1. Atmosfer: Öykünün tamamında hissedilir. Anlatıcı başından sonuna kadar sizi aynı atmosferde tutar. Karanlıksa sonuna kadar karanlık, muzipse sonuna kadar muziptir. Bunu dil, hikaye, mekan, diyaloglar vs sayesinde gerçekleştirir. Romanda ise çok fazla atmosfer kurulur, farklı duygular hissettirilir.
2. Metafor: Genel olarak öykülerde karşımıza çıkar. Anlatılmak istenenler sembollerle anlatılır. Bu yönüyle öykü romana göre daha kapalı bir anlatım biçimidir. Romanda ise daha açık bir anlatım tercih edilir. Yazar mesajını olaylarla ve olayların karakterler üzerindeki etkisiyle verir.
3. Karakter: Öyküde karakterler okura tanıtılmaz ama okurun tanıması beklenir. Yani karakter okurun dolduracağı boşluklardan biridir. Anlatıcı öykünün pek çok yerine karakterle ilgili şifreler bırakır. Romanda ise karakterin fiziksel ve psikolojik özellikleri ara ara aktarılır, yaşadığı değişim gösterilir. Karakter sayısı ise öykü ve romanı ayıran bir unsur değildir.
4. Zaman: Öyküde zaman dardır. Bazen kısacık bir an içinde olur her şey. Öykü zannedilenin aksine daha detaylı bir anlatım biçimi olduğu için uzun bir zamanı öyküye sığdıramazsınız. Tek bir olayı bile anlatamaz, olaydaki bir sahnenin üzerine öyküyü inşa edersiniz. Romanda ise olaylar başlar biter, yenileri gelişir ve detayları yüzeysel geçmek zorunda kalırsınız.
5. Mesele: Öyküde tek mesele üzerinde yoğunlaşırsınız. Bütün kelimeleriniz ve cümleleriniz o meseleye hizmet eder. Öyküde gereksiz tek bir kelime bile kullanılmaması bu sebepledir. Romanın ise ana bir meselesi olmasına karşın pek çok meseleyi ele alabilir, okura yeni kapılar aralayabilirsiniz. Bu yönüyle roman öyküden daha katmanlı bir metindir.
6. Ses: Öykünün sesi ve müziği vardır. Kulağa hitap eder. Şiir gibi dinlenebilir. Kısa olması dolayısıyla kelimeler itinayla seçilmiştir. Cümleler çok çalışılmıştır. Yani romanda bunun yanlış olmasından veya okuru yormasından değildir. Öykü diliyle pekâlâ roman yazılabilir ama uzunluğu dolayısıyla pek örneği yoktur.
7. Hacim: Aynı kelime sayısıyla roman da öykü de yazılabilir ancak çok az kelimeyle roman kurgulamanız, elli bin kelimelik öykü yazmanız yapılarına terstir. Şu kadar kelimeden sonrası roman, öncesi öykü demek diğer tüm unsurları yok saymaktır.
8. Hikaye: Anlatmak istediğimiz hikaye yazacağımız türü belirler. Bazı hikayeler için öykü uygun olmaz. Roman kurgusuyla hikayemizi daha iyi anlatabiliriz. Bazı hikayeler için ise öykü uygundur. Hikayenin esnetilmesi etkisini düşürecekse öykü, tam tersi ise roman tercih edilir.
9. Zorluk: Roman yazmak öykü yazmaya göre yorucu bir süreçtir. Öykü her ne kadar bir hikayeyi kompakt ve kusursuz anlatmak olduğu için çok fazla emek sarf etmek gerekse de mekânsal ve zamansal mantık hataları olmayan saçaklı bir hikaye ile roman kurgulamak öncesindeki hazırlıklarıyla birlikte düşünüldüğünde uzun ve yıpratıcı bir süreçtir ama tek öykü değil de bir dosyalık öykü yazıyorsanız çok fazla karakter ve hikaye inşa edeceğiniz için daha zor olacaktır.
10. Etki: Öykü bir oturuşta çok nadiren iki oturuşta okunması yüzünden etkisi de uzun süreli olmayan bir anlatım türüdür. Roman ise bazen günlerce o karakterlerle yaşamamız dolayısıyla daha uzun süreli, derin ve kalıcı izler bırakır. Sırf bu etkileme gücünden ötürü yazarların da okurların da en çok tercih ettiği kurmaca türü romandır.
Zeynep Kahraman Füzün – edebiyathaber.net (18 Mayıs 2021)