Geçen zamanın izlerine bizleri döndüren olayların yansılarını okumak bir yanıyla tarihi hatırlama biçimi ise, diğer yanıyla da bellek yolculuğudur. Bunu da, sıklıkla, tarihsel metinlerle ulaşılabilecek bir şeymiş gibi görürüz. Bir bakıma da adını koyarız: Tarih(i) okumak.
Tarih, yalnızca tarih kitaplarında okunur diye bir sava katılamam.
Yaşanmışlığın izlerini taşıyan anılar, çağ tanıklığını getiren romanlar tarihin farklı yanlarını okuma bilgisini verir bizlere. Kurgudan gerçeğe gitmek, bazen tarihe çok yönlü bakma bakış açısını da kazandırır.
İçinde yaşadığımız ânın, günün, dönemin bir zaman sonra tarihe dönüşeceğini bilmek; tarihin anlamsal içeriğini gösterir göstermesine de, tarihin asıl neyi içerdiğini anlamak için yaşananın ötesindeki gerçeklerin birbiriyle bağıntılarına bakmak gerekir.
İşte buradan hareketle geçmişe döner, o yaşanan zamanın neleri içerdiğini öğrenmek isteriz. Yer, mekân, olaylar, insanlar burada belirgince karşımıza çıkar. Bunlara doğru yürüyüşümüz bir tür bellek yolculuğudur, tarih dediğimiz şey ise orada saklıdır.
Biçimleri, getirdiği açılımlar farklılıklar da içerse; tarih taşıyıcı bir bellek sunar bizlere.
Hem kişisel, hem de toplumsal birçok gerçekliğin varlığını tarihin yazılan yüzüyle öğreniriz.
Üzerinden 100 yılı aşkın süre geçen, tarihte de “Sarıkamış Dramı” olarak adlandırılan bir savaşın öyküsünü anlatan kitaplara dönüp baktığımızda; savaşla gelen dramın yansıtılmasında dönemin tarihsel toplumsal yanlarını, insanların o sürüklenişteki yerlerini anlatılan öykülerde de buluruz.
Tanıklığın belirgince öne çıktığı kitapların içerdiği anlam, dönemsel gerçeklerin tarihsel yüzünü göstermesi açısından “belge” niteliği taşımasıdır.
Savaşın getirdiği tarihsel gerçeklik bilimsel verilerden, yaşanmış deneyimlerden süzülerek gelen bir bakışla yeniden ele alınıp yazılmaya başlandığında karşımıza oluş/gelişme/sonucun nelerle ilintili olduğunu gösteren bir panorama çıkar.
Belki de tarihin saklı yüzünü görme çabamızı bu türden yazılan kitaplar soluklandırır. Tarihi kronolojik bilgi yığmasından çıkarıp yaşayan, gören, gösteren yanlarıyla bizlere sunması bu türden kitapları önemsetiyor.
Tarihe doğru bakmanın getirebileceği tavır, bilimsel bilginin ışığında aydınlatıcı bakış sunma gerçeği, tarihin nesnesi olan her olayı/durumu/kişi ve dönemi doğru kavramamıza yardımcı olur.
Sanırım Sarıkamış üzerine başlatılan kitap furyasında bu ayrımı gözetmek gerekecek.
Tarihi yazmak elbette ki tarihçilerin işidir. Tarihe tanıklık getirip katkıda bulunacak anılar, özyaşamsal yapıtlar ise o arka planın önemli verileri olarak karşımızda durmaktadır.
Bu iki açılımın dışında derlenen kitapların yavanlığı, tanıklık ve bilimsellikten uzaklığı okur avcılığıdır.
Madalyonun öteki yüzünde duran yazınsallık her zaman tarihe bakma bilincimizi diri tuttuğu gibi, öğrenme duygumuzun da önünü açmıştır.
Yazılan tarihsel romanların tarihi aydınlatma gibi bir işlev üstlenmediği gerçeğinin altını çizmek gerekecek. Tarih, orada, yazar için bir veridir. Anlatısını oradaki doğrular üzerine kurup farklı tezlerle, açılımlarla geliştirir. Ama yapılan asla tarih yazmak değildir.
Sarıkamış ekseninde yazılan kitaplara baktığımda anıların gerçekliğini getiren “Tuğgeneral Ziya Yergök’ün Anıları / Sarıkamış’tan Esarete (1915-1920)”, “Sarıkamış” (Köprülülü Şerif İlden) o yakın duruşun anlamını yansıtmaktadır.
İsmail Bilgin ile Özhan Eren’in Sarıkamış eksenindeki kitapları yazınsallıktan uzak, bilimselliği içermeyen derlemeler olarak çıkıyor karşımıza.
Okur avcılığı yayın dünyamızda sürüyor. Bunu en çok da tarihi araç ederek yapıyoruz.
Tarihe yüzümüzü dönerek yapacağımız okumalarda bunu daha iyi görebileceğimize inanıyorum.
TÜRKÇEDE “SARIKAMIŞ DRAMI” İLE İLGİLİ KİTAPLAR:
*Şerif İlden: Sarıkamış, 2001, T. İş Bankası Kültür Yay., 283 s.
*Murat Çulcu: Kaymakam Şerif Bey’in Anıları, 1998, Kastaş Yay., 217 s.
*Alptekin Müderrisoğlu: Sarıkamış Dramı, 2004, Kastaş Yay., 540 s.
*Ziya Yergök: Sarıkamış’tan Esarete (1915-1920), Haz.: Sami Önal, 2005, 262 s.
*Yavuz Özdemir: Bir Savaşın Bilinmeyen Öyküsü, 2003, Erzurum Kalkınma Vakfı, 355 s
*Ramazan Balcı: Tarihin Sarıkamış Duruşması, 2003, Tarih Düşünce Kitapları, 328 s.
*Özhan Eren: Sarıkamış’a Giden Yol/Rehin Alınan İmparatorluk, 2005, Alfa Yay., 521 s.
*İsmail Bilgin: Sarıkamış/ Beyaz Hüzün, 2005, Timaş Yay., 300 s.
*Kazım Karabekir: I. Dünya Savaşı Anıları, 2020, YKY, 944 s.
*Hüseyin Hamit: Bir Osmanlı Subayının Esaret Günlükleri, Haz.: Serkan Erdal-Hasan Demirci, YKY., 2020, 248 s.
Feridun Andaç – edebiyathaber.net (18 Mayıs 2021)