Okul hikâyelerini oldum olası severim. Pek çok okurun da çok sevdiğini düşünüyorum. Neden okul hikâyeleri sevdiğimizi düşündüğümde onlarda kendimizden çok şey bulduğumuzu görüyorum. Bir buçuk yıldır okuldan uzakta bir eğitim hayatı geçiren çocuklara, Okula Harika Bir Dönüş selamıyla merhaba diyen ikili var: Saç renginden dolayı bir çizgi roman karakterinin adı verilen bir erkek çocuk ve öğretmen dâhil sınıfın en uzunu, ilginç saç modeliyle bir kız. Bonnie ve Mortimer’den bahsediyorum. Hangimiz küçük yaşlarda tatlı tatlı atışmadı ki. İki karakterimiz tatlı tatlı didişiyor ilk kitapta. Bunda cinsiyetlerinin farklı olmasının yanında bireysel farklılıklarının büyük etkisi var. İkisi de fiziksel özellikleri bakımından olağanın dışında. Bu da onlarda bir çeşit savunma mekanizması ortaya çıkarmış. Bu itki ile şekillenen didişmeler lezzetli diyaloglara dönüşmüş.
Yenilik ve değişim çok istenen durumlarmış gibi görünse de her yaşta az ya da çok kaygı yaratır. Kitabın üç anlatıcısı da ayrı ayrı sebeplerden kaygılanıyor. Yazar, kurguda merak ögesini tırmandıran çatışmaya kaygıyı dâhil ederek okuru da hikâyeye çekiyor; onu kitabın bir parçası haline getiriyor. Benzer kaygıların cenderesinde boğuşan küçük okurları eğlenceye dönüşebilecek bir yerden yakalıyor Agnès Cathala. Kitapta bir sonraki kitabı müjdeleyen paslar, karakterlerin sağlam bir ön çalışma ile oluşturulduğunu gösteriyor. Bonnie’nin en sevmediği yemek olan bezelyenin bir sonraki kitapta tekrar arzıendam etmesi bunun göstergesi.
İkinci kitap Mortimer’in bir hayali ile başlıyor. Karagöz ile Hacivat, Kavuklu ile Pişekâr kültüründen gelmiş olmanın da etkisiyle mizahi ögelerle kuvvetlenen karakter tasarımı, okuru tiyatro izliyormuşçasına canlı bir sahneyle karşılıyor. Bu kez üçüncü anlatıcı okulun kantininin aşçısı Philippe. Özellikle küçük yaş gruplarında tekrarlar kadar yenilikler de okuru etkiler. Yazarın üçüncü ve yeni bir anlatıcı seçmesi kurguyu hareketlendirmiş.
Aşçı Philippe pek çok şeyi mesleki duyarlılıkla yiyecekler üzerinden tanımlamış. ”Misket limonu sarısı, patlıcan moru, kerevizle kayısı kadar farklı bir ikili …” gibi. Karakterlerini olaya dâhil ederken onların kullandığı dili böylesi bir dikkatle oluşturması Fransızların dil hususunda ne kadar hassas olduklarını ispatlar nitelikte.
Bonnie ve Mortimer ilk kitapta gazetecilik yaparken bu kitapta bir çeşit kantin dedektifi oluyor çünkü kantinin mutfağında tuhaf şeyler oluyor. Uyumsuz ikili bu uyumsuzluktan heyecanlı bir maceraya ulaşıp Philippe’ye ilham oluyor. Günlük hayatın karmaşası içinde dikkat etmediğimiz detaylara odaklanmanın nasıl keşif dolu bir yola evrileceğini gösteren ikinci kitap bütün çocuklara cesaret aşılayan sonuyla, aydınlık bir gecede yıldız izleme zevkine eşdeğer bir okuma zevki yaşatıyor.
Gazete haberini okuyor hissi veren sayfa tasarımıyla, kitabın sonunda yer alan kitabın içeriği ile ilgili oluşturulan bulmacalarıyla, kapağında çizerin ve çevirenin adlarına da yer verilerek emeğin taçlandırılmasıyla çocuk edebiyatına şık bir başlangıç yapan Hayalkurdu Yayınları’nın yolu açık olsun.
Öğrencilerine birbirleriyle kaynaşıp okula çabucak ısınma fırsatı veren bir ilk gün etkinliği sunan öğretmen, Mortimer’in deyimiyle Bayan Fosforlu, işini son ana bırakmasının azizliğine uğramış; otoriter maskesini düşüren bu durum sınıfı kahkahaya boğmuştu. Kitabın kahramanlarının yaşadıkları bu olayla, yeni döneme ağız dolusu kahkaha ile başlamaları kadar yayın dünyasına da ağız dolusu kahkaha ile başlamak iyi bir yöntem olmuş. Bu nedenle Hayalkurdu Yayınları’nın Genel Yayın yönetmeni Sevgili Alper Beşe ve serinin çevirmeni Sevgili Gözde Koca’ya birer soru yönelttik:
Sevgili Alper Beşe; şiir, öykü, deneme gibi türlerde çeşitli eserlerinizle tanıdığımız bir yazarsınız. Çocuk edebiyatında yayıncı olarak yer almanızdan mutluluk duyduk. Yayımlamak için Bonnie ve Mortimer ikilisinin yer aldığı bu kitabı seçme nedenlerinizi öğrenmek isterim.
Yalnızca Fransa’nın değil dünyanın en saygın yayınevlerinden Gallimard yıllardır yakından takip ettiğim bir kuruluş. Hayalkurdu’nun ilk kitaplarını seçerken 110 yılı arkasında bırakmış bu yayınevinin çocuk ve gençlik yapıtları yayımlayan markası Gallimard Jeunesse kataloğuna ayrı bir özen gösterdik. Bonnie ile Mortimer ikilisi tüm hınzırlıklarıyla diğer kitapların, karakterlerin arasından sıyrılarak kendilerini bize göstermeyi başardı. Kitabı incelediğimizde öykünün dili, çizimlerin gücü bizi çok etkiledi. Bu ikilinin maceralarını Türkçeye kazandırmanın yayınevi kimliğimiz açısından da olumlu olacağını düşündük. Çevirmenimiz Gözde Koca’nın özenli çevirisi sayesinde kitaplar orijinal dilinde olduğu gibi okumayı yeni öğrenmiş 7–8 yaşındaki çocuklarımızın okuma becerilerine katkı sağlayacak bir yapıya kavuştu. Hikâye hakkında ipucu vermeden birkaç söz söylersem, kahramanlarımız her çocuğun kendinden bir şeyler bulabileceği; büyümenin zorluklarını, arkadaş ve aile çevresi ile ilişkileri yeni bir gözle değerlendirmesine yardım edecek iki zeki karakter. Serinin üçüncü kitabı Fransa’da kısa süre önce yayımlandı. Biz de çocuklarımızı Bonnie ile Mortimer’in yeni macerasıyla buluşturmanın hazırlıkları içindeyiz.
Sevgili Gözde Koca, kitapta geçen “musakkaka” gibi dil oyunları çok keyifliydi. Eseri dilimize kazandırırken nelere dikkat ettiniz? Kitabın sonundaki bulmacalar nasıl hazırlanıp dilimize uyarlandı?
Sevgili Agnès Cathala, çocuklara dilin, belki de hayattaki çoğu şey gibi, bölünmez bir kalıp olmadığını, yaratıcılığın ve mizahın hayatın renkleri olduğunu çocuklara hissettirmek, yaşatmak için eserinde bolca kelime oyununa yer vermiş. Bu seriyi dilimize kazandırırken muzip dilini korumaya, dil farklılığından doğan engelleri kaldırmaya özen gösterdim. Seriyi ilk okuduğumda “Nasıl yaparım? Bütünlüğü bozmadan hedef dilde bu kitapları okuyacak çocukların yüzünü aynı üslupla nasıl güldürebilirim?” şeklinde çeşitli sorular belirmişti aklımda. Ancak bilgisayarın başına geçip de hikâyenin komik dünyasına bir kere girince gerisi ip söküğü gibi geldi aslına bakarsanız. Kıpır kıpır yaşayan bir dil ve hikâyeydi bu, elbet bir yol bulunurdu! Sonuçta gülmek evrenseldir. Bu kelime oyunları için verdiğiniz örneklerden musakka aslında şanslı olduğum bir kelime oyunuydu. Çünkü musakka, Orta Doğu ve Balkan mutfaklarında yer alan, dünyaca tanınan bir yemek, dahası Fransızcada da okunuşu aynı. “Kaka” kelimesi de çocuk dilinde evrensel sayılabilecek ıkınma sembolizmine sahip olduğu için Farsça, Yunanca, Ermenice ve Latincenin yanı sıra Fransızcada da okunuşu ve yazılışı aşağı yukarı aynı, bu kısmı olduğu gibi korudum dolayısıyla. Bu tür esprili kelime oyunlarını orijinaline sadık kalarak, aynı etkiyi yaratacak şekilde dilimize kazandırmayı hedefledim. Bir başka örnek olarak ise Bonnie’nin, Mortimer’in Berryscope gazetesi için yazdığı ilk makalesini “yüzeysel” bulduğunu söylemesini gösterebilirim. Fransızcada bu, “superficiel” olarak geçiyor. Mortimer kaynak metinde, “Superficiel’in -ficiel’ini atıyorum ve bunun süper bir makale olduğu sonucuna varıyorum,” diyor. Ben de bu kullanımı, “‘Yüzeysel’in -sel’ini atıyorum ve yüz puanlık bir makale yazdığım sonucuna varıyorum,” şeklinde uyarladım. Bu kullanımı, dilimize olabildiğince uyarlayarak ve soruların yapısını bozmadan boşluk doldurma modelinden yola çıkılan ipuçları eşliğinde Türkçeleştirmeyi tercih ettim. Serinin ikinci kitabındaki bulmaca sayfasındaki görseli ise baştan aşağı değiştirmemiz gerekti. Sorulara ve cevaplara olabildiğince sadık kaldık, fakat kelimelerin birbirini tamamlamasını, kutucukların kesişmesini sağlamak için bulmacayı bolca gözümün önünde canlandırmam, kutucukları numaralandırdığım bir kâğıdın üzerinde aklıma gelen farklı varyasyonları deneme yanılma yöntemiyle defalarca test etmem gerekti. Üzerinde çalıştığım kâğıt siline siline aşındı ama emeklerimizin sonucunu aldık ve ortaya harika bir uyarlama çıktı. Serimizin grafik uyarlamasını yapan sevgili Mehmet Sobacı ve genel yayın yönetmenimiz Alper Beşe bu etkinliğin uyarlama çalışmasına çok değerli katkılarda bulundu.
Bu serinin dilimize kazandırılmasının arkasında işini seven, çocukların dünyasında bulunmanın verdiği heyecanla harıl harıl çalışan, fikir alışverişine her daim açık, dayanışmayı seven harika bir ekibin mutfak çalışması bulunuyor. “Her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, insan eliyle yaratılan çevre felaketlerinin son bulduğu bir dünya hayaliyle” yola çıkan, çocukların dünyasında edebiyat komşuluğunun ne denli zenginleştirici olduğunun bilincinde çok anlamlı ve eğlenceli kitap seçimleri yapan bu ekibin bir parçası olmak harika bir tecrübeydi. Yayın dünyasına yeni katılan bu güzel yayınevinin yolunun ve ufkunun açık olmasını diliyorum.
Ayşe Yazar – edebiyathaber.net (10 Haziran 2021)