Lisa Ko’nun PEN/Bellwether Ödülü, Amerikan Ulusal Kitap Ödülü Finalisti, PEN/Hemingway Ödülü Finalisti etkileyici romanı Terk Edenler, Timaş Yayınları etiketi ve Rabia Elif Özcan’ın nitelikli çevirisiyle dilimize kazandırıldı. “Ko, manşetlerdeki bir haberin üzerine eğiliyor ve görünenin ötesindeki parçalanmış, cesur, sıra dışı ve sıradan hayatları gözler önüne seriyor. Terk Edenler’in bir yarısı New York’ta, bir yarısı Çin’de. Biraz Deming anlatıyor, biraz Polly. Bu; aile, aidiyet, kökler ve göçmenlik üzerine ötekinin dilinden bir hikâye. Bu, bir çocuğun sevdiği her şeyi yitirdiğinde kendini nasıl bulduğunun, bir annenin geçmişin hatalarıyla yaşamayı nasıl öğrendiğinin hikâyesi.”
Romanın başkahramanı Deming, Çinli bir çocuk, Dünya üzerindeki milyonlarca çocuk gibi seçme hakkı verilse kesinlikle seçmeyeceği türden bir yaşamın ortasına adeta savrularak atılmış. Annesi Polly ise Çin’den Amerika’ya çalışmaya gelmiş, yaşadığı bütün zorluklara rağmen çocuğunu bırakmak istemeyen bir göçmen. Çocuğuna bakabilmek için çeşitli işlerde çalışır ancak bir yandan da tefecilere borçlanır. Zorluklar içinde yaşarken sevgilisi Leon’un evlilik teklifi Polly için bir kurtuluş yolu gibidir. Bunu düşünerek her sabah, çalıştığı güzellik salonunda manikür yapmaya devam eder ve yine bir sabah oğlunun hayatını travmaya çevirecek baskına kadar. Polly’nin çalıştığı güzellik salonuna baskın yapan polis o ve öteki göçmenleri kamyonlara bindirerek insanlık dışı bir yer olan toplama kampına götürür.
Polly’nin mücadelesine ek olarak Deming’i terk etmek zorunda kalması okur için her anlamda etkileyicidir. Leon ve kardeşi Vivian’la kalmaya başlayan Deming’in tek arkadaşı Vivian’ın oğlu Michael’dır. Daha sonra sonra Leon Çin’e döner ve Deming evlatlık olarak akademisyen bir aileye verilir. On yaşında bir çocuk için yaşadığı acılar artık kaldıramayacağı boyuta gelmiştir. Deming küçücük dünyasına annesi tarafından terk edilmeyi, Leon’un gidişini ve tek arkadaşı Michael’ı göremeyeceği gerçeğini sığdırmaya çalışırken yeni ailesi ona Daniel adını verir. Ad değiştirmeyle geçmişin silinmeyeceğinin farkında değillerdir. Daniel artık küçük bir kasabada neden terk edildiğini sorgulayan kayıp bir ruhtur. Travma sonrası yeni hayatına alışma sürecinde annesinin bir gün geri döneceğini düşünür ta ki bir gün yeni ailesine ait olan evrakları karıştırırken bulduğu evlat edinme belgesini görene kadar. Artık annesi bir daha geri gelmeyecektir. Kendine yeni bir dünya kurmaya başlar. Bu dünyada müzik vardır. Müzik yaralı ruhunu iyileştirmese de uyuşturur, kendisini terk edilmiş bir çocuk gibi değil de bir kahraman gibi hissetmesini sağlar. Bir gün çocukluğunun tek iyi hatırası olan Michael’in mailiyle ip üzerinde sürdürdüğü hayatı altüst olur.Annesi nerdedir, onu gerçekten unutmuş mudur? Onu evlat edinen aileye, Peter ve Kay’e olan vefa duygusu annesini araştırma merakının önüne geçebilecek midir? Annesi Çin’de İngilizce öğretmeni olarak çalışmaktadır ve bir fabrikatörle evlidir, hayatı mükemmeldir. Deming olmadan kendine en ışıltılısından bir hayat kuran annesi nasıl olup da oğlunu yıllarca umursamadan yaşayabilmiştir? Deming bir darbe daha alır ama içindeki boşluğu dolduracak tek insan olan annesi ile görüşmekten başka çaresi de yoktur. Tek bir soru içindeki boşluğu doldurabilir. Beni neden terk ettin?
Lisa Ko, Terk Edenler’de insanlığın özellikle son dönemde daha yakıcı biçimde yüzleştiği göçmenlik meselesini, mülteci olmanın zorluklarını, hiçbir yere ait olamama duygusunu ustalıkla işliyor. Yazarın kültürel yapısı ve yaşam biçimi birbirinden çok farklı iki ülkeyi -Çin ve Amerika- yakından tanıyor olmasının verdiği avantajlar da satırlarına yansıyor. Romanın temel dertleri içerdiği dramatik ve trajik boyutlarla okuru derinliklere sürükleyecek türden. Ko’nun bir söyleşisinde belirttiği gibi “Bir çocuk için daha iyi bir hayat ne anlama geliyor?” Terk edilen biri için ne büyük lükstür terk etmek. İnsanı etkileyen konusu kadar bir kadının tek başına hayatta kalma çabasını da akıcı bir dille anlatan Terk Edenler, mutlaka okuması gereken bir kitap. İklim krizi, salgın hastalıklar, eşitsizlikler ve göçmenlik meselelerinin bütün dünyayı kasıp kavurduğu ve hemen her şeyi sorgulamaya yönelttiği bu günlerde hele.
edebiyathaber.net (15 Temmuz 2020)