Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Aslıhan Kocabal’ı, yakın arkadaşı Barış Kapukıran ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Öncelikle yazarken doğrudan denk gelmediğimi söyleyerek başlayayım. Üzerine konuştuğumuz için biliyorum, bu soruya verilecek yanıt aslında oldukça fazla. Metroda, takside, işyerinde, evde, kafede kısacası her yerde yazar. Yazarken zaman ve mekân ayrımı yaptığını söyleyemem. Sanırım zaman ve mekân konusunda da başka bir boyutta yaşıyor Aslı. Bir bütün olarak anlam ifade etmese de aklına gelen en ufak cümleyi bile – genelde hızla unuttuğu için- o anda elinde ne varsa cep telefonu, not defteri, herhangi bir kâğıda muhakkak yazar.
Arkadaşınızla yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Son yıllarda ağırlıklı olarak bilim ve felsefe kitapları okuyorum. O yüzden son zamanlarda edebi türlerde okuduğum kitapların çoğunu Aslı tavsiye etmiştir. Ben de Aslı’ya yeni bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğüm bilim-felsefe kitapları öneririm.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yayımlanmadan önce hatta çoğu zaman öyküleri daha tamamlanmadan önce yazdıklarını okurum. Editoryal önerilerde bulunurum ihtiyaç olduğunda. Metinin akışının nasıl olması gerektiği konusunda her zaman birden fazla fikri olur, kararsız kaldığında bana da başka arkadaşlarına da danışır.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Bir ritüeli var mı bilmiyorum ama daha önce bahsettiğim gibi zaman ve mekan ayrımı olmaksızın her yerde günün herhangi saati yazabildiği için uluorta ritüel yapması tuhaf olurdu. Şu ortam sağlanmazsa yahut şu olmazsa asla yazamam dediğini hiç duymadım. Oldukça düz ve beklentisizdir bu konuda.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
İlk aklıma gelenler;
Carlos Fuantes-Kaygı Veren Dostluklar
Ezo Evrim Harsa-Gecebakan
Vigdis Hjorth- Miras
edebiyathaber.net (30 Aralık 2021)
“Yazarın Odası: Aslıhan Kocabal | Meltem Dağcı” üzerine bir yorum