Söyleşi: Harun Karaburç
Gazeteci Seray Şahinler ile Orhan Veli’nin kızkardeşi Firuzan Yolyapan ile gerçekleştirdiği röportajlardan yola çıkarak hazırladığı ve tüm yönleriyle Orhan Veli’yi inceleyen Ağabeyim Orhan Veli kitabı üzerine konuştuk.
Ağabeyim Orhan Veli alışılagelmiş biyografi kitaplarından farklı. Orhan Veli’yi araştırmaya nasıl ve ne zaman başladınız? Nasıl bir yayın serüveninden sonra okurla buluştu kitabınız?
Orhan Veli’ye ilgim ve sevgim her zaman vardı. Hatta bu sevgi ilkokul sıralarında başladı diyebilirim… Fakat Ağabeyim Orhan Veli’nin altyapısını oluşturacak süreç 2012 yılında başladı. Orhan Veli’nin kendi sesinden şiirlerini okuduğu ses kayıtları yayımlanmıştı. Kayıtları dinler dinlemez çok etkilendim, çünkü hepimizin bildiği ve çok sevdiği şiirleri Orhan Veli’den dinlemek çok büyük şanstı. Kaydı açtığınız anda Orhan Veli’yi tüm canlılığıyla hissediyordunuz. Bu kayıtların kız kardeşi Füruzan Yolyapan hanımefendinin izniyle yayınlandığını öğrendim ve hemen kendisine ulaştım. Kayıtların perde arkasına odaklanan bir söyleşi yaptık. Akabinde belli zamanlarda Füruzan Hanım’ı ziyarete gittim; Orhan Veli’ye ve Kanık ailesine dair uzun sohbetler ettik. Bu anıların kayıt altına alınması gerektiğini düşündüm; kitap fikri bu düşünce doğrultusunda oluştu.
Doğan Kitap’la bu anıları eksene alarak Orhan Veli’nin kısacık ama çok şey söyleyen 36 yıllık yaşamına ışık tutacak bir kitap yapmaya karar verdik… Böylece benim için uzun bir araştırma süreci başladı. Orhan Veli’nin ilk şiirlerinin yayımlandığı döneme, o yıllarda Garip şiirinin nasıl yankılandığına, Orhan Veli’nin destekçilerine, eleştirmenlerine, kitaplarına ve aşklarına uzanan bir araştırmaydı bu.
Kitapta Orhan Veli hakkında bilmediğimiz o kadar çok şeyi öğreniyoruz ki… Günlük yaşantısında nasıl biri olduğunu okuyabiliyoruz, futbola düşkünlüğünü, uçurtma sevgisini, tiyatro aşkını, hayatına giren kadınları, öldüğü gün yaşananları.. Hepsine dair çok şey var kitapta ve bunlar çok etkileyici. Orhan Veli’ye olan ilginiz kardeşi Füruzan Hanım ile konuşup onu daha yakından tanımaya başladıkça nasıl gelişti? Türk edebiyatının en kuvvetli şairlerinden Orhan Veli artık sizin için ne ifade ediyordu?
Füruzan Hanım’ın anlattıklarından yola çıktığımızda Orhan Veli’yi annesine düşkün, çocukları çok seven, onlarla vakit geçiren, futbola meraklı, saygılı, naif, kimseye kötü kelime konuşmayan saygın biri olarak görüyoruz. Kısacık hayatı zorluklarla geçmiş fakat hiç yılmamış. Doğru bildiklerini savunmaktan asla geri durmamış. Füruzan Hanım’a sürekli, “Ne yaparsan yap, sakın pişman olma, ben bugüne kadar yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım” diye öğüt veriyormuş. Bunları dinlediğimde ve bu çerçeveden Orhan Veli’nin hayatına odaklandığımda, onun bugün için ne çok şey söylediğini düşünüyorum artık… Zor dönemden geçiyoruz, kırılıyoruz, küsüyoruz, haksızlıklara uğruyoruz. Fakat içimizdeki direnci her koşulda diri tutmak bizi hayata daha kuvvetli bağlıyor, bağlayacak. Orhan Veli’nin yaşadıklarına karşı duruşu bana bunu öğretti diyebilirim..
Orhan Veli’yi daha çok tanıdıkça sizi şaşırtan detaylar oldu mu? Bunlara kitapta ne kadar verdiniz?
Elbette… Kitapta bu detayların çoğunu aktarmaya çalıştım… Orhan Veli’nin keskin zekası, hayata karşı duruşu, sanat anlayışı, dostlarıyla ilişkisi, kendisini eleştirenlere karşı verdiği ince yanıtlar beni çok etkiledi.
Aynı zamanda tiyatroya ilgisi, çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren evlerinin bahçesinde sergilediği oyunlar, dünya edebiyatından dilimize kazandırdığı çeviriler, Tercüme Bürosu’nda yaptığı çalışmalar… Bunlar benim için çok önemliydi.
Orhan Veli’nin fikir adamlığı yönüne de odaklanmak istedim. Orhan Veli, 1947’den sonra –dönemin dönüşmeye başlayan sosyo-kültürel ve siyasal dünyasına yönelik çok fazla yazı kaleme almış. Bu yazıları araştırdım, okudum. Dönemin gazetelerini tek tek inceledim. 1949-1950’de Yaprak’ta yayımlanan yazıları var fakat öncesinde de Orhan Veli’nin politik yönünün yavaş yavaş ortaya çıkacağının sinyalini veren yazılara rastlıyoruz.
Türk edebiyatı için Orhan Veli ne manaya gelir?
Orhan Veli bugün şiirleri en çok bilinen şairlerin başında geliyor. Türk şiirinde geleneksel kalıpları kırmış ve belki bugün dahi yapılması çok zor bir şeyi yapmış ve zorlu bir dönemde yaptıklarını kabul ettirmiştir. Onun hem içerik hem üslupta yaptığı devrim, edebiyatın tüm damarlarına sirayet etti. Bugün bence birçok üretim, Orhan Veli’nin felsefesi doğrultusunda yapılıyor.
Kitapta Orhan Veli’nin aşklarına da değiniyorsunuz. En büyük aşkı olarak bildiğimiz Nahit Hanım ve Sere Serpe şiirlerini ithaf ettiği Bella Eskenazi’ye ayrı pencereler açmışsınız. Hatta Bella Hanım’la yaptığınız uzun bir söyleşi var..
Bella Hanım Orhan Veli külliyatında çok önemli bir yeri olan bu en bilinen şiirlerin ithaf edildiği kişi. Kendisi hayatta, ve bu şiirlerin perde arkasında yaşananları, Orhan Veli’yle aralarındaki münasebeti, sohbetleri benimle paylaştı. Orhan Veli biyografisinde mutlaka olması gerekiyordu Bella Hanım’ın… Ben de hikayeye dahil etmek istedim. Bella Hanım yine tarihimizde çok önemli bir yeri olan Erol Güney’in eşi Dora Hanım’ın kız kardeşi. O yıllarda evlerdeki edebiyat buluşmalarında yer almış. Bütün ressamları, yazarları, şairleri, gazetecileri tanıyor, onlarla çok güzel sohbetleri var. Tüm bunları paylaşması hem Orhan Veli’ye hem döneme dair güzel pencereler açtı.
Nahit Hanım ise Orhan Veli’nin en büyük aşkı. “Hiçbirine bağlanmadım Ona bağlandığım kadar” diyor. Geçtiğimiz yıllarda gün yüzüne çıkan mektuplarından bu aşkın gücüne tanık olabiliyoruz. Kitapta Nahit Hanım’ın Orhan Veli’yle ilişkisine odaklanıyor ve Nahit Hanım’ı Füruzan Hanım’ın anılarıyla daha yakından tanıyoruz. Füruzan Hanım Nahit Hanım ile uzun zaman geçirmiş. Orhan Veli’nin vefatından sonra da sık sık buluşmuşlar. Kitapta bu iki güçlü kadının Orhan Veli’nin mirasına nasıl sahip çıktığına da tanık olacaksınız.
edebiyathaber.net (13 Nisan 2021)