Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Kerem Işık’ı, eşi Özlem Ünlü Işık ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Yazı yazması için sadece bir kalem – ki bu benim göz kalemim bile olabilir – ve kâğıda – ki bu bir fişin arkası bile olabilir – ihtiyacı olduğu için net bir mekân söylemem zor. Ama evden ofise giderken, vapurda yazmaktan keyif aldığını söyleyebilirim. Çok çeşitli not defterleri vardır öykü ve romanını süsleyen cümleciklerin uçuştuğu…
Benim ona uzun uzun iş yerimde başımdan geçenleri anlattığım bir anda gözlerimin içine bakarken aslında çok derinlerde zihnine anlattıklarımın çağrışımlarını yazdığına da pek çok kez denk gelmişimdir.
Eşinizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Yazılarından bana bahsetmek için olgunlaşmasını beklemez. Onu heyecanlandıran fikirlerini bazen yazmadan önce, bazen yazdıktan sonra paylaşır. Ben merak edip sordukça hoşuna gider, daha çok anlatır. Hatta bazen sorularıma yanıtlar verirken kafasındaki kurguyu değiştirir. Okuduğumuz kitaplardan beğendiğimiz satırları, paragrafları işaretleyip birbirimizle paylaşır ve okurken merakla birbirimizin tepkisini bekleriz. Beğendiklerimizi, beğenmediklerimizi, beğendirmek istediklerimizi paylaşırız. Okuma tekniklerini, okuma alışkanlıklarımızı, okuduklarımızı, okuyamadıklarımızı paylaşırız. Çocuklarımıza nasıl daha çok kitap okuturuz, hangi kitap onlar için daha iyi, okumak için en konforlu yerler nereler konuşuruz. Gördüğümüz dergilerden, gittiğimiz evlerden okuma köşeleri seçeriz, “burası tam kitap okunacak koltuk”, “burası şahane kütüphane olur” deriz ve en çok da “deniz havasında okunan kitap bir başka” der özleriz, bekleriz.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Biz hayatı paylaşırız. Yazdıkları ile ilgili benimle yukarıda andığım sohbetler dışında herhangi bir fikir almaz. Sorularım belki ona yeni düşünme kanalları açar, yollarını aydınlatır ve belki fikir tohumları atar zihnine, bilemem. Ben bazen önerilerimi arka arkaya sıralarım tutamam kendimi, o kendi zihnindeki yolu izler, ama kim bilir belki o yoldaki bazı dolambaçların aşılmasına farkında olmadan vesile oluyorumdur.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Aslında her zaman her yerde yazabildiği için olmazsa olmazları vardır diyemem, ancak uzun süreli, planlı bir yazma girişimi söz konusu ise arka planda bir piyano tınısı, bir fincan kahve ve tabi ki dağınık bir masa olmazsa olmazı. Kaosun ve eşlikçisi entropinin, Kerem’in zihnindekileri kelimelere dökerken satırları düzenleme konusunda itici bir güç olduğunu sanıyorum.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Kerem’in elinde eş zamanlı en az 4-5 kitap olur. Günün farklı saatlerinde, ruh haline ve ilgilerine göre merak ettiği bir set masasını, baş ucunu, çantasını süsler. Benim gözüme takılanlar şöyle:
Pozitif Ergenlik – Dr. Richard M. Lerner
Gemideki Hayalet – Sebahattin Şen
Yalnızız – Peyami Safa
Umut İlkesi – Ernst Bloch
edebiyathaber.net (23 Aralık 2021)