Büyük şairlerle şair çevirmenleri buluşturan “Yeryüzü Şiirleri” Dizisi Ketebe Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Dünya şiirinin ustalarını edebiyatımızın “şair editör ve çevirmenleriyle” buluşturan Yeryüzü Şiirleri Serisi, her geçen gün yeni bir başyapıtla niteliğini ve niceliğini arttırmaya devam ediyor. Ketebe Yayınları’nın Şubat ayında başlattığı serinin son halkası Federico Garcia Lorka’nın şiirlerinden oluşan “Deniz Bile Ölür” kitabı. Daha önce Charles Simic, Giuseppe Ungaretti, Ezra Pound, Nazmi Ağıl ve Max Jacob’un şiirlerini okurla buluşturan Yeryüzü Şiirleri, evrensel duyguların ve dizelerin peşinde külliyatı genişletiyor.
Şiir yazıldığı dilden koparıldığında tadı kaçan yasak meyve gibidir çoğu zaman. Çünkü düzyazının aksine şiirin ritminin ve duygularının aslına en yakın şekilde başka bir dile aktarılması oldukça güçtür. Bunun tek çaresi ise büyük şairlerin şiirlerini aynı dili konuşan başka şairlerin çevirmesidir. Ketebe, bu gerçekten hareketle dünyanın usta şairlerini, şair editör ve çevirmenlerle buluşturdu. Ortaya tadı ve ritmi kaçmamış dizelerden oluşan Yeryüzü Şiirleri Dizisi çıktı.
Şubat 2021’de başlayan serinin ilk kitapları Max Jacob’un “Sahici Mucizeler”i ve Ezra Pound’un “Lustra”sı oldu. “Lustra”, Pound’un 1913 ile 1916 yılları arasında Londra’da yazdığı şiirlerden oluşan bir anafor-kitap. İmgeyle siyaseti, lirizmle konuşmayı, nükteyle hicvi, trubadur şarkılarıyla kübizmi, farklı kültür ve tarihleri birbirine katan kitap pek çok katmandan oluşuyor. Modern şiirin kurucu kaynaklarından olan “Lustra”, okuru dibe çekmek yerine kendi döngüsüne katmayı başarıyor. Fransız şair Max Jacob’un “Sahici Mucizeler”i ise seçme şiirlerden, şiir üstüne düşüncelerinden ve şairin başka bir ünlü şair olan Apollinair’e yazdığı mektuplardan oluşan bir derleme. “Sahici Mucizeler”i dilimize İkinci Yeni’nin büyük şairi Ülkü Tamer kazandırırken, “Lustra”yı başka bir şair olan Elyesa Koytak çevirdi.
Serinin bir diğer kitabı olan “Bangladesh Blues”, Nazmi Ağıl’ın Bangladeş’e yaptığı gezinin dizelere yansıması olarak karşımıza çıkıyor. İngilizce ve Türkçesi bir arada verilen kitap sadece Türk okuruna değil, yeryüzünün başka coğrafyalarında yaşayan şiirseverlere de ulaşma imkânı buluyor.
Şair çevirmenler Elyesa Koytak ve Ahmet Ölmez’in dilimize kazandırdığı “Hugh Sewyn Mauberley”, Ezra Pound’un kaleme aldığı bir sahne-kitap. 1910’larda Londra’da sanat ve edebiyat dünyasının pek çok isminin rol aldığı kitabın dekorunda ise antik Yunan muhayyilesi boy gösteriyor. Kitap boyunca sahnede çağını yargılayan Pound, yıkıcı savaşa karşı şiirin kadim bilgeliğini hatırlatıyor.
Modern İtalyan şiirini derinden etkileyen Giuseppe Ungaretti’nin “Batık Liman” kitabı, başka bir şair ve sözlük yazarı İlker Şaguj’un çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. İtalyan şiirinde Hermetizm akımını başlatan Ungaretti, “Batık Liman”daki şiirlerde Carso cephesinde savaşırken şahit olduğu ölüm ve kendisine bir şekilde bulaşan ölüm duygusu etkisinde geçmiş hülyasını dizelere döküyor. “Batık Liman”da şiirlerin İtalyanca ve Türkçesi bir arada sunuluyor.
Bir başka usta şair Charles Simic’in kaleme aldığı “Yaklaş ve Dinle” ise sadeliğin ve doğallığın parladığı şiirlerden oluşuyor. Şair Nazmi Ağıl’ın çevirdiği kitap, Çağdaş Amerikan şiirinin öne çıkan şairlerinden Simic’in kendine özgü dünyasını ve vurucu mizahını okurla buluşturuyor.
Yeryüzü Şiirleri’nin son halkası olan “Deniz Bile Ölür” ise usta şair Ülkü Tamer’in titiz çalışmasıyla dilimizde. Federico Garcia Lorca şiirlerinde, evrensel duyguları, değerleri ve metaforları bütünleştirirken, sembolik bir dil kullanmayı tercih ediyor. Lorca’yı kendi dilinizde okuyormuş hissi veren “Deniz Bile Ölür”, şu dizelerle son buluyor:
Kimse bilmiyor seni. Ama ben söylüyorum,
Yüzünü, olgunluğunu söylüyorum çağlara,
Ölüm tutkunu senin, ölümün seçmesini,
Hüznünü söylüyorum kahraman gülüşünün.
Uzun sürer doğması, eğer doğarsa,
Senin gibi kıyasıya yaşayan bir Endülüslü;
İnleyen kelimelerle söylüyorum inceliğini,
Anıyorum üzgün yeli zeytin ağaçlarında.
edebiyathaber.net (20 Ağustos 2021)