Sultan Komut’a 6 soru | Can Öktemer

Temmuz 5, 2019

Sultan Komut’a 6 soru | Can Öktemer

En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Asla tek bir kitap okuyamamak gibi bir özelliğim belki de kusurum var. Bu sıralar okuduğum kitaplar Judith Butler /Kırılgan Hayat-Yasın ve Şiddetin Gücü, Sara Ahmed/Feminist Bir Yaşam Sürmek ve bu sabah başladığım, fazlasıyla geç bir okuma olan Latife Tekin/ Buzdan Kılıçlar. Butler ve Ahmed’in kitapları belirli bir okur kitlesine hitap ediyor gibi görünse de herkesin okuyabileceği ve hatta okuması gereken kitaplar. Bu tarz metinlere, yazarlara ön yargılı olanlar için kesinlikle sıkılmadan okunabilecek kitaplar olduğunu söylemeliyim.

Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?

JudithButler, Kırılgan Hayat’tan bir alıntı yapayım:

“Sadece bir ulus olarak değil, eşitliğe ve şiddetsiz işbirliğine bağlılığa dayanan bir uluslararası cemaatin parçası olarak kolektif sorumluluğumuz, bu koşulların nasıl meydana geldiğini sormamızı ve bizi daha iyi ayakta tutacak temellere dayanan toplumsal ve siyasi koşulları yeni baştan yaratma cesaretini göstermemizi gerektiriyor. Bunun bir anlamı kulaklarımızı duyabildiğimizden fazlasına açmaktır.” (s.34)

Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?

Öncelikle öykü yazan biri olarak adını duyabildiğim öykücülerin ilk öykü kitaplarını almaya çalışıyorum. Elbette ilk eserler belirleyici değildir ama bir fikir sahibi olmak adına ilk kitapları okumaya gayret ediyorum, diyeyim. Böylece çağdaşlarımı takip etmeye çalışıyorum. Beni heyecanlandıran metinler bulduğumda da o metinleri herkes görsün istiyorum. Eskiden kitaplar hakkında bir şeyler yazmaya ya da yazarlarıyla söyleşi yapmaya da vakit bulabiliyordum. Şimdi ise buna heves ediyor, yapabilmek için vakit kolluyorum. Ayrıca, okurluğuna güvendiğim kişilerin önerilerini dikkate alırım. Son olarak iş hayatımla bağlantılı çalışmalarda keşfettiğim kitaplar, yazarlar olabiliyor.

Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?

Bu romanı, bu öyküyü, bu makaleyi, bu şiiri ben yazsaydım dediğim çok eser var. Kitap olarak sadece birinin adını vermek diğerlerine haksızlık olur gibi geliyor. Ki zaten şimdi burada birini ansam, beş dakika sonra yaptığım seçimi beğenmeyip başka bir seçim yapmak isterim.

Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?

Ben yazmaya çok erken yaşta başlamış biriyim. On dört yaşımda yatılı okula gittim, ailemden çok uzakta yaşamanın zorlukları, yabancılık ve elbette büyümenin sebep olduğu duygularla baş etme yolu olarak başladı yazma sürecim. İlk öykümü ise üniversitede yazdım, bir ödev olarak. Öykü yazmanın verdiği haz ve o öykünün beğenilmesi muhtemelen öyküde ısrarcı olmama sebep olmuştur. Daha sonra hemen hemen herkesin geçtiği yollardan geçtim sanırım.
Bunların dışında uzun yıllar farklı mecralarda öykü dışında yazılar da yazdım. Bianet deneyimim misal, çok şey katmıştır bana.

Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?

Eskiden sadece kâğıt, kalem kullanıyor ve daha çok evde, masa başında yazabiliyordum. Zaman içerisinde teknolojiyle barıştım ve şimdi her zaman her yerde yazabilirim. Ancak bunlar taslak metinler oluyor. Bu taslaklar üzerindeki okuma ve çalışmalarımı evde yapıyorum. Çoğunlukla da geceleri, çalışma odamda, müzik eşliğinde.

edebiyathaber.net (5 Temmuz 2019)

Yorum yapın