Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizime ilgim çocukluk yıllarımda başladı. Aile büyüklerimizde ressamlar olduğunu için küçük yaşta atölye ortamını sevmiştim. Çocukken çizimlerim çoğunlukla hayvan figürleriydi. Gençlik dönemimde biraz çizgi roman, karikatür derken bu işin okulunu okumalıyım dedim. Ve Güzel Sanatlar Resim bölümünü birincilikle kazandım, birinci mezun olmak beni alanımda yüksek lisans yapmak için motive etti.
Yüksek lisansımı resim bölümünde popüler kültürün resme yansımaları üzerine tamamladım. Bu arada köpeğim Piti’nin hayatından kısa bir kesit olan Piti Uyuyor mu? Kitabının basılmasının ardından çocuk kitapları serüvenim başladı. Bu süreçte bir çok farklı yazar ile çalışıp 18 çocuk kitabı resimledim.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Kendi yazdığım kitaplar için anlatacak olursam, aslında öncelikle aklıma resimler ve karakterler geliyor. Daha sonra o çizimin üzerine düşünüp hikaye yazıyorum. Karakter nasıl biridir, neler sever, nelerden korkar, nelerden mutlu olur, resim bana anlatır hikayesini.
Eğer hikayeyi bir yazar bana gönderiyorsa, öncelikle hikayeyi kolaylıkla okuyabiliyor muyum ve bana bir duygu veriyor mu diye bakarım. Yazar ile düşüncelerimi paylaşırım. Karşılıklı bir dizi yazışmamız ve telefon konuşmamız olur. Kitabın tekniğini ve hangi yaş için uygun olduğuna bağlı olarak çizim aşamalarını ve sayfa sayısını planlarım. Teknik olarak hangi malzemeyi kullancağıma ( Pastel, suluboya, akrilik boya ya dijital çizim) karar verdikten sonra ilk sayfalar çıktıkça yazar- editör ile paylaşırım. Daha sonra baskı aşamasında da mutlaka iletişim içinde olurum.
Neler okuyorum-izliyorum ; yeni çıkan yerli ve yabancı resimli kitapları çok yakından takip ediyorum. Hem çizer olarak hem anne hem de eğitimci olarak bu beni geliştiriyor. Yine öğrencilerime önereceğim belgesel ve animasyon filmleri izlemeyi tercih ediyorum.
Nerede çalışırsınız derseniz, her yerde:) resim defterim ve kalemlerim hep yanımdadır. Çevremde çizilecek hep bir şeyler aklıma düşer, gözüme çarpar. Çizim süreci her yerde olurken, boyama aşaması mutlaka masamda olur.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çizim aşamasında çoğunlukla resimleri gönderdiğimde yazardan çok mutlu olduğuna dair dönüşler alırım. Karşılıklı olarak aynı metinde aynı hayali görsel olarak görebilmek harika bir duygu anı oluyor.
Bazen ufak değişiklikler talep edebiliyorlar tabi ki yazarın da içine sinmesi benim için önemli.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Hayatı bir bütün olarak görmeye ve yaşamaya çalışıyorum. Güne güzel ve özenle hazırlanmış bir kahvaltı ile başlıyorum, her günümü saat saat planlıyorum. Zamanı doğru değerlendirmek bana hem düşünmek hem üretmek için esneklik sağlıyor. Sürdürülebilir bir yaşam için daha az tüketmeye çaba sarf ediyorum. İşim gereği çocuklarla çok zaman geçiriyorum. Derslerde mümkün olduğunca onlarla sohbet etmeye çalışıyorum. Çocuklarla zaman geçirmek beni ciddi anlamda besliyor. Hayvanlarla ve doğa ile zaman geçirmek ise enerji veriyor.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Hikâyeyi okuduğum anda zihnimde görseller oluşmaya başlar. Yeterli görsel heyecan oluşmaz ise zaten o kitabı resimleyemeyeceğimi söylerim baştan. Görseller oluşunca bir süre düşünme sürecine ihtiyacım oluyor. Bu aşama biraz stresli, kaygılı olabiliyorum. Hatta bazen o ilk sayfa çıkana kadar sanki hiç resim yapmamışım nasıl yapacağımı bilmiyormuşum gibi hissederim.
Her yeni kitap resimleme sürecinde notlar tuttuğum defterlerim olur. Orada bazen duygu düşüncelerimi yazar ile görüşme notlarımı tarihlendirme yaparak yazarım. Sonra o ilk çizimler çıktığı gün bir bayram çocuğu gibi olurum. Yayın aşamasında bile daha mutlu olduğum bir andır. Nasıl devam edeceğime emin şekilde resimler oluşmaya başlar, kaygım azalır ama heyecan hala devam eder ta ki baskı aşamasına geçiyoruz maili gelinceye kadar. Resimlediğim ve yazdığım kitapların her sürecini seviyorum.
edebiyathaber.net (22 Mayıs 2021)