Hazırlayan: Mehmet Özçataloğlu
- Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocuklara yazma isteğim çocukluk anılarımı hatırladıkça artıyor. Çocukken beni ne mutlu ederdi, ne heyecanlandırırdı? Ya da neye üzülürdüm? Çevremdeki olayları nasıl anlamlandırmaya çalışırdım? Bütün bunları düşününce, hislerimi yeniden hatırlayınca bu duyguları başka çocukların da hissetmesini istedim. Bu nedenle çocuklar için yazıyorum.
- Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Okuduğum ilk çocuk kitabı Wimmelbuch’tu. Çocukluğum Almanya’da geçtiği için hayatıma ilk giren kitaplar, şu bol resimli ve detaylı ara bul kitaplarıydı yani. Okumayı öğrendikten sonra Samed Behrengi kitaplarını okudum. Tabii ki bir de Şeker Portakalı’nı hiç aklımdan çıkaramam…
- Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Çok güzel kitaplar var, hepsi için de keşke ben yazsaydım diyebilirim doğrusu. Şaka bir yana, Astrid Lindgren’in edebiyatı muhteşemdir benim için. Bakış açısıyla, gerçek hayatı ve çocuk aklını, hayalini öyle güzel harmanlamış ki hem meslek hayatımda hem de yazarlığımda örnek almaya çalıştığım bir kalemi var.
- Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Şu sıralar çocuk kitapları okuma planım büyük oğlumun “Anne çok güzeldi, hemen bitti” dediği kitapların izini sürerek ilerliyor. Yetişemiyorum bir türlü. Bu nedenle 2-3 kitabı bir arada okuyorum çoğunlukla. Son okuduklarım Üç Öykü ve Dedem Bir Kiraz Ağacı. İlk bahsettiğim kitap Sabahattin Ali’nin; gerçekçi betimlemeleri ve dönemsel izler taşımasından dolayı çok kıymetli. İkinci kitap da ilk soruya verdiğim cevapla çok ilintili. Angela Nanetti bir çocuğun çevresini anlamlandırmaya çalışmasını ve onun değişikliklere uyum gösterme ve karşı çıkma çabalarını öyle güzel anlatmış ki…
edebiyathaber.net (29 Temmuz 2020)