“Kriz yönetimi” hakkında dersler barındıran bir film | Nurhan Oto

Aralık 17, 2020

“Kriz yönetimi” hakkında dersler barındıran bir film | Nurhan Oto

Bu kış balinaların sıra dışı gelişi ile haber kanallarında gündemde olan Hudson Nehri’nde, esasen akıllara kazınmış, en dramatik ve en sıra dışı olay; 2009’un  Ocak ayında yaşanan Uçuş 1549’un (Airbus A320) gerçek hikayesidir. Canlı yayınlara, belgesellere, yorum programlarına, konferanslara, müze temasına, akademik çalışmalara, filme (Sully-2015)  ve hatta trigonometri derslerine konu olmuş başarılı kurtarış/kurtulma hikayesi,  en çok yer edenlerden, içselleştirilenlerden olmalı ki, 2009’un yaz aylarında, Caribbean Adası Aruba yakınında kurtarılan bir balinaya, uçağın kurtarılma başarısına atfen “Pilot Balina Kaptan Sully” adı verilmiş, balina Curacao’dan özel bir kargo uçağı (A300) ile taşınmış, karantinaya alınmış, yaşatılmaya çalışılmış. Şimdilerde balinalar uçak hadisesinin efsaneleştiği kurtaranların/kurtulanların kahramanlaştığı Hudson Nehri’ndeler.

Yönetmenliğini Clint Eastwood’un yaptığı Sully (2015) filmi, Kaptan Pilot Chesley Sullenberger (Sully) ve Jeffrey Zaslow‘un “Highest Duty” adlı kitabından, Jeffrey Zaslow ve Todd Komarnicki  tarafından senaryolaştırılmış. Anlatış şekli kronolojik sırada olmamakla birlikte çok akıcı ve sade. Başrollerde, Tom Hanks, Aaron Eckhart, Jeff Skiles yer alıyor. Tom Hanks Sully rolünü büyük ustalılığıyla realize etmiş, makyajla kaptana benzerliği sağlanmış, role adaptasyonu ile seyirciye duygu geçişlerini yerindelikle sağlıyor.

Hudson Nehri’ne mecburi iniş gerçekleştirilmesiyle 155 kişinin sıradan başladıkları bir gün ve sonrasında hiçbirinin hayatında aynı devam etmeyeceği büyük bir faciadan kurtulmasının hikayesini, çarpıcı, empati ve etik ikilem öğeleriyle ele alan, gerçek bir olayı sonu bilinmeyen bir  filmmişçesine izlettiren çarpıcı bir film. Olayı hiç bilmeyenlere ise izlerken olayın gerçekliğini etkileyicilikle hissettirebilen, biyografik ve dram türünde. Filmin birçok sahnesi gerçek mekanlarda çekilmiş.

Olay zinciri gerçekçi şekilde ele alınmış; filmin kurgusunda, rüya sahneleri, sanrılar, hatırlamalar, simülasyon görüntüleri, kaptanın gençliğine geri dönüşlerle izleyicide ikilem ve  şüphe geliştiriliyor. Film Chesley Sullenberger’ın hikayesi gibi görülse de uçakta bulunan yolcuların, yardımcı pilot ve Sully’nin eşiyle konuşmaları ve benzeri farklı mekanlarla akışın sürmesi, belgesel algısı yaratmaktan uzaklaştırıp, hikayesellik kazandırmış. Uçuş ekibi-hosteslerin, hava trafik kontrolörlerinin, kurtarma ekiplerinin, yolcuların terminalde ve uçağın içinde olay öncesi, olay sırası ve sonrasında yaşadıklarına yer verilmesi ile seyirci,  çok odaklı ve empati kurarak seyredebiliyor filmi. IMAX kamerayla çekilmiş olması kaza sahnelerinin daha gerçekçi olmasını sağlamış. Senaryo da Ulaşım Güvenlik Kurumu vaka inceleme sürecine uyumlu  olarak ele alınmış.

Toplumda “Hudson Nehrindeki Mucize” olarak nitelenen hikayenin filmi, Kaptan Pilot Chesley Sullenberger (Sully) uçak kazası kabusundan uyanması ve otel odası başlıyor. Çarpıcı, gerçeğe uyumlu ilerleyen sahnelerle, kaptanın ani kararı ile faciadan dönülen bir uçak hadisesi yaşadığı anların gösterimi ile devam ediyor. Yönetmen gerçek olayı geri dönüşlerle aktarıyor. Filmde, 15 Ocak 2009’da tecrübeli kaptan pilot “Sully” ve yardımcı pilot Jeff Skiles, US Airways’in 1549 sefer sayılı uçuşunda, La Guardia Havaalanından Charlotte Douglas Uluslararası Havaalanına gitmek için havalanır. Uçuştan üç dakika sonra, yaklaşık yaklaşık 850 m. irtifada, Airbus A320’a iki motor devre dışı bırakacak şekilde kaz sürüsü çarpma hadisesi yaşanır.

Kaptan en yakın havalimanına dönmeyi Hava Trafik Kontrolü ile konuşurken, ani bir kararla daha yakın olan Hudson Nehri’ne ineceğini belirterek uçağı o yöne çevirir. Hava trafik kontrolü ile irtibat kesilir, uçağı radar ekranında görülemez. Hava trafik kontrolü bu inanılmaz hadise karşısında bordu arkadaşına bırakarak, ortamdan ayrılır. Bu sahnelerde bir helikopter pilotu uçağı nehrin üzerinde görerek kuleye bildirmiş, kurtarma operasyonları başlamış, hadise canlı yayınlanmaktadır. Tüm gelişmelerden habersiz kendisini bir süre izole etmiş olan Hava trafik kontrolü geri döndüğünde canlı yayında uçağı ve kanatlarındaki 155 yolcu ve mürettebatı görür, kurtarma ekiplerini büyük bir sevinçle izler.

Kaptanınız konuşuyor, düşme pozisyonu alın” ve “çarpmaya hazırlanın” cümleleri ile yolcular ve kabin ekibince uçağın içinde duyulduğu sahneye dönülür. Kaptan Sully kurtarma işlemlerinin başarı şansının maksimum olması için, Hudson Nehri’ne mecburi inişini üç gemi terminalinin yakınına gerçekleştirmeyi başarır. Uçakta arka kısımda su içinde kalanlara, yaralananlara, yaşlı ve engellilere zor şartlarda, uçuş ekibi hostesler, diğer yolcular yardım ederek ve yardımlaşarak  uçaktan kanatlara çıkmayı başarırlar. Dondurucu soğukta, buzlu bir nehir üzerinde, her an dalabilir bir  “BALİNA SIRTINDA GİBİ BEKLEMEK” zorunda olan yolcuların suya düşmeden kanatların üstünden kurtarılması 24 dakika sürer. Suya düşen akıntıyla uzaklaşan bir yolcu kurtarma helikopterince kurtarılır. Beş ağır yaralı ve 50 yaralıdan hipotermi yaşayanlar olur. Eastwood kurtarma ekiplerinde yer alan bir kaptana filmde aynı sahnelerde oyuncu olarak da yer vermiş.

İlerleyen sahnelerde; halkın, televizyon kanallarının, olayı yaşayan yolcuların ve görevlilerin usta uçuş yeteneği, cesareti ile gündemde tutup kahraman ilan ettiği, toplumu sevindiren bu olay, yetkililerce her yönüyle araştırılması gerekir. Yetkililer tarafından açılan soruşturma nedeniyle itibarını ve işini kaybetme tehlikesi ile yüz yüze gelir. Kaptan Sully’nin araştırma kurulunun pilot hatası olabileceğine inandığını algıladığını anlarız.

40 yıl boyunca 1 milyondan fazla yolcu uçurdum ve 208 saniye için yargılanacağım” repliği ile kaptanın hislerine empati kurulurken, diğer taraftan da izleyicide ikilem oluşur.

Araştırma komisyonunun oturumu başladığında, etkin dinleme, iletişim becerisi ve yüksek durumsal farkındalığı ile kaptan, “düşme” kelimesine ve konuşmanın gidişata tepkisini gösterir;

“Uçak düşmedi, suya iniş yaptı” ve “Ne yapmaya çalıştığımızın FARKINDAYDIK. Bu düşüş değil, suya yapılan ZORUNLU BİR İNİŞTİ” ifadeleri ile itiraz eder.

İlk teknik veriler, olay anında uçağın bir motorunun halen rölantide çalıştığı yönünde olması, mühendislerin bilgisayar simülasyonlarının LaGuardia Havalimanı‘na ya da Teterboro Havalimanı’na dönerek, piste inmek için yeterli gücün sağlanacağını, güvenli bir şekilde inilebildiğini gösteren sahnelerle ikilem artırılıyor.

Sully, oturumlarda içinde bulunduğu stresli koşullara, suçlanarak emekliliğini, itibarını kaybetme ihtimaline rağmen kararlılığını, sakinliğini korur. İki motorun birden kaybedildiğini, uçağı herhangi bir havalimanına veya güvenli bir yere inmek için yeterli zaman, hız veya irtifadan yoksun bıraktığında ısrar eder.

“Mühendisler pilot değil ve orda değildiler” itirazında bulunur. Verdiği kararı savunur. Mühendislerce yapılan simülasyonun daha gerçekçi şekilde (pilotlu simülasyon olarak) yeniden canlandırılmasını ister ve araştırmacıları ikna eder. Yardımcı pilot ile koordineli olarak akışın takip edildiğinin, ekipçe iş yükü paylaşımının, stres yönetiminin başarılı şekilde yapıldığının anlaşılmasını sağlar.

“Bizi kimse uyarmadı. Kimse bize tarihteki tüm uçaklardan daha düşük bir irtifada iki motorumuzu birden kaybedeceğimizi söylemedi. 155 mürettebat ile 850 metrede iki motorumuzu birden kaybettikten sonra suya acil iniş yapmak zorundaydık. Şimdiye kadar hiç kimse böyle bir kaza için eğitilmemişti” cümleleri ile haksızlığa karşı savunmasını sürdürür. Tecrübe ve anlık önsezisiyle rotayı Hudson’a çevirdiğini anlatır.

Pilotlu simülasyonlarla havaalanına inilebileceğinin kanıtlanması ile devam edenkurul oturum sahnesi  izleyici için en sarsıcı sahnelerden olur.

Sully ve Skiles; Simülatör pilotlarının motorlar durduğu an havaalanına dönüşe geçtiklerini, oysa kendilerinin değerlendirme, karar verme, kuleyle konuşma, vakit alan çeklist kontrolü yapmış olduklarını öne sürerler. Kararlılıkları, durumsal farkındalıkları, iletişim becerileri, her detayı akıllarında tutmuş olmaları sayesinde gücü ele alırlar. Simülasyon pilotlarının kaç denemede başardıklarını sorgularlar. On yedinci seferde başarıldığı öğrenilir. Kurulun atladığı iki noktanın varlığını, yanı sıra bu tür bir hadisenin eğitiminin verilmediğini ortaya koyarlar.

Her iki havalimanına dönüş simülasyonları 35 saniyelik bekleme süresi-duraklama payı verilerek yeniden çalıştırılır. Bu şekilde uçak LaGuardia ve de Teterboro  pistlerine varamadan binalara çarparak test biter. Bu arad nehirden çıkarılan uçağın her iki motorunun devre dışı kaldığının kesin  analizi açıklanır. Önsezi, tecrübe ve cesaret ile gerektiği gibi ve doğru yapıldığı tamamen kanıtlanır. Kurul, bu veriler ışığında Sully’nin, seçenekler arasından en iyisini seçme konusunda doğru davrandığı sonucuna varır.

“Sizi denklemden çıkarttığımızda sonuç başarısız oluyor” sözlerini kullanan Kurulun teknik araştırmacısı, tüm ekiplerle görüştüğünü ve denklemde bilinmeyen bir “(X) faktörü” olduğunu ve bu faktörün Kaptan Sully olduğunu başarısını överek ifade eder.

“Sadece işini yaptığı” ve “sadece ben değil hepimiz vardık”  sözleri ile Sully, olayın mucizeviliği ve yapılan övgüler karşısında Kabin Personeli, Hava Trafik Kontrolü, Yolcular ve Kurtarma Ekiplerini de işin içine katarak ekip olduklarını böylece vurgular. Hava şartları da iklime rağmen olumlu ve açıktır. Pilotlar, Hosteslerin filmde acil durumda görevlerini eksiksiz uygular, yolcular talimatlarla yönlendirir, yolcular uyumludur, kurtarma ekipleri çabuk intikal eder, acil durum-kurtarma işlemlerini eksiksiz uygularlar. Başarıda; “X Faktöre” katkısı olan herkesin ve etkinin kümülatif büyük payı vardır. “X Faktörü” tek değil çokludur.

“Daha iyisi yapılabilir miydi?” yönündeki kurulun son sorusunun, yardımcı pilotça daha iyi iklim şartlarında şeklinde yanıtlanması yapılanın doğruluğunun mizahi teyidi olur. Yönetmen izleyiciye Sully’nin doğru bir karar verdiğini düşündürürken, izleyene film boyunca olduğu gibi film sonunda da muhakemesine aralık bırakır.

Teknik ve görsel öne çıkan hareketli sahnelerin, dingin, dramatik sahneler dengelenerek yakın tarihli bilinen bir vakanın hikayesinin merakla seyredilmesi ve ayrıca aynı görüntülerin çoklu tekrarlarının merak ve heyecanla izlenmesi başarıyla sağlanmış. Tom Hanks,  Sully rolüne çok uyum sağlamış. Son sahnelerde yönetmen gerçek yolculara, mürettebatla birlikte gerçek Sully ve Eşine de yer veriyor. Nehirden müzeye taşınan uçağın önündeki sahneler filmin gerçekliğini sergiliyor. Film dünya çapında 238 Milyon Dolar’ın üzerinde hasılat elde etmiş.  IMDB’de (Internet Movie Database) üzerinde 7.4/10 olarak puanlanmış. Havacılık ve uçak kazalarını konu alan filmler arasında önemli bir yer buluyor.

İlk olarak 9 Eylül 2016’da vizyona giren film, bir kahramanın kahramanlığını sorgulatan, ona inananlar kadar, güvenmeyenlerin de olabildiğini, titizlikle sürdürülen havacılık vaka incelemelerinin süreç ve kapsamının, mühendislik kabul ve değerlendirmelerinin insan faktörü ile uyumlu – gerçekçi olmasıyla nasıl doğruya evrildiğini vurgulayarak çok iyi anlatıyor. 

Sully’den alınacak en önemli ders: Bir başarının kazanılması yeterli değildir, sürekliliğinin sağlanabilmesi/kalıcı olması için kararlılıkla arkasında durulması, savunulabilmesi, ekiple paylaşılması ve yönetilmesi gerektiğidir. Böylece olaylar zincirinde tüm ekiplerin kümülatifçe başardıkları; efsaneleşen hikayelerde yer bulan “balina sırtında kurtulmak gibi” olağanüstü olur.

Kaynaklar: 

1. Eastwood, C. (2016). Sully [Film]. U.S: Warner.

2. https://sandiegocountynews.com/sully-the-pilot-whale-receives-special-care-at-seaworld-san-diego/

3. https://www.baltimoresun.com/sdut-rescued-pilot-whale-quotsullyquot-at-home-at-2010jan05-story.html

4. www.bbc.com/news/entertainment-arts-32989473

Nurhan Oto – edebiyathaber.net (17 Aralık 2020)

Yorum yapın