Ruken Ataman’ın, Nora Kitap etiketiyle geçtiğimiz ay okurla buluşan “Tanpınar Bana Ne Dedi?” Türk Edebiyatı Karşılaşmaları adlı inceleme kitabı öncelikle, edebiyatımıza her anlamda bir tür saygı duruşu niteliği taşıyor. Ataman, kurumlar ve okullarla çalışmalar, bireysel kitap kulüplerinin yanı sıra “Kendine Ait Kitap Kulübü” ile çevrimiçi edebiyat sohbetleri yürütüyor, yayıncılık ve eğitim alanında yaratıcı içerikler üretiyor. Yazar, bütün bu çalışmalarından hareketle ürettiği “Tanpınar Bana Ne Dedi?”de alıntılar, anekdotlar, yaşamöyküsü, hatıra değinileriyle etkili bir okuma deneyimi sağlamayı başarıyor. Orhan Kemal’den Bilge Karasu’ya Tezer Özlü’den Aslı Erdoğan’a özellikle Cumhuriyet dönemi romanlarından oluşan bu seçki edebiyat tarihimizle ilgili de incelikli saptamalar yapıyor. Seçilen romanları okumayan okurlarda merak duygusu uyandırıp yeni okumaların kapısını açabilecek nitelikte bir kitap var elimizde.
Ataman’ın “Tanpınar Bana Ne Dedi?” Türk Edebiyatı Karşılaşmaları adlı inceleme kitabı hakkında dikkat çeken ilk özellik, belli bir yöntemle kurgulanmış olması. Seçilen yazarın illüstrasyonu, yapıtlarından özlü bir alıntı, romanın kısa-akıcı-yalın özeti ve son olarak da yazarın yapıt hakkında bir deneme yazısından oluşan toplam, kitabın yapısal bileşenlerini oluşturuyor. Ataman, denemelerinde öznel yorumlarından ve alıntılardan hareketle izlenimci eleştiriye dahil edebileceğimiz metinler üretmiş. Okurla eşit seviyeden, sohbet tarzında iletişim kurmaya çalışan samimi bir anlatım kurmuş. Metinlerin gövdesini alıntılar ve Ataman’ın seçtiği yapıtlara yönelik izlenimler oluşturuyor. Bu okumalar okurda seçilen romanlara yönelik çağrışımlar yapabilir, okuma hevesi uyandırabilir. Romanlara dair üretilen metinlerin hepsi okumayı, yazmayı, okunan ve yazılan kitaplar üzerine konuşmayı heveslendirmeye yönelik incelikli çabaların ürünü. Seçilen yazarlar ve romanlardan hareketle dünyadaki temel meselelere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşma çabası kesinlikle dikkate değer. Kadınlık durumu, eşitsizlikler, yabancılaşma…
Ataman’ın aynı günlerde öteki inceleme kitabı “Shakespeare Bana Ne Dedi?” İngiliz Edebiyatı Karşılaşmaları da Nora Kitap etiketiyle okurla buluştu. “İngiliz edebiyatı tarih boyunca hem Batı hem de dünya edebiyatını etkileyen zengin eserler ortaya çıkardı. Roman, öykü, şiir ve tiyatro oyunları edebiyat seven herkesin ruhuna dokundu. Bazen Hamlet bize güç verdi, bazen 1984’ün Büyük Birader’i zalim gözlerini üzerimize dikti ya da bazen hayatın anlamı Otostopçunun Galaksi Rehberi’ndeki gibi sadece 42’ydi. Mary Shelley’den Josef Conrad’a Agatha Christie’den John Fowles’a kadar pek çok yazara yer veren bu kitap, hem okurda seçilen romanlara dair bir merak duygusu uyandırıyor hem de incelenen romanların edebiyatımızdaki izdüşümlerine değinmeyi ihmal etmiyor.
Ataman’ın her iki kitabının giriş yazısını Ercan Kesal yazmış. “İnsan var oldukça öykü de, şiir de, roman da var olacaktır kuşkusuz. Okumak ve yazmak, sağaltıcı bir şeydir çünkü. Yaralı ruhlarımızı iyileştirir,” diyor Kesal. Edebi ürünlerle karşılaştığı ilk andan itibaren, yazarın anıları her anlamda zenginleştiriyor ürettiği metinleri. Ataman’ın çocukluğundan bugüne yaptığı bütün okumalar hakkında yeni bir okuma aslında elimizdeki kitaplar. Okuduğu kitaplar hakkında farkında olmadan zihninde kalan bazı karakterleri, olup biten karşısındaki tavırlarıyla ele alıyor. Bilinçaltında görünür olup hayatına yön veriyor bu kişiler, her iki kitabın varoluş nedeni belki de. “Kitap dediğin bir balta olmalıdır, içimizdeki donmuş denizi kırmaya yarayan,” dediği gibi Kafka’nın.
Ruken Ataman’ın Nora Kitap etiketiyle okurla buluşan “Tanpınar Bana Ne Dedi?” Türk Edebiyatı Karşılaşmaları ve “Shakespeare Bana Ne Dedi?” İngiliz Edebiyatı Karşılaşmaları inceleme kitaplarının en temel özelliği her türden okur için ilk, yeniden ve daha derinlikli okumaların önünü açmada işaret fişekleri olabilmesi.
edebiyathaber.net (26 Mayıs 2021)