Küsurat Yayınları’nın yeni romanı için görmezden gelinen acılar hiç bu kadar naif anlatılmamıştı demek istiyorum. Epidemik Eros’tan bahsediyorum…
Duruşu dik, bakışları keskin, adımları kararlı bir hikâye nasıl olur anlatayım. Çok tanıdık bir derdi sözleşmiş gibi her yerde ve her durumda aynı cümlelerle dile getirmek gözümüzün de kulağımızın da o derde alışmasına sebep olur. O derdi alıp evirir çevirirseniz, bambaşka görüşteki insanları o dert hakkında konuşturursanız hatta bu derdin bir de yol açtığı yeni dertler var deyip onlara ışık tutarsanız o hikâye pek çok kişinin cesaret yokuşunu merdivenlerle donatır. Nisa Yıldırım’dan Epidemik Eros, esprili kurgusuyla yaraları ele ele sarmayı teklif ediyor adeta.
“Bir şeylerden kaçmaya çalışıyorlarsa yaptıklarında o kadar haklılar ki… Yaşadıklarını az çok tahmin ediyorum.”
Kitaba başladığınızda insanları ve yaşantısıyla son derece sıradan bir ilçe anlatılıyormuş gibi geliyor fakat sayfaları çevirdikçe ne denli renkli bir kurgunun içinde olduğunuzu seziyorsunuz. Sürprizli bir ilçe, olay, insanlar; neşeli bir kalemle buluşmuş ve Epidemik Eros, biz okurlara ulaşmış. Benekli ilçesi ortak sessizlikleriyle dert ortağı olmayı başarmış kadınları gözler önüne seriyor. Üstelik bu durum sadece Benekli’yle de sınırlı kalmıyor, tüm ülkeye yayılıyor. Sahi bu kadınlar neden konuşmuyor? İşte bu sorunun cevabıyla sarsılıyorsunuz.
“Neler örtüyor bu çatılar, bir bilsen…”
Bazen yanı başımızda yaşanan absürd olayları o anın kaosuyla kulak arkası ederiz de yaşananları sonradan düşünmek zorunda kaldığımızda olanlara inanamayız. Romandaki karakterlerden Belediye Başkanı Feyyaz Kaşıbol ve eşi Gönül’ün arasındaki ipler neden geriliyor? Muhabir Müjde, gözü karalığıyla gerçekleri nasıl su yüzüne çıkarıyor? Seher, yaşadığı hayatı anlamlandırmaya çalışırken nelerden vazgeçiyor? Her birinin yaşama kafa tutuş şekli parmak izi kadar farklı…
“Ufak bir oğlan… Bir elinde ok var. Konuşmadan bana bakıyor. Sanki nasıl desem… Küsmüş gibi…”
Kitabın ismi de oldukça ilgi çekici: Epidemik Eros. Romanı okuyup bitirdiğinizde, “Eros’u bile küstüren hayatlar var,” diye düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Dupduru dili, mücadeleci tavrı, heyecanlı kurusu ve ele aldığı konusuyla Epidemik Eros, içinize işleyecek.
Ezgi Aydoğanoğlu – edebiyathaber.net (10 Eylül 2020)