Miguel de Cervantes’in 1613 yılında yayımlanan Novelas ejemplares’i (Örnek Alınacak Hikâyeler) on iki kısa romandan oluşur. Bu kısa romanların ilki olan Çingene Kızı’nda güzeller güzeli Çingene kızı Preciosa ile şövalye Andrés’in aşkı anlatılır.
Cervantes, edebiyatın birçok alanında başarılı eserler vermiş, yüzyıllar boyunca beğenilerek okunmuş, eserleriyle ölümsüzlüğe ulaşmış bir yazar. Şüphesiz ki Cervantes dendiğinde akla ilk gelen, modern romanın ilk örneği kabul edilen ve Dünya edebiyatı klasikleri içinde sağlam bir yere sahip olan Don Quijote’tur. Cervantes, romanında ezilen insanları ve kahramanının yel değirmenleriyle savaşını anlatır. Cervantes’in bu eseri birçok kez beyaz perdeye uyarlanmıştır. Zorluklarla dolu bir hayatı olan yazar, yazmaya genç yaşta başladı. İnebahtı Deniz Savaşı’nda (1571) bir top güllesiyle sol elini kaybetti. Uzun yıllar ülkesinden uzakta Cezayir’de esir olarak yaşadı. Cervantes, ülkesine döndükten sonra dolandırıcılıkla suçlandı. Hapishanede kaldığı uzun yıllar boyunca Don Quijote’u kaleme aldı. Yazarın yaşadığı yıllar, doğruluğun ve dürüstlüğün erdem olarak görülmediği, hiçbir manevi değerin yüceltilmediği ve haksızlıkların insanların büyük çoğunluğunu mağdur ettiği zamanlardı. 17.yüzyıl sonlarında İspanya’da yaşanan haksızlıklardan yola çıkan Cervantes, şövalyeliği çürütmeyi amaçladı. Kimi zaman nüktedan, kimi zaman alaycı, kimi zaman da satır aralarından göz kırpan romantik anlatımıyla hayalle gerçeğin iç içe geçtiği bu eser, birçok eleştirmen tarafından modern romanın ilk örneği olarak kabul ediliyor.
Etkileyici bir üsluba ve kurgu yeteneğine sahip olan Cervantes’in adı, bir klasik olan Don Quijote’la birlikte anılsa da yazarın mutlaka okunması gereken başka eserleri de var. Cervantes’in, orijinal Adı “Novelas Ejemplares’’ olan “Örnek Alınacak Hikâyeler’’ isimli yapıtı, önceki yıllarda Kırmızı Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Cervantes, her biri kısa bir roman uzunluğunda olan öyküleri kaleme aldığında otuz sekiz dile çevrilen büyük eseri Don Quijote’yi henüz yazmamıştı. O yıllarda Avrupa’da roman sanatı henüz bilinmemekteydi. Halk arasında anlatılan kimi kısa öyküler ve anlatılar anonim olarak kulaktan kulağa yayılır, sonrasında yazıya geçirilirdi. “Örnek Alınacak Hikâyeler’’ bu anlamda Dünya edebiyatındaki ilk kısa roman özelliği taşıyan öykülerden oluşan bir orijinal bir yapıt. Okur, Cervantes’in büyülü yazı dünyasında yolculuk yaparken kahramanlık, macera ve aşk öyküleri içinde anlatılan dürüst insanların erdemli düşüncelerinden örnekler bulacak, kimi zaman hayatın pek çok yerinde gerekli olan öğütlere rastlayacak. Kitaptaki öyküler gönül rahatlığıyla Cervantes’in ince zekâsının ve etkileyici üslubunun birer kanıtı olarak nitelendirilebilir. Öykülerdeki kadın kahramanlar, uğruna her şeyin göze alınabileceği güzellikte. Kadınların güzelliğini gökyüzüne, ay ve yıldızlara benzeten Cervantes’in erkek kahramanları, âşık oldukları kadınlar için yaşamlarından vazgeçebilecek kadar tutkulu.
“Dünya edebiyatında hem Çingenelerin yaşamını anlatan, hem başkişisi Çingene olan ve hem de Çingeneleri kategorik olarak aşağılamaya tabi tutmayan ilk edebi eser Çingene Kızı’dır. Cervantes her ne kadar Çingeneleri hırsızlık sanatının ustaları olarak nitelese de onlara içten bir sevecenlikle yaklaşır, hakikatli ve doğal bulur. Romandaki anlatımı da gerçekçi üslup ile romans üslubu arasında gidip gelir.”
Öykülerinde kendi yaşamındaki sıkıntılardan, esir düştüğünde yaşadığı zorluklardan yola çıkarak yaşadığı yüzyıla ışık tutan Cervantes, İspanya’da yaşayan halklar hakkında incelikli tespitlerde bulunuyor. Kahramanlarını maceraperest, serseri ruhlu gezginlerden seçen Cervantes’in eseri bu yönüyle pikaresk romana da bir örnek olarak gösterilebilir. Pikaresk roman, İspanyolca’da maceracı, serseri anlamlarına gelen “picaro” sözcüğünden geliyor. Bu roman türünde, kahramanlar çeşitli yerleri gezen, serseri ruhlu, eğlenmeyi seven, maceraperest kişilerden oluşur. Pikaresk roman, öğüt vermek ve okuru ders çıkarmaya yöneltmekten çok eğlence amaçlıdır. O yıllarda şövalye romanslarına tepki olarak ortaya çıkan bu roman türünün özelliklerini Cervantes’in eserlerinde belirgin biçimde görmek mümkün. Sıradan hayatları anlatırken özenle seçtiği kelimeler aracılığıyla unutulmaz kahramanlar yaratan Cervantes, “Çingene Kızı” adını taşıyan öyküsünde, Preciosa’ya aşkını ispat etmek için asilzade yaşantısını ve zengin bir hayat sürdüğü evini bırakıp Çingenelerin kervanına katılan Andres’in karşılaştığı zorlukları, azimli davranışlarıyla her şeyin üstesinden gelişini ve yaşadıkları sonunda Preciosa’ya kavuşmasını anlatıyor. Birbirinden güzel sonelerle süslenmiş öyküde, altı çizilecek güzellikte öğütler yer alıyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyen bazı değerler ve ne yazık ki bazı insanların doğduğu günden beri karakterinde var olan kötü özellikler var. Bu kötü huylar, uygun yatağı bulduğunda oraya yönelen bir nehir gibi yeri geldiğinde bir köşeden ortaya çıkabilir. “Örnek Alınacak Hikâyeler” isimli yapıtını 1612 yılında tamamlayan Cervantes, kitabın önsözünde öyküleri için, kendisinden faydalı bir örnek çıkarılmayacak hiçbir hikâyenin bulunmadığını yazmış. Yazarın ne kadar haklı olduğunu, kitabı bitirdikten sonra aklınızın bir köşesine yer eden öğütleri bir okur olarak hayata dair çıkarılacak dersleri gerektiği zaman ve gerektiği yerde kendinize tekrar ettiğinizde göreceksiniz.
İspanyolcadan usta şair, yazar, çevirmen Adnan Özer’in nitelikli çevirisiyle Notos Büyük Kitaplar-Roman dizisinden okurla buluşan “Çingene Kızı” kurgusu, anlatımı ve ince bir zekânın ürünü olduğunu belli eden öğütleriyle bir başucu kitabı olarak da mutlaka her okuyucunun kütüphanesinde bulunması gereken bir eser. Çingene Kızı kendini roman sanatını biçimlendirmeye adamış Cervantes’in dünya kitaplığına bir armağanı.
Didem Görkay – edebiyathaber.net (8 Şubat 2021)