Frederick C. Crews’un “E.M. Forster’da Hümanizmin Tehlikeleri” adlı kitabı A. Kadir Gülen, Darcy O’Brien’ın “James Joyce’un Vicdanı” adlı kitabı Fatih Yiğitler çevirisiyle NotaBene Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
E.M. Forster’da Hümanizmin Tehlikeleri
20. yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya koyduğu eserleriyle İngiliz edebiyatına başkalık getiren, sınıfsal duruşun altında yatan aşağılayıcı bakışı romanlarının merkezine koyan, bunu bir tür ters açı yaratarak empatiyle sonuçlandırmayı düşünen, romantizmi de metinlerinin sac ayaklarından biri gibi gören Edward Morgan Forster, gelenekle modernizmin çatışmasının zirvede olduğu bir dönemde yaşamış ve yazmıştır. Eserlerinde, modernizmin krizini ve ikiyüzlülüğünü hissedilir kılmış, orta sınıftan bir ailenin çocuğu olduğu için, -üstsınıfla altsınıf arasında yer aldığından- nesnel bakış avantajını kullanmış, sınıfsal gözlemlerini doğru bir perspektiften yansıtabilmiş büyük bir edebiyatçıdır Forster. Mükemmel kurgulanmış entrikalar içinde gezinirken, her sınıftan her karaktere benzer bir mesafeden bakmayı da düstur edinmiş, ayrıntıları es geçmeyen ve bu ayrıntılardan devasa bir resim çıkarmayı başaran tarzıyla öncü özelliklere de sahip bir isim olmuştur.
Frederick C. Crews, Hümanizmin Tehlikeleri’nde E.M. Forster’ın romanlarını –En Uzun Yolculuk, Meleklerin Uğramadığı Yer, Manzaralı Oda. Howards End ve Hindistan’a Bir Geçit – on dokuzuncu yüzyıl liberalizmi ve hümanizmi çerçevesinde analiz ediyor. Forster’ın ailesinin, eğitim geçmişinin, dini/politik mirasının ve “Bloomsbury Grubu” ile olan ilişkisinin izini süren Crews, yazarın “hümanizmin tehlikeleri”ni kabul etmesiyle artan melankolisini gözler önüne seriyor.
Romancılığının yazarı, cinsel eşitlik, kendini ifade etme, sosyal sorumluluk gibi moda sloganlardan uzaklaştırdığını söylüyor; mizaç ve şefkatiyle insanlık durumuna ironiyle bakan devasa yazarlar arasına yerleştiriyor Forster’ı.
James Joyce’un Vicdanı
Joyce eleştirilerinin çoğu teknik olmuştur. Oysa çağımızın büyük ve cesur edebiyat mucidi James Joyce bir isyancıydı. Aileden, ulustan ve dinden sürgün edildi. Yazarın fikirleri tekniği kadar radikal, hayatı gibi asiydi.
Darcy O’Brien James Joyce’un Vicdanı’nda, yazarın ahlaki açıdan ne devrimci ne de tarafsız olduğunu keşfeder. Joyce’a ve yazdıklarına yakından baktığında, tersine, kınamış olduğu İrlanda Katolik geçmişinden türemiş insan doğası anlayışına takılmış bir İrlandalı ortaya çıkar. O’Brien’a göre Joyce, ilk şiirlerinden Ulysses ve Finnegan Uyanması’na kadarki kitaplarında, insanlığın kökenine komik bir bakış açısı kazandırır bu yüzden.
“Eğer insan hayatına dair Freudyen ve Joycevari görüşler arasında herhangi bir benzerlik varsa bu ikisinin de cinselliği insandaki baskın kuvvet olarak görmeleridir. Bu noktada Joyce ve Freud birbirinden ayrılır, Freud cinselliği bütün geleneksel ahlaki değer yargılarından oldukça ayrı tutarken, Joyce cinselliği insanın içindeki meleğe kafa tutan hayvanın birincil kanıtı olarak görür. Joyce’a göre cinsellik insanın düşüşünün veya ilk günahının en büyük kanıtıdır. İnsanın kaçınılmaz hayvaniliğini, insanın düşüşünü inkâr etmek Joyce’un bakış açısına göre bir kendi kendini aldatma eylemidir.”
edebiyathaber.net (11 Haziran 2020)