Oggusto, mutfakta uygulamanız gereken sürdürülebilir ve pratik çözümleri sıraladı:
Sağlıklı tercihler yapın!
Her şeyin başında elbette sağlık geliyor! Psikolojik rahatsızlıklardan güçsüz bağışıklık sistemine kadar günümüzde ortaya çıkan pek çok hastalığın altında ise sağlıksız beslenme yatıyor. Sağlıksız beslenmeyi yalnızca paket gıda tüketimi olarak algılamayın. Mevsimi dışında yetiştirilen hormonlu ve ilaçlı sebze ve meyveler de hücrelerimize büyük zarar veriyor. Her türlü tedavi ise daima sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile destekleniyor. Sağlıklı beslenmenin yolu da tükettiğimiz besinlerin kaynağını bilmekten geçiyor. Gün geçtikçe bu konuda daha da bilinçlenen tüketiciler; satın aldıkları ürünlerin yetiştirilme süreçlerini, doğal olup olmadıklarını, sağlığa ve çevreye etkilerini araştırma ihtiyacı duyuyor ve bu araştırmanın sonucunda organik pazarlara yöneliyorlar.
Taze ve sağlıklı besinlere ulaşmak herkesin hakkı. Sağlıklı beslenme artık bir lüks değil, çünkü artık İstanbul’da her şeyin en tazesinin ve en organiğinin bulunduğu bir adres var; “Büyükyalı Organik Semt Pazarı”! “Tarladan Sofraya” felsefesiyle hizmet veren Büyükyalı Organik Semt Pazarı’nda; Türkiye’nin dört bir yanından özenle seçilip getirilen sebze ve meyvelerden süt ve süt ürünlerine, özel yapım ekmeklerden baharat çeşitlerine, ev yapımı gözlemelerden zeytinyağına kadar inanılmaz geniş bir ürün çeşitliliği bulunuyor.
Doğaya ve canlılara zararlı olan hiçbir yöntem, kimyasal ilaç, gübre ve katkı maddesi kullanılmadan üretilen kontrollü ve sertifikalı organik ürünlerin satıldığı ekolojik pazarda; deterjan ve kişisel bakım ürünleri gibi organik kozmetik ürünler de yer alıyor. Zeytinburnu’nda bulunan Büyükyalı Organik Semt Pazarı; her Cumartesi 10:00-18:00 saatleri arasında Büyükyalı Fişekhane’de bilinçli ve sağlıklı ürün tüketicilerini bekliyor.
Plastiği ve tek kullanımlık ürünleri azaltın!
Dünya yüzeyindeki okyanus alanlarının %40’ının plastik tarafından kaplandığını ve bu plastiğin her sene binlerce canlının ölümüne sebep olduğunu biliyor musunuz? Doğada çözülmeyen bir materyal olan plastiğin kullanımı sadece doğaya değil; sizin sağlığınıza da zarar veriyor. Bu konuda alabileceğiniz en pratik önlem ise alışveriş yaparken kendi bez çantanızı getirmek olacaktır. Bunun yanı sıra, cam saklama kapları ve kavanozlar kullanarak plastik atığını azaltırken evinizdeki besinlerin de ömrünü uzatabilirsiniz.
İhtiyacınız kadar satın alın!
Her yıl 1,3 milyar ton gıda çöpe gidiyor, bu da insan tüketimine sunulan yiyeceklerin üçte birinin çöpe gittiği anlamına geliyor. Bunu önlemek adına küresel çapta mücadele verilirken, siz de kendi mutfağınızda ve alışveriş rutininizde yapacağınız değişiklikler ile bu mücadeleye katkıda bulunabilirsiniz. Mutfak alışverişi yapmadan önce haftalık yeme planı oluşturmak, marketten satın alınacak ürünleri de planlama imkânı sağlayacağı için işe daima “planlama” aşamasıyla başlayın.
Plansız çıkılan alışverişlerde “Ya lazım olursa?” ya da “Belki yaparım…” diyerek satın alınan malzemeler, kullanılmadıkları takdirde unutulmaya ve bozulmaya mahkûm olan ürünler olarak karşınıza çıkabilir. Bunun yanı sıra, ne satın alacağınızı önceden planlamamak reyonlarda daha fazla ürün incelemenize sebep olacağı için, ihtiyaçlarınızla birlikte ilginizi çeken şeyleri de satın almaya daha fazla eğilimli hale gelirsiniz.
Gıdaların tazeliğini daha uzun korumasını sağlayın!
Kuru, çiğ veya pişmiş fark etmez; gıdaları doğru saklama koşullarında ve doğru kaplarda saklamak, kısa sürede bozulmalarını önleyerek ömürlerinin uzamasını sağlar. Bunun için ise farklı gıda grupları için farklı tercihler yapmak gerekiyor. Hepimizin bildiği gibi; bakliyat türü kuru gıdaların serin ve kuru yerlerde, çiğ ve pişmiş gıdaların ise daima buzdolabında ve ideal soğuklukta saklanması gerekiyor. Ayrıca kilit kapaklı cam kavanozlar ve cam kaplar, gıdaların daha uzun süre tazeliğini korumasını sağlamak için kullanılabilecek en ideal saklama ürünlerindendir. Unutmayın, ürünlerin tazeliklerini korumak için atacağınız her adım, sizi sürdürülebilir bir mutfağa ulaşmaya biraz daha yaklaştıracaktır.
Mutfağınızı düzenli tutun!
Mutfakta dağınıklık ve düzensizlik ne kadar çok olursa gıda israfını önlemek de bir o kadar zorlaşıyor. Dolayısıyla sürdürülebilir mutfağa giden yollardan biri, her şeyi düzenli tutmaktan geçiyor. İster kapalı dolap ve raflar ardında olsun ister tezgâh üzerinde açıkta olsun; düzensizliğe sebep olan o kargaşa, gereksiz miktarda atığı beraberinde getiriyor. Bu konuda uygulayabileceğiniz en pratik çözüm ise ürünlerinizi gruplayarak bir arada bulundurmanız. Bu sayede açıkta kalan ve bozulmaya yatkın yiyeceklerin takibini kolayca yaparak çöpe atılmalarını önleyebilirsiniz. Üstelik neye sahip olduğunuzun listesini takip etmek bu şekilde daha kolay olacağı için, düzensizlik yüzünden bulamayıp tekrar tekrar satın aldığınız ürünler de olmayacaktır. Mutfak dolapları ve tezgâhlar kadar buzdolabınızı düzenli tutmak da oldukça önemli. Yalnızca kargaşa yaratan görünümü önlemek için değil, ürünleri bozulmadan tüketebilmek için de kendinize özgü bir yerleştirme sistemi yaratabilirsiniz.
Hazır yiyecekleri en aza indirin!
Çok sık hazır gıda tüketmeye alıştığımız bu düzen, sağlıklı bir hayat sürmenin önüne geçen en büyük engellerden biri. Paketlenmiş ve dondurulmuş gıdalar anı kurtarırken, insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratıyor. Hazır gıdaların raf ömrünü uzatmak için içerisine eklenen koruyucular, paketlenme aşamasında kullanılan kimyasallar ve ortaya çıkan karbon ayak izleri, evde hazırlanan yiyeceklerle kıyaslanınca bu gıdalar sağlık açısından sınıfta kalıyor.
Hazır gıda ürünlerinin zararları kısa vadede görülmese bile bu ürünlerin içeriği, sağlıksız ve düzensiz beslenme alışkanlıklarıyla bir araya gelince uzun vadede tehlikeli bir hal alıyor. Bu sağlıksız döngüden kaçınmak adına yapmanız gereken şey ise; ana öğünlerinizi ve ara öğün atıştırmalıklarınızı kendiniz hazırlamak. Böylelikle mutfakta biraz daha zaman geçirerek günün sonunda her açıdan kendinize iyilik yapmış olursunuz.
Fazla su tüketiminden kaçının!
Besinleri tüketmeye hazır hale getirme aşamasından, tükettikten sonra kirli bulaşıkları temizleme aşamasına kadar mutfakta ve sofrada ihtiyaç duyulan en temel şey su. “Etkili temizlik eşittir bol su kullanmak” anlayışı ise evlerde aşırı su tüketimine sebep olan başlıca unsurlardan biri. Ancak her iki aşamada da hijyen koşullarını sağlamak için çok fazla su harcamaya değil, etkili bir temizliğe ihtiyaç var. Bunun için sebze ve meyve gibi çiğ tüketilen besinleri defalarca sudan geçirmek yerine sirkeli suda bekletmek, az su kullanarak daha efektif bir sonuç almanızı sağlar.
Bulaşıklarınızı yıkarken ise tercihiniz mümkün olduğunca bulaşık makinesi kullanımından yana olmalı. Yapılan araştırmalardaki tüm veriler elle yıkamanın, makineye oranla katbekat daha fazla su harcanmasına sebep olduğu yönünde.
edebiyathaber.net