Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çünkü çocukları ve çocuk edebiyatını çok seviyorum. Özellikle picture booklar bana göre zekanın, kurguda dinamizmin, ne söylediğine hâkim olmanın zirvesi. Bu tarz kitaplarla uğraşmanın beni yazdığım her türde arındırıp geliştirdiğini düşünüyorum.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Benim çocukken pek fazla çocuk kitabım olmadı. İlkokuldayken babamdan kalan kütüphaneden Yunan, Fransız ve Rus klasiklerini, Shakspeare kitaplarını okuyordum. Öğretmenim ilkokul üçte Hamlet’ten tiradlar atmamı, Medea’dan olan etkilenmemi, elimde Lenin’le dolaşmamı yaşıma uygun bulmadığını, bana çocuk kitapları alınması gerektiğini söylediğinde; babam beni kitapçıya götürüp Jack London’dan Vahşetin Çağrısı’nı aldı. Ben de uzun yıllar Jack London’ı çocuk yazarı sandım. Küçük Prens, Alice Harikalar Diyarı’nda gibi klasiklerle bile anca üniversitede tanıştım. Neyse ki bolca masal kitabım vardı ve o zamanki etkilenmem bütün yazarlık kariyerimi etkiledi. Bir de Pal Sokağı Çocukları gibi birkaç kitap ulaşmıştı elime. Birinci sınıfın sonunda almışlardı ve henüz hızlı okuyamadığım için anca on günde okuyabilmiştim. Ama benim en büyük şansım, televizyonda Heidi’yi izlemiş olmamdı. Ki çocukluğuma damgasını vuran, o zor çocukluk sürecinden sağlamam çıkmamı sağlayan ve bütün hayatımı etkileyen, bugün de aynı hayranlıkla okuduğum bir başyapıttır. Belki de böyle bir başlangıç yapmam, anca otuzumdan sonra ulaşabildiğim okul öncesi kitaplarına karşı beni bunca tutkulu ve doyumsuz kılmıştır.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Richard Byrene, Bu Kitap Benim Köpeğimi Yedi. 134 kelimelik bir başyapıt ve yazmaya çalıştığım türün somutlaşmış hali.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Şu anda Pıtırcık Bilinmeyen Öyküleri okuyorum. Karantinanın durgunluğunu onun yarattığı kahkahalarla atlatıyorum. Sanırım yazarla çizerin bu kadar uyumlu olduğu bir kitap daha yoktur.
edebiyathaber.net (22 Nisan 2020)
“Melek Özlem Sezer’e 4 soru | Mehmet Özçataloğlu” üzerine bir yorum