Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocuklar için yazıyorum, çünkü onların ülkemizin binlerce yıllık tarihsel ve kültürel zenginliklerini tanımalarını, bu açıdan çok özel topraklarda yaşadıklarını bilmelerini ve gelecekte bu eşsiz mirasa sahip çıkmalarını istiyorum. Masalların, tarihsel ve mitolojik öykülerin büyüsüne kapılmış bir çocuktan Tarihin Babası Herodotos’un izinde arkeoloji bölümüne uzanan gençlik serüvenim, arkeoloji ve ikiz kardeşi mitolojiye dair okumaların tarihten coğrafyaya, coğrafyadan güzel sanatlara, mimariye ve daha birçok alana dek, çocuklara ne çok şey öğretebildiğini, erken yaşta kültürel temeller atmak için ne denli yararlı olduğunu bana göstermişti. Daha sonra arkeolog bir anne olarak aynı yöntemi kendi çocuklarımda daha bilinçli bir şekilde uygulayıp onları ören yerlerinde ve yaşadıkları şehir İstanbul’da gezdirirken, bu serüvenleri diğer çocuklarla da paylaşmak istedim. Çünkü bizim dışımızda oraları gezen başka ailelere, başka çocuklara neredeyse hiç rastlamıyorduk ne yazık ki. Çocuklara o yerlerin öyküsünü anlatacak, gezmeye görmeye teşvik edecek kitaplarımız da yoktu o yıllarda. Ben de oturup yazdım, kitap kahramanlarım İkiz Gezginler’in çocuklara rehber olmasını, bütün çocukların onlarla birlikte gezmesini dileyerek. Bunlar 25 yıl önceydi. Dileğim gerçekleşti, bir yol açıldı, kaç kuşak çocuk İkiz Gezginler’in yolundan gitti, ben de kitaplar sayesinde çok sevdiğim çocuklarla yıllardır iç içe olma mutluluğunu yaşıyorum. Çocuklar için yazmak heyecanlı ve sürükleyici bir serüven!
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Sanırım Gümüş Patenler idi. Yazarı M. Maspes Dodge, çevirmeni M. Doğan Özbay. Hâlâ kitaplığımda durur, çocukken okuduğum bütün kitaplarla birlikte. Bu kitaptan çok etkilenmiştim, beni o yaşta hiç tanımadığım bir ülkeye, Hollanda’ya götürmüştü. Kışın donan kanallarda patenle gidip gelen Hollandalıların arasında kendi yaptıkları tahta patenlerle kayan yoksul kardeşlerin peşine takılmış, onların yer yer acıklı, yer yer heyecanlı serüvenleri eşliğinde Hollanda’ya dair pek çok bilgi edinmiştim. Bende bıraktığı izler, farklı dünyaları, farklı gelenekleri anlatan, sayfaları arasında uzak diyarlara yolculuk edebildiğim, hayal gücümü ateşleyen kitaplara yönelmemi sağlamış olmalı.
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Oldu. Peter Pan için düşünmüştüm bunu. Çok şanslıymışım ki, 2001 yılında bu büyülü kitabı çevirmem istendiğinde, yazarı olmuş kadar sevinmiştim. Tam metninden, çok severek yaptığım bu çeviri, o günden bu güne çocuklarla buluşmaya devam etmekte.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Demet Ekmekçioğlu’nun yazdığı Gizemli Tarih Oyunu adlı kitabı okudum. Yazar, arkeoloji eğitiminden kaynaklanan sağlam bilgileri öykünün içine yedirerek, hem gerçekçi hem fantastik boyutlarla harmanladığı heyecanlı bir kurgu yapmış. Ben de kitap kahramanı Ufuk’la birlikte Karain mağarasının derinliklerine daldım, onun mağaradaki keşfine tanıklık ettim, sayfalar sayfaları kovaladı, Ufuk’la soluk kesen bir serüven yaşadık. Gizemli Tarih Oyunu‘nun ikinci kitabı çıkarsa, onu da bir solukta okuyacağımdan eminim. Kitabın sonuna kitapta geçen arkeolojik terimleri içeren mini bir sözlük ve Karain Mağarası hakkında kısa bir bilgi notu konması, kitaba akademik bir boyut da katarak çocuklar için çok yararlı olmuş.
edebiyathaber.net (29 Nisan 2020)
“Betül Avunç’a 4 soru | Mehmet Özçataloğlu” üzerine 2 yorum