Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Nazlı Çevik Azazi’yi, eşiyle konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Genelde dışarda, dönemsel olarak gözüne kestirdiği bir cafede yazar. Enteresandır o ‘’iş’’in /kitabın sonunda, bir daha o cafeye uzun süre gitmez. Veyahut da ve de belirlediği temaya göre evde de yazabiliyor. Lakin bunun için evin sakin kalabildiği sabahın erken saatlerini tercih eder.
Yazma sürecinde değil ama hazırlık sürecine dair fazlaca anlarımız vardır anlatılabilecek. Zira kitabın yazılma süreci daha hızlı olabiliyor. Nazlı, hazırlık sürecinde bir sürü kaynak ve materyalden yararlanır. Bu süreçlerde benim en takıldığım konu evin her tarafının kitapla dolmasıdır. Bu dönemde evde kitaplarla dolu bir karmaşa oluşur. Zira Nazlı kitabını besleyebilecek her türlü materyali edinir. Bu sebepten her biten kitap ardında devasa bir kültür yığını da bırakır. Gazete, dergi, müzik gibi.
Eşinizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Şiir ve dünya edebiyatının kimi kıyıda kalmış eserlerini konuşmak keyiflidir Nazlı ile. Ama sanırım en çekici yanı, yeni öğrendiği ya da benden duyduğu bir kitabı, yazarı hemen gidip edinmesi ve izini sürmesidir. Bunun dışında kitabına seçtiği kimi masalları da dinlemeye bayılırım. Zira o masallar üzerinden uzun süren sohbetlerin tadına doyulmaz gerçekten. Aslında her kitabı ben bu tartışmalarda yeniden okumuş gibi olurum.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
İçerikten çok aslında kitabın genel havasını konuşuruz. İçerik Nazlı’nın profesyonel alanı olduğu için ben daha çok kurguya dair fikirlerimi belirtirim. Bir de belki de içeriği besleyebilecek ilham verebilecek masal veyahut da kitap önerim olur daha çok.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Sessizlik başat gereksinimi ve yanı sıra halen kullandığı özel defter ve kalemleri olmazsa olmazlarıdır. Eğer evde yazıyorsa, tütsü yanı sıra mum (gece gündüz) mutlaka yanar. Erken kalkıp meditasyon yapmak ve sessizlikte kendine ait ritüellerini gerçekleştirmek vazgeçilmezlerindendir. Her kitap gerçekten bir doğum süreci gibi geçiyor. Yazım süreci boyunca da gündeminde her daim o eser oluyor.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Son gördüğüm kitaplardan aklımda kalan iki tane var. Biri Dr. Tara Brach’ın “Buda’nın Kalbi” kitabı, diğeri ise Steven K. Levine’nin “Poesis” kitabıydı. Ama aynı anda bir sürü kitapla hemhal olduğu için açıkçası hepsini akılda tutmak çok olası değil.
edebiyathaber.net (20 Ocak 2022)