Hennoz (2007), Tahteravalli (2011), Kasaba Avukatı (2014) ve Çıkmaz Sokak (2018) adlı öykü kitaplarıyla tanıdığımız İlker Karakaş’ın ilk romanı “İnsan Korkularıyla Yaşar” geçtiğimiz günlerde Notos Kitap etiketiyle okurla buluştu.
Kısa, özlü, anlatılmak istenen neyse ona odaklanan bir roman var elimizde. Yalın, akıcı ve yoğun cümleler… Bu romanda gereksiz hiçbir şey yok. Dram ve mizah iç içe, yer yer küfür, çarpıcı bir dil, her şey olması gerektiği gibi, itiraflar peşi sıra… Dil, içerik ve anlam bütünlüğü kesinlikle etkileyici.
İnsan Korkularıyla Yaşar’ın başkarakteri Arman, 50’li yaşlarda bir erkek, uyumsuz ancak antisosyal de değil, temel derdi içki bağımlılığı. Otuz yıl önce okuduğu üniversiteden yurt arkadaşlarıyla görüşmeyi sürdürüyor. Kopuk, kalabalıklardan uzak, bağımlı ancak çıkış arayan biri. Doğulu görünen ancak Batılı gibi davranan eşinin verdiği izinle birlikte Ukrayna’ya gider, arkadaşlarıyla tabi ki erkek erkeğe, öncelikle alkol ve kadınlar için. İçki nedir onun için? Uçuş, hiçlik, yaşamın anlamsızlığını bir süre için katlanabilir kılan bir çeşit kekremsi bir ilaç… Peki etkisi geçtiğinde ne olacak? Hayat onu hiçbir yere götüremez. Yazarın bir önceki öykü kitabının adı gibidir varacağı yer: Çıkmaz Sokak.
İnsan Korkularıyla Yaşar’da birinci tekil kişi anlatıcı başkahraman Arman’ın gözünden hayatının bir bölümüne odaklanıyor, olup bitenlere birinci elden tanıklık ediyoruz. Çöküş, kurtuluş umudu ve çıkış… Arman nasıl bir karakter? Kendisi ve çevresiyle barışık gibi görünen ama aslında öyle olmayan, savrulmuş, dağılmış, uyumsuz ve sonuçta alkolik olmuş. Bu durumu anksiyeteye yani derin kaygılarına bağlıyor ama onu alkolik yapan da bu yaşam biçimi aslında, hepimizin yaşadığı bu saçma hayat. Eşiyle ve kızıyla ilişkisi normal, yeterince bilgimiz yok bu konuda, evli bir adam ve çok sevdiği bir kızı var, bu kadar. Peki, onun ve yurt dışına çıktığı arkadaş grubu için eşlerinin anlamı nedir? “ … Karısıyla herkesin sorunları var aslında. Sadece Nesim ve Sezai’nin yok. Onlar çoktan boşandı. Onların eski karılarıyla sorunları var.” Dönüşte eşi olup biteni anlayışla karşılar ve şunu önerir: artık içkiyi bırakmanın zamanı geldi. Çözüm bellidir, terapiste gitmek…
Terapi sonrası Ukrayna’ya ikinci kez gider Arman, iyi kötü yüzeysel ilişkiler yaşadığı –cinsellik- kadınlar yine var, bir öncekine göre daha iyi hatta, en azından cinsel ilişkiye girmeyi başarır, içki yok. Üniversiteden yakın arkadaşı var yanında, yine de kendinden hep hoşnutsuz. Dönüşte karısı onu terk eder, çözüm belli, kendini kontrol etmek… Arman’ın çevresinde eşi ve kızı, bazen arkadaşları ve her daim içki vardı. Romanın temel meselesi şu: başkarakterin anksiyete kaynaklı sorunları nedeniyle alkole geri dönüşü, sonra terapi aracılılığıyla bırakma çabası ve sonunda kendini kontrol etmeyle birlikte gelen zafer… Yalnızlık, bunalım, kaygılar, hayatın anlamını ve hedefleri yitirme, kadınlara cinsellik üzerinden yaklaşma gibi çağımızın yabancılaşmış bireyine -erkek- Türkiye özelinde farklı bir pencereden derinlikli bir bakış var bu romanda; duygu yok, düşünce yok, eylemler var, dış dünya hem var hem yok. Sonunda umut var ama bu her şeye rağmen iyi bir şey.
“İlker Karakaş, İnsan Korkularıyla Yaşar’da kendine özgü anlatı dünyasını biraz daha karanlığa götürüyor. İnsanın iç karanlığı bu. Erkeğin erkek olmakla ilgili sorunlarının alkolle birlikte gitgide çaresizliğe sürüklendiği yer. Tutunacak dallar kırılmaya başlamıştır. Uçurumun dibi görünmüyordur. Çürümenin hızlandığı yerden onu kim çekip çıkaracak. Belki en yakınındaki kadın. O da bir yere kadar. Sonra kendisiyle yüzleşecek, ya çukurun dibinde kalmayı sürdürecek ya da düze çıkacak.” Başkahramanı aracılığıyla hayatın anlamını farklı biçimde sorgulatan bir roman İnsan Korkularıyla Yaşar. “İlker Karakaş erkeğin bildik hallerini herkesin bakmaya gönül indirmediği bir yerden, açıklığından çekinmeksizin, olduğu gibi anlatıyor. Böylece hem kendisini hem de bizi yeraltı edebiyatının özgün bir biçimine ve dünyasına götürüyor,” deniyor romanın arka yapak notlarında.
Salgın, temel eşitsizlikler, göç, mülteciler ve iklim krizi; böylesi bir dünyaya mahkum olmuş insan gerçekliği karşısında her türlü uyumsuzluk ve bir yandan da uyum sağlama çabasıyla had safhada sahici bir karakter var karşımızda, bu karakterin çöküşten kurtuluş çabasına ve nihayet çıkışa giden hayatına tanık oluyoruz, ama nereye kadar? İkinci kez değil, tek bir kez sağlam okumaya, bu sert kayaya çarparak hissettiklerimizi sahici ve samimi bir şekilde dile getirmeye ihtiyaç duyduğumuz bir roman “İnsan Korkularıyla Yaşar”, öncelikle alkol bağımlısı erkeklerin, sonrasında bu erkeklerle yaşayan kadınların, sonra ötekilerin ve hatta hepimizin…
Kaynak: İnsan Korkularıyla Yaşar, İlker Karakaş, Notos Kitap, Roman, Birinci Basım, Ekim 2020, 90s.
Serkan Parlak – edebiyathaber.net (2 Aralık 2020)