. Blue’nun hih hih veya kih hih dediğini bile duyan olmamış. Dr. Bugalu’nun teşhisi açık: Blue ne yazık ki Sıfır Kahkaha Sendromu’na yakalanmış… Bugalu Müzikle Tedavi Kliniği bütün imkânlarını seferber edip Blue’nun bu az rastlanır tufah şikâyetine bir çare bulmanın peşine düşüyor. Bessie’nin pedalı her çevrildiğinde üzerindeki onlarca enstrümanla bir orkestraya dönüşen bisikletinden Dr. Bugalu’nun zemini çimlerle kaplı sinemasında bir konsere kadar her şey deneniyor. Hatta Blue’yu binası tombiş bebek poposuna benzeyen Şnorkel Mnorkel Çörekli Fındıklı Fıstıklı Kahkaha Kliniği’ne bile götürüyorlar ki bu kliniğe girip gülmeden çıkan bugüne kadar görülmemiş. Blue klinikteki dev kaydırakları, gıdıklama makinelerini, gülme garantili palyaço şovlarını ve yanak kaslarını gevşettiği bilimsel olarak kanıtlanmış çikolatalar dahil her şeyi deniyor.
Blue’nun tedavi olup olamadığını, biraz da kitabın sürprizine bırakalım, ama bu kitabı okuyanın Bol Kahkahalı Bol Eğlence Sendromu’na yakalanıp Dr. Bugalu’nun tedavilerinden birine ihtiyaç duyacağı kesin.
Final Kültür Sanat Yayınları’ndan çıkan Lisa Nicol’un yazdığı ve Nilay Kaya’nın Türkçeye kazandırdığı Dr. Bugalu ve Kahkahasını Kaybeden Kız yalnızca eğlenceli bir okuma vaat etmiyor aynı zamanda okuruna müzikle dopdolu bir edebiyat keyfi de sunuyor.
Belce Ünüvar – edebiyathaber.net (2 Mayıs 2019)