Arkeolog yazar Betül Avunç’un Anadolu’nun tarihsel mirasını gelecek kuşaklara tanıtmak, çocuklara arkeolojiyi ve mitolojiyi sevdirmek amacıyla kaleme aldığı “İkiz Gezginler” serisinin (Tudem Yayınları) okurla ilk kez buluşmasının üzerinden 25 yıl geçti.
Tanıtım bülteninden
Okurlarını Efes’ten Troya’ya, Kaz Dağı’ndan Bursa’ya, Anadolu’nun efsanelerle dolu antik yörelerinde gezintiye çıkaran seri, hem eğlendirici hem de bilgilendirici yapısıyla çocuk edebiyatımızın öncü eserleri arasında yer alıyor.
İkiz Gezginler’in okurla ilk kez buluşmasının üzerinden tam 25 yıl geçti. Şimdiye dek İkiz Gezginler Peri ve Ege nereleri gezdi, gördü, anlattı?
Peri ile Ege, İkiz Gezginler İstanbul’dan Bodrum’a adlı kitapta Çanakkale, Edremit, Kaz Dağı, Ayvalık, Manisa, Salihli, Bintepeler, Efes gibi Batı Anadolu’nun efsanelerle dolu antik yörelerini gezdiler. Çanakkale Boğazı’nı geçerken kanatlı koçun sırtında uçan kardeşleri gördüler ve onların öyküsüyle Antik Çağ’da oraya neden Hellespontos/Helle’nin Denizi adı verildiğini öğrendiler. Salihli’deki yıkık sarayda büyülü yüzüğünü takınca görünmez olan Giges’le tanıştılar, Bintepeler’de Lidya krallarının mezarlarını keşfettiler. Efes caddelerinde koştururken, Efesli iki çocuk olup oyunlar oynadılar ve daha pek çok serüven yaşadılar Batı Anadolu topraklarında.
İkiz Gezginler İstanbul’da adlı kitapta ise yaşadıkları kent İstanbul’u gezdirdiler okurlara. Dünyanın en büyük üç imparatorluğuna başkentlik etmiş bu eşsiz kentin Sultanahmet Meydanı’nda Roma Dönemi’ne dönüp heyecanla gladyatörleri izlediler, Ayasofya’da Bizans imparatorunun hayaletiyle şakalaştılar, Sultanahmet Camisi’nde Osmanlı’nın muhteşem çinilerini gördüler ve İstanbul’un farklı köşelerinde gezip eğlenirken kentin geçmişiyle bugünü arasında efsane dolu yolculuklar yaptılar.
Serinin İkiz Gezginler Troya’da adlı kitabında Çanakkale’deki antik Troya kentindeydi Peri ile Ege. Burada tanıştıkları Esin Perisi onları Troya efsanelerinin içinde dolaştırdı. Zeus’un sarayındaki düğün şölenine konuk olup Antik Çağ yemeklerini tattılar, Kaz Dağı’nda tanrıçalar arasında yapılan dünyanın ilk güzellik yarışmasını izlediler, derken kendilerini ünlü Troya savaşının içinde buldular.
İkiz Gezginler Güneş’in Sarayında adlı kitapta Peri ile Ege’nin yolu bu kez bulutların tepesine, Güneş’in sarayına düştü. Altın ışıklı sarayında oturan adamın güneş tanrısı değil, mitolojinin Helios’u, yani Güneş’in ta kendisi olduğunu gördüler. Orada, babasının yerine geçmek isteyen Güneş’in oğlunun gökyüzünde başlayıp yeryüzünde biten fantastik serüveni bekliyordu onları.
Serinin en yeni halkası İkiz Gezginler Yeşillikler Ülkesi’nde ise, Peri ve Ege’nin bu kez Bursa ve çevresindeki serüvenlerini konu ediniyor.
Yazarla söyleşi
Çeyrek asırdır çocukların ve hatta yetişkin okurların, İkiz Gezginler’in serüvenlerini büyük ilgi ve heyecanla takip etmelerini neye bağlıyorsunuz?
Sanırım İkiz Gezginler, çocuk edebiyatımızda tarih, arkeoloji ve mitolojiye eğilen yeni bir alanın öncüsü olarak önemli bir boşluğu doldurduğu için ilgi çekti. Eğitimcilerden, velilerden, İkiz Gezginler üzerine yapılan akademik çalışmalardan edindiğim izlenim böyle. Batı uygarlığının temellerinin yattığı, Anadolu Uygarlıkları gibi benzersiz bir hazineye sahip olan bu toprakların çocuklarının kültürel mirasımızı dünyadaki herkesten önce öğrenmesi gerekir diyerek bu işe girişmiştim. Arkeolojinin ikiz kardeşi mitolojinin çekiciliğinden yararlanarak kurguladığım kitaplarda bir arkeolog olarak verdiğim bilimsel bilgileri yazar yanımla okuru eğlendiren heyecanlı serüvenlerle sarmalamamın da payı olmalı İkiz Gezginler’in bu kadar sevilmesinde. Heyecanla takip edilmesinin önemli bir nedeni ise elbette sürükleyicilik.
Henüz raflara giren İkiz Gezginler Yeşillikler Ülkesi’nde güzel Anadolu’muzun tarihine renk katan hangi ilginç olayları ve kişileri sayfalarına konuk ediyor?
İkiz Gezginler’in son serüveni, ”Yeşil Bursa” olarak anılan güzel kentimiz ve çevresinde geçiyor. Peri ile Ege oraya ”Yeşillikler Ülkesi” diyorlar. Osmanlı Dönemi’nde yaşamış Çekirge Sultan’la, Arkeoloji Müzesi’ndeki çenesi düşük İskelet Hanım’la, eski Anadolu’nun Ana Tanrıçası Kibele ve dev adam Herakles’le, Karagöz ve Hacivat’la, olağanüstü atların bulunduğu gizli haranın yerini bilen küçük seyis Talya ile, Uludağ’ın bir kaynak gölünde yaşayan su perileriyle ve daha birçok kişiyle tanışıp, geçmişle günümüzü buluşturan renkli serüvenler yaşıyorlar Bursa’da.
Sizi eski çağların büyüleyici öyküleri üstüne yazmaya iten şey ne oldu?
Arkeolojiyle mitolojinin büyüsü… Eski çağların tarihsel ve mitolojik öyküleri çocukken önce beni, sonra kendi çocuklarımı büyülediğine göre, diğer çocukların da etkileneceğini düşündüm ve onlara yurdumuzun eşsiz kültürel mirasını anlatmak için bu öykülerden yararlandım.
İkiz Gezginler’in serüvenleri devam edecek mi? Takipçilerini ne gibi sürprizler bekliyor?
İkiz Gezginler’in serüvenleri yakında çok farklı bir kitapla devam edecek. Bu kez takipçilerini bizim ülkemizle birlikte eski dünyanın başka ülkelerine de götürecek Peri ile Ege. Antik Çağ’ın dünya harikalarını ziyaret edecekler. Biri dışında hiçbirinin günümüze kalmadığı o harika yapıtların geçmişte tüm görkemleriyle ayakta durduğu zamanlara yolculuk edecekler.
edebiyathaber.net (16 Eylül 2021)