1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Çocukların dünyayı algılama biçimlerine bayılıyorum! Bizim büyük büyük telaşlarımızın, endişelerimizin ya da mutsuzluklarımızın hiçbiri onlar için geçerli değil. Onlar dünyayı daha temiz görüyorlar. Ben de onların gözlerine bakmayı, onlar için yazmayı çok seviyorum. Herkes kalbi kadar sever bana kalırsa. Onların kalbi öyle kocaman, öyle sıcacık ki… Bana kendimi iyi hissettiriyorlar her zaman.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Okuduğum ilk çocuk kitabı bir klasikti. Robert Louis Stevenson’un Define Adası. Şaşırmış, gözümün önünde canlananlara inanamamıştım. Resimli de değildi üstelik! Bambaşka bir dünya, bambaşka bir zaman… Çok etkilendiğimi hatırlıyorum. O zamana dek içinde yaşadığım dünyanın ne kadar küçük olduğunu anlamıştım sanırım. Başka ülkeler, başka kültürler ve insanlar vardı şu koskoca dünyada. Ufkum açılmıştı.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Öyle demedim hiç ama örneğin Jules Verne’in yaşadığı çağda ve ortamda olmak, o dönemin şartları altında yazmak isterdim. Onunla kıyasladığımda kendimi macera tutkusu ve hayalgücünden yoksun buluyorum açıkçası. Verne gibi, önünde saygıyla eğildiğim çok yazar var.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
En son Arden’den çıkan “Yırtık Pırtık Pabuçların Esrarı”nı okudum. Jackie Morris imzalı çok bilinen bir masaldır aslında… Kızım Talya’ya daha küçük olduğu yaşlarda hep bu masalı okurdum. Çok severdi. Ehsan Abdollahi’nin özgün çizimleriyle beni bambaşka yerlere götürdü sahiden.
edebiyathaber.net (10 Mart 2021)