“Kısa öykü, karanlıkta bir yabancının hızlı öpücüğü gibidir”, der Stephen King. Öykü yazarının kendi biricik dilini, seçtiği temalarla şekillendirme mücadelesi bu öpücüğün nasıl ve kim tarafından mutlulukla kabul edileceğini keşfetme serüvenine dönüşür. Böylesi bir anlatım şeklini bulmak, yorulmadan, pes etmeden ömür boyu sürecek bir çaba. Yoğunluğun, kısalığın ve merkeze yerleşmesi gereken konu ve temaların en doğru kelime ve cümle yapısıyla dengeyi bozmadan doğabilme ihtimali, öykü sanatını her seferinde küllerinden yeniden ortaya çıkarmaz mı?
Uzun yıllardır bu serüveni sürdüren Semrin Şahin yazma işlevini tüm benliği ile benimsemiş yazarlardan biri. Kendi yazın yolculuğuna şu ana dek üç öykü kitabı ile iki biyografik roman katmış. Şahin’in en önemli özelliklerinden biri yazınsal dilini edebiyat platformunda tekrar tekrar kurarken, çok yönlü olabilmeyi, bir koltuğa birkaç karpuz sığdırabilmeyi başarabilmesi. Türkçe öğretmenliği, edebiyat dergisi editörlüğü, yazıları, çocuklara ve yetişkinlere yönelik atölyeleri ile yazma eylemini çoğaltıyor. Ömür boyu öğrenmeye olan inancını kendini sürekli eğitip, geliştirerek pekiştirmesi, öğrendiklerini paylaşması, bilgi ile çoğalarak, ulaşabildiklerini o güleryüzlü ve sevgi dolu öğrenme ve öğretme yolculuğuna dahil etmesi, Şahin’in yazar kimliğine emek dolu bir boyut ekliyor.
“Güvercinler Zamanı” ve “Gece, Kediler ve Sessizlik” isimli öykü kitaplarını okurken, Semrin Şahin’in, insana, doğaya ve insan doğasına yönelik bakış açısını, bizi zaman zaman düşündüren, kimi zaman hüzünlendiren metaforları öykülerine serpiştirdiğini, edebiyata katkı sağlamak yolundaki bitmeyen uğraşısını fark ederiz.
Isabel Allende unutulmaması gerekenleri yazmayı önerir. Yazma sürecinin bellek ve ruha doğru bir yolculuk olduğunu vurgular. Şahin’in üretkenliğini doğduğu Akdeniz’in ruhu ve şu anda yaşadığı mekân ile Karadeniz’in güçlü dalgaları mutlaka beslemiştir. Sosyal sorunları, kapanmayan insanlık yaralarını, kaleminden ruh üflediği kadın, erkek, çocuk karakterleri yazmaktan, betimlemekten bıkmaz gibidir. Yıllardır çeşitli dergi, platform, kitap ve sitelerde öyküleri yayınlanan Şahin, sonsuz bir öğrenme döngüsü içinde her seferinde kurgularının üzerine yeni şeyler kurmak için uğraşır. İlk öykü kitabı “Güvercinler Zamanı” kitabında on üç öykü yer alır.
Toplama kamplarının karanlığında başlayan kitap, savaş günlüklerinden parçalarla, sıradan insanların hikâyeleriyle devam eder, mitsel ve polisiye izi taşıyan dokunuşlarla Çukurova’ya ulaşır. Yaratıcılık arayışları içinde yer alan çeşitli coğrafyalardan anlatılar, değişik anlatıcılar, kahramanların adalet, eşitlik, haksızlıklara yönelik kaygılı karşı çıkışları, ölüm, yaşam, rüyalar ve sert gerçekler, öyküleri bütünleyen parçalardır. Anlatması gerekenleri anlatmadan duramayan tez canlı kalemi, hemen harekete geçerek duyarlılık dolu sahneleri kurgular. Atmosfer yaratmaya ve karakterlerini olgunlaştırmaya özen gösterir.
Toplumsal konularda kişisel sorumluluğu ciddiye alır ve sorun olarak tespit ettiği alanlara ilgisiz kalamaz. Sürekli üretmek, yeni anlatılar denemek zorunluluğunu hissederek yazar. Sesi kısık insanları, ezilenleri, kadınları, masum çocukları anlatılarına konu eder. Öykülerine yaratıcı isimler verir. Birinci kitabının hemen ardından ertesi yıl ikinci öykü kitabı “Kadın Olsaydınız Anlar Mıydınız?” ile toplumsal ve sosyal olaylara, sorunlara duyarsız kalamadığını tekrar kanıtlar.
“Gece, Kediler ve Sessizlik” kitabı öykü kedisinin mırıltısıyla açılır. Öykünün ikiliğini, acımasızlığı ve sevecenliğini vurgularken, anneleri, çocukları, kayıpları, yeniden ayağa kalkmaya çalışan kadınları, farklı kişilikleri, sanrıları dile getirir. Kitabın ilk öyküsü çarpıcıdır. Odaktaki konular yine sert gerçekliklerle örülüdür. Çocuklar, genç ve yetişkin kadınlar, kadın gözüyle hikâyelerini anlatır. Kadınların başlarına gelenleri, kadınların başka kadınlardan sakladıklarını, ayıpların yasaklara karıştığı o tanıdık ortamları betimler. Ölüm acısını hissetirir, kahramanın içindeki öykü kişisini tanıtır, kimi zaman bir mülteciye, ya da bir kadına, bazen bir çocuğa odaklanır. Hep unutulmaya yüz tutan sorunları bulup çıkaran, yazılması gereken bir şeyi atlamak istemeyen, kenarda kalanları merkeze taşımaya uğraşan yazma şekline bağlı kalır.
Semrin Şahin, edebiyat ve sanatın evrensel çok boyutluluğunun farkında. Bu sebeple disiplinler arası okumalar yaptığını, kendini her seferinde dönüştürmeye uğraştığını bize kanıtlıyor. Zamanda esas asılı kalan öykü müdür, yoksa okur mu?
Öykü kitapları
Güvercinler Zamanı, Semrin Şahin, Alakarga Sanat Yayınları. 2013
Kadın Olsaydınız Anlar mıydınız? Semrin Şahin, Alakarga Sanat Yayınları. 2014
Gece Kediler ve Sessizlik, Semrin Şahin, Alakarga Sanat Yayınları. 2017
Gamze Haklı Geray – edebiyathaber.net (25 Şubat 2021)