Bir seri katili anlamak mümkün mü?

Nisan 15, 2021

Bir seri katili anlamak mümkün mü?

Dilruba Yıldız’ın “Avcının Son Gecesi” adlı romanı Portakal Kitap etiketiyle yayımlandı.

Tanıtım bülteninden

Bir seri katili anlamak mümkün müdür? Peki adalet beklediklerimizden mi ibarettir yoksa gördüklerimizden mi?

ARKA KAPAK YAZISI

O bir ressam, bir şövalye, sanattan, incelikten, hikâyelerden anlayan bir romantik. Kibar, sevgi dolu ve kurbanlarının kalbini söken bir seri katil. Onun adı Avcı. Ona göre İstanbul bir tuval ve o tuvale adaletin resmini çizecek, hem de kalem kullanmadan.

Geçmiş travmalarıyla baş edemeyen Avcı, bir intikam oyunu başlatır. Gözü kara savcı Feryal, bu oyunun kalbi olacak ya da kendi yolunu çizecektir.

Romanda adalet kavramı sorgulanırken, avcı ile savcıyı birbirine bağlayan tesadüfler zincirinin halkası bir bir çözülüyor. Halkı ikiye bölen âşık düşmanların savaşı, bambaşka bir adalet arayışı sunuyor.

Ödüllü, genç yazar Dilruba Yıldız’dan gerilimi her sayfada tırmandıran, tartışmalar yaratacak sıkı bir polisiye.

Şiir, sırlar, cinayet, adalet ve aşk.

Avcının son gecesi gürültülü olacak.

EDİTÖRÜN GÖRÜŞÜ

Seri katil psikolojisine ve cinayetlerin ayrıntılarına son derece hâkim olan yazar, gerilimin tırmandığı hikâyede aynı zamanda lirik bir dil kullanmış. İyi ile kötünün iç içe geçmesi gerçeklik etkisini katlamış. Olayları karakterlerin ağzından anlatması, yer yer mitoloji, tarih ve felsefeden beslenen hikâyelerle metni renklendirmesi ve kalbe dokunan cümlelerle zenginleştirmesi tam bir okuma şöleni sunuyor. 

NEDEN BU KİTAP?

Seri katillerin psikolojisine ve yöntemlerine ve hukuki detaylara son derece hâkim bir metin. Olayların tek tek ve hedefli bir şekilde çözüldüğü, sürükleyici bir gerilim. Romantik, lirik metinlerle ve otantik hikayelerle zenginleşmiş bir roman. Güçlü kadın karakter ve istismar sorununa karşı güçlü bir tavır içeren bir kitap.

ALINTILAR

“Beni yadırgamayın. Hepimizin dolabında, hazzın esaretiyle kuşanılmış günah giysileri asılıdır. Herkes bir hataya müpteladır.”

“Hikâyeleri Tanrı verir, herkes kendi rolünü kendi seçer. Kimi kendi hikâyesinde başrol olur, kimiyse başkasınınkinde figüran…  Başkalarının isteklerine esir olanlar, kendi hikâyelerini keşfetmekten mahrum kalırlar.” 

“Özgürlük çevrendeki dört duvarın kalkması değil, zihnindeki dört duvarın kalkmasıdır.”

“Bu söylediğini unutma. Hatırlaman gereken bir zaman gelir. O zaman geldiğinde, önüne bir İstanbul haritası al ve noktaları birleştir. Ben ölsem dahi asla ölmeyecek bir resim göreceksin.”

edebiyathaber.net (15 Nisan 2021)

Yorum yapın