Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Nazlı Kırcı’yı, eşi Burak Kurtar ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Yazarken çalışma odasında oluyor genelde. Eğer orada sıkılırsa oturma odasına geçiyor. Odaklanmış bir şekilde yazdığı için genellikle seslenmelerime cevap vermez. Ben de o yazarken yalnız bırakırım, mecbur kalmadıkça soru sormam. Kedimiz Tesla canı ne istiyorsa onu yapıyor. Klavyenin üzerine oturmuşluğu bile var. Bu konuda ilginç bir anımız olmadı.
Eşinizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Eşimle benim okuma alanlarımız çok farklı. Ben çoğunlukla edebiyat dışı okurum. Felsefe, siyaset ve bilim. Edebiyat alanında klasikleri tercih ediyorum. Bir de belirtmeden geçmeyeceğim, okuduğum öykü veya romanın beni şaşırtmasını, bakış açımı değiştirmesini ve mümkünse sonunda beni hayrete düşürmesini beklerim. Eşimin kriterleriyse çok başka. O yüzden okuduklarımız üzerine paylaşımımız az.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yazdıklarında teknik bir şey varsa bana mutlaka sorar. Ayrıca kafasında kurguyu yaparken genel hatlarını benimle paylaşır. Öyküyü tamamladıktan sonra da okutur ve karakterlerin, hikâyenin inandırıcılığı konusunda fikrimi sorar.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Bir ritüele bağlı olduğunu görmedim. Sadece kendisini iletişime kapatır, o kadar. Dünyadan kopuyor biraz, ben de geri çağırmıyorum.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Aynı anda birden çok kitap okur. Çalışma odasının masasında, salonun sehpasında, hatta koltukların üzerinde kitaplar birikir. Bugünlerde Lydia Davis’in Hikâyenin Sonu kitabını elinde daha sık görüyorum.
edebiyathaber.net (26 Ağustos 2021)