Artık yemek alırım! Artık yemek alırım! Ablalar, artık yemek alırım! Gece sessiz, sokaklar boş. Sessizliğin içinde bir çığlık. Artık yemek alırım! Artık yemek alırım! Ablalar, artık yemek alırım! Pencereyi açtım, elimde telefonum. Sokak lambalarının aydınlattığı sokak aralarında, bebek arabası iten bir kadın, yanında bir kız çocuğu, önünde bir adam yürüyorlar. Kadının dilinde tek bir cümle, artık yemek alırım! Artık yemek alırım! Ablalar, artık yemek alırım! Sokaklar boş, herkes evlerinde. Evlerin içi ne durumda kimse bilmiyor! Gecenin sessizliğinde, bir kadının ittiği arabanın çıkardığı tekerlek sesi, tıkır, tıkır, tıkır bir de artık yemek alırım!
Telefonumun kamerasını açtım, kayıt tuşuna bastım. Artık yemek alırım! Artık yemek çöpe giden yemekler oteller atılan yemekler kalan yemekler çöp artık yemek alırım bak tabaklarını doldurmuşlar yiyemeyecekleri kadar çok çöp artık yemek alırım garsonlar topluyor yarısını bile yememişler çöp artık yemek alırım hayvan barınaklarına gitmiyor mu kalan yemekler hayır çöp artık yemek alırım düğünleri diyorum yemekli yapmayın herkes tok geliyor tabaklar didikleniyor sonra çöp artık yemek alırım az koydun çocuğa yerse alırız yer yer yemedi çöp artık yemek alırım tabağını bitir kalmasın zorlama çocuğu kalırsa kalsın çöp artık yemek alırım küflenen ekmekler dolaplarda bozulmuş yemekler çöp artık yemek alırım 11 mart bakan açıklıyor covid-19 pozitif bir vaka var sosyal mesafe maske dezenfektan bulaş pandemi entübe 16 mart okullar tatil alışveriş merkezleri berberler kafeler restoranlar kapatılıyor artık yemek alırım marketler talan edildi raflar boşaltıldı evlere gıda stoklandı sokağa çıkmak yasak stok yapamayan insanlar israf paylaşmak bir olmak artık yemek alırım bir sürü insan işsiz kaldı işim yok param yok evime ekmek götüremiyorum iş yerimi kapattım çalışanlarımı çıkarmak zorunda kaldım artık yemek alırım.
Bir rüzgâr esti, açık pencereden girip yüzüme vurdu, irkildim. Artık ses uzaktan belli belirsiz geliyor. Ar…yem…al… Üşüdüm. Kapattım pencereyi, tülü çektim. Telefona çektiğim görüntüyü kaydedip, telefonun ekranını kapattım. Gece sessiz, mutfağa gittim bir bardak çay koydum kendime bir de akşamdan kalan tatlımı aldım yanıma, atılmasın diye! Oturdum televizyonun karşısındaki kanepeye, dizi çoktan başlamış. Çayımı içtim, tatlımı yedim. Ayak ucumdaki, daha önceden ayağımla iteklediğim, polar battaniyeyi üzerime çekerek uzandım. Diziyi izlerken içim geçmiş, dizinin bitiş müziği ile uyandım. Terlemişim. Polar battaniyeyi üstümden atıp yine itekledim ayağımla koltuğun ucuna. Burnuma yeni pişirilmiş kek kokusu geliyor, alt kat komşumdan sanırım. Ne pişirirse havalandırmadan koku benim mutfağa doluyor. Çok severim yeni pişen keki, canım kek istiyor. ‘’Üşenme,’’ diyorum kendi kendime ‘’ kalk yap.’’ Zaten evde zaman başka türlü geçmiyor.
Mutfağa gitmek için yerimden kalktığımda aklıma geliyor çektiğim görüntüler. Sehpanın üzerindeki telefonuma uzanıp alıyorum. Kaydı açıyorum ve bu sefer telefonumdan izliyorum. Sonra herkes izlesin istiyorum, sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Çok beğeni alıyor paylaşımım, çok kişi izliyor ama kaç kişi görüyor, bilmiyorum! Ben gördüm mü? Onu da bilmiyorum!
Güner Okandan Çalışkan kimdir?
1981 doğumluyum. Özel bir bankada çalışıyorum. Edebiyatla ilgilenmeyi seviyorum ve yaratıcı yazı atölyelerine katılıyorum.
edebiyathaber.net (18 Ağustos 2020)