Dünyada büyük ses getirmiş uluslararası ödüllü “Yolculuk” kitabının yazarı Francesca Sanna’nın “Arkadaşım Korku” kitabıyla birlikteyiz.
“Yolculuk”un devamı niteliğini taşıyan bu kitapta korkusunu fark eden bir genç kızın hikayesi anlatılıyor. Kitabın ana karakteri olan genç bir kız yeni bir ülkeye taşınıyor. Yeni taşındığı ülkede kimseyi anlamadığı ve kimsenin onu anlamadığı yeni bir okula başlamak zorunda kaldığında Korku’su büyümeye başlıyor. Eskiden ona bakan ve keşfederken onu güvende tutan, koruyan küçük arkadaşı olan Korku’su; şimdi ona korkmasını, yalnız kalmasını ve içinde bulunduğu durumdan dolayı kızmasını söylüyor.
Zamanla Korku, genç kızın hayatını kuşatmakla tehdit ediyor; ancak Korku’dan daha güçlü bir duyguyla karşılaşan genç kız etrafındaki yeni hayatıyla bağlantı kurmaya başlıyor. Okuldaki arkadaşlarının da Korku’su olduğunu görünce kendi Korku’su gittikçe küçülmeye başlıyor.
“Onun da benimkisi gibi gizli bir korkusu varmış.
Oysa sadece benim var sanıyordum.”
Kitaptaki korkunun kişileştirilmesi, çocukların bu duygu hakkında konuşmasına ve tanımlamasına yardımcı olabilir. Bu somut korku biçimiyle bağlantı kurabilirler. Hikayede korkunun değerinin, çok büyümesine ve eylemlerinizi kontrol etmesine izin verme tehlikesinin nasıl kabul ettiği çok başarılı bir şekilde verilmiş.
Kitapta korku yok olmuyor, zaten amaç da korkuyu yok etmek değil. Önemli olan, bu korkunun çok yoğunlaştığını kabul etmek ve ortaya çıktığı anlarda korkumuzu paylaşmaktır. Hepimizin biraz korkusu var ve bu çok normal. Kitabın son cümlesi ve belki de korkularımızın reçetesi olan cümle ise:
“Bazen korkularımızı da alıp hep birlikte oyun oynuyoruz.”
Kitapta yumuşak ve soft renkler kullanılmış. Bembeyaz bir bulut gibi resimlenmiş olan Korku, oldukça sevimli görünüyor.
Çevirmen: Zeynep Sevde
Yayınevi: Taze Kitap
Sayfa Sayısı: 32
Meryem Ermeydan – edebiyathaber.net (23 Ekim 2020)